Hz. Muhammed (SAV) siyasi kimliğinin oluşum süreci

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Peygamberimiz ve Siyaset

Hz. Muhammed’in Peygamberliğinden önce ki dönemde uğraştığı işler ve yaşayış şekli, onun kişisel gelişimini ve siyasi kişiliğini olumlu yönde etkilemiştir. Hz. Muhammed Mekke ehli için koyun gütmüş, amcası Ebu Talib ile birçok kervan seferinde bulunmuş, Hz. Hatice için Şam’a kadar kervan ile gidip dönmüştür. Giriştiği bu işler onun ticari kimliğini geliştirmiş ve ticari hayat hakkında fikirler edinmesini sağlamıştır. Hz. Muhammed Ficar savaşlarına katılmıştır ve bu savaş hakkında şu yorumda bulunmuştur: ‘’Ben amcalarımla birlikte o savaşa katıldım. Bazı oklar da attım; ancak bugün ‘Keşke yapmasaydım!’ demeyi sevmiyorum’’(Sad, 2015a, s.115). Hz. Muhammed’in Ficar savaşına katılması dönemin siyasi yapısını ve savaş nizamını anlamasına yardımcı olmuştur. Ayrıca Ficar savaşlarından sonra savaşı sonlandıran Hilfü’l-Füdûl anlaşmasına(Erdemliler anlaşması) katılmıştır(Sad, 2015a, s. 116). Bu anlaşmayla Hz. Muhammed Arap kabileleri arasında nasıl barış ortamı kurulabileceğini uygulamalı olarak görmüştür. Ayrıca barış anlaşmalarının nasıl yapıldığı ve daha sonrasında da barış ortamının nasıl muhafaza edilebileceğine dair siyasi tecrübeler kazanmıştır.

Hz. Muhammed, hayatının Mekke döneminde hiçbir zaman devlet başkanlığı ya da herhangi başka bir yöneticilik için birilerine teklif de bulunmamış kendine gelen teklifleri de reddetmiştir. Çünkü onun Peygamberliğinden önce de sonra da Kureyş yönetiminin baskıcı ve yasaklarla dolu tutumunu kabullenmemiş ve bu yönetimin karşısında durmuştur(Geçit, 2016, s. 33). Hz. Muhammed’in, Peygamberlikten önce yaşadığı önemli olaylardan biriside Kâbe hakemliğidir. Kâbe’nin çeşitli sebeplerden dolayı tadilata ihtiyacı vardı. Kureyşliler bu ihtiyaçtan ötürü Kâbe’yi tamir etme kararı verdi ve tadilatın sonuna yaklaşıldığı sırada Hacerülesved[1] taşını yerine yerleştirme konusunda kabileler arasında anlaşmazlık çıktı. Kabilelerin hepsi taşı yerleştirme hakkının kendilerine ait olduğunu iddia ettiler ve bu konu o kadar uzadı ki kabileler neredeyse birbirileri ile savaşmaya başlayacaklardı. Kureyşlilerin en yaşlısı Ebû Ümeyye b. Muğire, Harem’i Şerif’in Benî Şeybe kapısından girecek ilk kişinin bu konu hakkında hakem olmasını önerdi ve Kureyşliler bunu kabul etti. Kapıdan ilk gelen Hz. Muhammed oldu. Kureyşliler hep bir ağızdan Bu, güvenilir bir kimsedir. Onun vereceği karara razıyız dediler(Sarıçam, 2017, s.86). Hz. Muhammed yaşanan sorunu dinledikten sonra sırtında bulunan abasını çıkararak taşı abasının üzerine koydu ve her kabileden bir kişinin abanın bir ucundan tutmasını söyledi. Kabileler hep birlikte taşı olması gereken yere kadar birlikte taşıdılar. Taş koyulması gereken yere geldiği zaman Hz. Muhammed kendi elleriyle taşı abanın üzerinden aldı ve yerine yerleştirdi. Bu problemin Hz. Muhammed’in bulduğu yöntem ile çözülmüş olması tüm Kureyş kabileleri tarafından memnuniyetle karşılandı. Hz. Muhammed bu olay sırasında arabuluculuk ve liderlik gibi vasıfları da tüm Kureyşliler tarafından canlı olarak görülmüş oldu. Bu olay sırasında Hz. Muhammed 35 yaşlarındaydı.(Sad, 2015a, s. 133, Sarıçam, 2016, s. 85-86).

 

Cevapla