Paylaş
Hz Musa medyende kaç yıl kaldı?
Question
Hz. Musa Medyen’de kaç yıl kaldı, 8 yıl mı, 10 yıl mı, kırk yıl mı?
Hz. Musa’nın Medyen Tarafına Gitmesi Ve Hz. Şuaykın Kızıyla Evlenmesi
22- Musa Medyen tarafına yönelince: “Umarım, Rabbim bana doğru yolu gösterir.” dedi.
23- Medyen Suyu’na vardığında, orada hayvanlarını sulayan bir cemaat buldu. Onların gerisinde de hayvanlarının suya gitmesini engellemeye çalışan iki hanım gördü. Onlara: “Meseleniz nedir?” dedi. Onlar da: “Çobanlar sulayıp çekilmeden biz sulamayız. Babamız ise oldukça yaşlı bir adamdır.” dediler.
24- Bunun üzerine Musa onların hayvanlarını sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi. “Ey Rabbim! Bana indireceğin hayra çok muhtacım.” dedi.
25- O sırada hanımlardan biri utana utana yürüyerek Musa’ya geldi. “Babam, hayvanlarımızı sulama ücretini vermek için seni çağırıyor.” dedi. Bunun üzerine Musa kızların babasına varıp başından geçenleri anlattığında o zat: “Korkma, artık o zalim kavimden kurtuldun.” dedi.
26- Kızlardan biri: “Babacığım! Onu ücretle çalıştır. Çünkü ücretle tuttuklarının en hayırlısı, güçlü ve güvenilir bir adamdır.” dedi.
27- Kızların babası: “Bana sekiz yıl çalışman şartıyla bu iki kızımdan biriyle evlendirmek istiyorum. Eğer bunu on yıla tamamlamak istersen bu senden bir ikram olur. Fakat seni zora sokmak istemem. İnşaallah beni salihlerden bulacaksın.” dedi.
28- Musa: “Bu seninle benim aramda-dır. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım, haksızlığa uğramış olmam. Söylediklerimize Allah vekildir.” dedi.
AYETLERİN AÇIKLAMASI: (Tefsiri)
“Musa Medyen tarafına yönelince: Umarım, Rabbim bana doğru yolu gösterir, dedi.” Yani Musa Firavun’un şehrini terk ederek Medyen tarafına yönelmişti. Zira -daha önce beyan ettiğimiz gibi- kalbine onlarla arasında akrabalık bağı olduğu fikri doğdu. Zira onlar Medyen b. İbrahim (a.s.) neslinden idiler, kendisi de İsrailoğullarındandır
Fakat yolu bilmeyince Allah Tealâ’nın lütfuna dayanarak: “Ey Rabbim! Beni en doğru yola ilet.” dedi. Allah da ona lütufta bulundu ve onu doğru yola iletti. Musa üç yoldan orta yolu tercih etti. Âdet olduğu üzere insanlara yol hakkında soru soruyordu.
İbni İshak diyor ki: Musa Mısır’dan Medyen’e azıksız ve bineksiz gitti. Bu iki belde arası 8 günlük yol mesafesi idi. Yemeği sadece ağaç yaprakları idi. Medyen, Filistin diyarında Akabe körfezinin kuzeyinde bulunmaktadır.
Medyen olayları aşağıdaki şekilde gelişmiştir:
1- Su civarındaki çobanların durumu: “Medyen Suyu’na vardığında, orada hayvanlarını sulayan bir cemaat buldu. Onların gerisinde de hayvanlarının suya gitmesini engellemeye çalışan iki hanım gördü. Onlara: Meseleniz nedir? dedi. Onlar da: Çobanlar, sulayıp çekilmeden biz sulayanlayız. Babamız ise oldukça yaşlı bir adamdır, dediler.”
Yani Musa Medyen’e varıp Medyen Suyu’na gidince koyun çobanlarının koyunlarını suladığı bu kuyunun yanına yaklaştı ve orada hayvanlarını sulayan bir topluluk gördü. Onların alt tarafında koyunlarının diğer çobanların koyunlarıyla karışmaması ve başkalarına eziyet vermemesi için diğer ço-aanlarm koyunlarıyla birlikte suya gitmelerine mani olmaya çalışan iki kadın gördü.
Hz. Musa (a.s.) onları görünce duygulandı ve kadınlara acıdı. Onlara:
– Sizin meseleniz nedir? Probleminiz nedir? Niçin diğerleriyle beraber ;uya gitmiyorsunuz? dedi. Kadınlar şöyle dediler:
– Biz o topluluk su alma işini bitirmeden koyunlarımızı sulayamıyoruz. Babamız ise bizzat çobanlık yapamayacak ve koyunları sulayamayacak kadar pir-i fani bir ihtiyardır. Dolayısıyla biz de gördüğün şu duruma düşmeye mecbur kaldık. Bu daima kuvvetlinin zayıf karşısındaki tavrıdır. Güçlü olan saf, arı sudan içer, zayıf olan suyun geri kalan kısmından içer.
Bu ifadede kadınlara bizzat sulamaya katılmaları hususunda Hz. Musa’ya özür beyan edilmekte, babalarının yaşlılığı ve ihtiyarlığı sebebiyle sulamaya katılamadığına dikkat çekmekte ve kendilerine yardım etmesi hususunda Hz. Musa’nın şefkati talep edilmektedir.
2- Hz. Musa’nın kadınların koyunlarını sulaması ve Cenab-ı Hakka niyazda bulunması: “Bunun üzerine Musa onların hayvanlarını sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi. Daha sonra: “Ey Rabbim! Bana indireceğin hayra çok muhtacım,” dedi.”
Yani Hz. Musa (a.s.) -İbni Ebî Şeybe’nin Hz. Ömer’den (r.a.) rivayetine göre- ancak on adamın kaldırabileceği bir kaya ile ağzı örtülü bir başka kuyuya vardı. Bu kuyunun ağzındaki kayayı kaldırarak bu kadınların koyunlarını suladı. Sonra da kayayı tekrar aynı yerine koydu ve istirahat etmek için bir ağaç gölgesine çekildi. Cenab-ı Hakk’a şöyle niyazda bulundu.
– Ya Rabbi! Ben açlık belâsını kaldırmak için az veya çok hayra -yiyeceğe- muhtacım.
Hz. Musa’nın duasında “fakîr” kelimesi “lâm” harf-i cerri ile kullanılmıştır. Çünkü bu kelime “sâil” ve “tâlib” manasını da ifade etmektedir.
Burada Hz. Musa’nın kadınların koyunlarını güneş sıcağında suladığına, Hz. Musa’nın mükemmel kuvvetine, Firavun’un sarayında rahat bir hayat sürmesine rağmen ağır hayat şatlarına alışkın, yiğit ve dayanaklı bir kimse olduğuna dair bilgiler vardır.
İbni Abbas diyor ki: Hz. Musa (a.s.) Mısır’dan Medyen’e kadar yaya gitti. Onun yiyeceği baklagiller ve ağaç yapraklarıydı. Bineksiz idi. Medyen’e ulaşınca ayağındaki terlikler de iyice giyilmez olmuştu. Gölgeye oturdu. O
Allah’ın kullarından en seçkini idi ve açlıktan karnı sırtına yapışmıştı. Baklagillerin yeşilliği adeta karnından dışa vuruyordu. O bir hurma parçasına muhtaçtı.
3- Zorluktan sonraki rahatlık: “O sırada hanımlardan biri utana utana yürüyerek Musa’ya geldi. “Babam hayvanlarımızı sulama ücretini vermek için seni çağırıyor.” dedi.”
Yani kızlar koyunlarla eve çabuk dönünce babaları bu durumu garip karşıladı ve onlara bunun sebebini sordu. Onlar da Hz. Musa’nın yaptığı işi anlattılar. Babaları da onu davet etmek için kızlarından birini gönderdi. Kızlardan biri hür kadın yürüyüşüyle haya içerisinde örtüsünü bürünmüş, yüzünü elbisesiyle örtmüş, erkeklerle konuşmaya hevesli olmayan bir kişi edasıyla geldi. Edep, haya ve iffet içerisinde:
– Babam bize yaptığın bu iyiliğe karşı sana mükâfat vermek ve koyunlarımızı sulamanın ücretini ödemek için seni çağırıyor, dedi.
Alimler bu “baba” nın kim olduğunun belirlenmesinde ihtilâf etmişlerdir. Cumhur’a göre -yahut pekçok alime göre- meşhur olan görüş Hz. Musa’yı çağıran kızların babaları Medyen halkına peygamber olarak gönderilen Hz. Şuayb (a.s.) dır. Bu iki kadın da onun kızlarıdır[21] Ayrıca -Razî’nin dediği gibi- bu kıssada dinin kabul etmeyeceği hiçbir şey de yoktur.
Hz. Musa (a.s.) kadının bu davetini ücret almak için değil, yaşlı zatın duasını almak için kabul etti.
Rivayete göre: Kadın: “Sana ücret vermek için” dediği zaman Hz. Musa (a.s.) bundan hoşlanmamış, kendisine yemek takdim edilince de:
– Biz dinini dünya karşılığında satmayan ve iyiliğe karşı bedel kabul etmeyen bir aileyiz demiş, Hz. Şuayb (a.s.) da ona şöyle demişti:
– Bu bize misafir olan herkese karşı adetimizdir. Ayrıca zaruri durumlarda haramlar mubah sayılır.
Hz. Musa (a.s.) babasının evini gösteren kadınla birlikte gitti. Ancak kadına bakmamak için onun arkasında yürümesini ve arkadan yolu tarif etmesini istedi. Bu Allah’ın kendilerini peygamberliğe hazırladığı kimselerin edebidir.
4- Yaşlı zatla güven ve huzur sohbeti: “Bunun üzerine Musa kızların babasına varıp başından geçenleri anlattığında o zat: Korkma artık o zalim kavimden kurtuldun, dedi.”
Yani Hz. Musa yaşlı zatın yanma gidip Firavun ve kavminin küfür ve tuğyanını, İsrailoğullarına yaptığı zulmü, Mısır’dan çıkış sebebini ve onların kendisini öldürmeyi planladıklarını anlatınca o zat: “Korkma, huzur içinde ol, kalbin hoş olsun. Çünkü sen zalimlerin saldırısından kurtuldun. Onların memleketinden çıktın. Onların bizim ülkemizde hakimiyetleri yoktur.” Hz. Musa da mutmain oldu. Gönlü endişeden sükûnete erdi.
5- Kızın babasından güçlü ve güvenilir kimseyi ücretle tutması talebinde bulunması: “Kızlardan biri: Babacığım onu ücretle çalıştır. Çünkü aücret-le tuttuklarının en hayırlısı, güçlü ve güvenilir bir adamdır, dedi.”
Kızlardan Hz. Musa’yı babasına çağıranı: “Babacığım bu koyunları gütmek için onu ücretle çalıştır. Zira ücretle tutacağın en hayırlı kişi odur. Çünkü o koyunları korumak ve işlerini görme hususunda güçlü kuvvetli ve hainlik etmesinden korkulmayan emin bir kişidir.” dedi.
Hz. Şuayb’ın (a.s.) kızı ücretlinin en güzel sıfatları olarak “görevini yerine getirme hususunda güçlü olma” ve “bir şeyi koruma hususunda güvenilir olma” sıfatlarını zikretti. Bu iki sıfatın kaynağı kızın Hz. Musa’da müşahede ettiği durumdur.
Babası Hz. Şuayb (a.s.) kızma:
– Bunu nereden anladın? dedi. Kız da babasına:
– O ancak on kişinin kaldırabileceği bir kayayı kaldırdı. Ayrıca ben onunla birlikte gelirken onun önüne geçtim. Bana: Arkamdan gel, yanlış yola girersem önüme bir çakıl taşı atarak yolu bana tarif et, dedi.
Abdullah b. Mes’ud (r.a.) demiştir ki: İnsanların en ferasetlileri üç kişidir:
– Hz. Ömer’i (r.a.) yerine tayin eden Hz. Ebubekir.
– Hanımına “Yusuf a iyi muamele et.” diyen vali.
– “Babacığım, Onu ücretle çalıştır. Çünkü ücretle tuttuklarının en hayırlısı güçlü ve güvenilir bir adamdır.” diyen Hz. Şuayb’ın (a.s.) kızı.
6- Hz. Musa’nın (a.s.) Hz. Şuayb’a (a.s.) hısım olması: “Kızların babası: Bana sekiz yıl çalışman şartıyla seni bu iki kızımdan biriyle evlendirmek istiyorum. Eğer bunu on yıla tamamlamak istersen bu senden bir ikram olur. Fakat seni zora sokmak istemem. İnşaallah beni salihlerden bulucaksın, dedi.”
Yani Hz. Şuayb (a.s.) Hz. Musa’nın güçlü ve güvenilir bir adam olduğuna kani oldu ve Hz. Musa’ya şöyle dedi:
– Ben seninle hısım olmak ve bu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum. Dilediğini seç. Bu iki kızın adları Safûriya ve Liya’dır. Mihir ise, koyunlarımı sekiz yıl gütmendir. İki sene ziyadesiyle teberruda bulunursan bu sana aittir. Yoksa sekiz sene yeterlidir. Bundan sonra da bu süre hakkında veya bir başka konuda seninle tartışarak seni zorlamak istemem. Beni genel anlamda salih bir kimse, dolayısıyla güzel muamele eden ve yumuşak davranan biri olarak göreceksin… Hz. Şuayb (a.s.) Allah adının bereketinden istifade etmek ve Allah’ın muvaffakiyetine ve yardımına dayanmak için “inşaallah” demiştir.
Hz. Musa (a.s.) buna şu şekilde cevap verdi: “Bu seninle benim aramda-dır. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım, haksızlığa uğramış olmam.”
Yani Hz. Musa (a.s.) Hz. Şuayb’a (a.s.) hitaben şöyle dedi: Mesele sizin söylediğiniz gibi olsun. Bana bu iki kız hakkında ve bu iki süre -sekiz yıl ve on yıl konusunda tercih hakkı verdiniz. Her birimiz kendi şahsı adına şart koştuğu sözü yerine getirecektir. Ben on yıllık süreyi tamamlarsam bu benim tarafımdan bir ikram olacaktır. Sekiz yıllık süreyi tamamlarsam sorumluluktan kurtulurum ve şartımı yerine getirmiş sayılırım. Dolayısıyla bu iki süreden birini tercih etmekte benim için bir mahzur yoktur. Sizin de benden bu iki seneden daha fazlasını isteme hakkınız yoktur.
Bu her ne kadar mecburi olmayıp mubah olsa da peygamberlik için Allah tarafından hazırlanan Hz. Musa (a.s.) bu iki süreden kâmil olanı tercih edecektir. Gerçekten Hz. Musa (a.s.) bu iki süreden daha fazlasını tamamlamıştır.
İbni Cerir ve başkaları İbni Abbas’tan (r.a.) Peygamberimiz’in (s.a) şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:
– Cebrail aleyhisselâm’a Musa bu iki süreden hangisini tamamladı? diye sordu. Cebrail (a.s.):
– Daha fazla olan, daha kâmil olan süreyi tamamladı, diye cevap verdi.
Bu Hz. Musa (a.s.) ile Şuayb (a.s.) arasında yapılan bir sözleşmedir.
“Bu seninle benim aramdadır.” ifadesi “Bu iki süreden hangisini” yani en uzun süre olan on yıllık süre ile en kısa süre olan sekiz yıllık süreden hangisini doldurursam doldurayım “Haksızlığa uğramış olmam.” Yani hiçbir kimse fazla bir şeyi talep etmekle başkasına zulmetmesin, demektir.
“Söylediklerimize Allah vekildir.” Herkesin kendisi için diğerine verdiği söze şahit ve vekildir. Vekil aslında bir meselenin kendisine havale edildiği kimsedir. Vekil şahit manasında kullanıldığı zaman “alâ” harf-i cerriyle kullanılmıştır. Bu cümle Hz. Musa’nın sözüdür. Bir başka rivayete göre Hz. Şu-ayb’ın sözüdür.
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Hz. Musa (a.s), Medyen’de yaklaşık 10 yıl kalmıştır. Musa (a.s) Mısır’dan kaçtıktan sonra, Allah’ın izniyle Midyan bölgesine varmıştır. Orada Şuayb (a.s) adlı bir peygamberin yanında çalışmaya başlamıştır. Musa (a.s), Şuayb (a.s) ile birlikte hayvancılık yaparak geçimini sağlamış ve Medyen halkına da hizmet etmiştir. Bu süreçte Allah (c.c), Musa (a.s)’a peygamberlik görevini vermiştir ve o da vahyi insanlara tebliğ etmek üzere Mısır’a geri dönmüştür.