Paylaş
Hz. Peygamberin Şefaati
Question
Peygamberimizin Şefaati
Soru: Kıyamet gününde Allah’ın azabı tecelli ettiği zaman Peygamber efendimiz (s.a) bütün ümmete şefaat edecek mi? Ümmetin hepsine şefaat etmeyecekse kimler onun şefaatinden mahrum kalacaklar?
Cevap: Allah Teâlâ yüce Peygamberine hitaben şöyle buyurmaktadır:
Rabbinin, seni övgüye değer bir makama çıkaracağını umabilirsin. (İsra/79)
Müfessırlerin çoğu. buradaki makam-ı mahmud’un (yani övgüye değer makamın) şefaat makamı olduğunu söylemişlerdir. Çünkü Ebu Hureyre (r.a) Rasûlullah’a makam-ı mahmuden ne olduğunu sorduğunda Rasûlullah (s.a) ona şu cevabı vermiştir:
Bunun ümmetime şefaat edeceğim makam olduğunu ümit ediyorum.
Sahih bir hadiste ifade edildiğine göre kıyamet günü insanlar bütün peygamberden şefaat etmelerini isteyecekler. Fakat umduklarını bulamayacak, sonra Hz. Peygamber’e gelecekler. Rasûlullah (s.a) onlara şöyle diyecek: “Ben bunun için varım.” Ardından Hz. Peygamber secdeye kapanacak ve Allah nasıl ilham ettiyse o şekilde rabbine senada bulunacak. Allah Teâlâ ona şöyle diyecek:
Başını kaldır ve ne isteyeceksen iste; sana verilecek, şefaat et; şefaatin kabul edilecek.
Rasûlullah (s.a) şöyle diyecek: Ümmetim, ümmetim!
Sonra bu şefaatle birlikte Allah’a ortak koşmayanlar cehennemden çıkarılır. Âlimlerden bir grup dediler ki: “Şefaat, sevaba veya yüksek derecelere müstehak olanlara yapılacak. Günahkarlara ve büyük günah işleyenlere şefaat edilmeyecek.” Bir grup âlim de şöyle dedi: Ümmetin tamamına şefaat edilecek, çünkü Rasûlullah (s.a) şöyle buyurmaktadır:
Ben duamı sakladım ve onu kıyamet günü ümmetime şefaat olarak yapacağım.
Bu gruptaki âlimler diyorlar ki: Şefaat hem küçük günah işleyenler, hem de büyük günah işleyenler içindir. Delil olarak da Tirmizî ve Ebu Davud’un hasen bir senetle rivayet ettikleri şu hadisi naklederler:
Şefaatim ümmetimden büyük günah işleyenler içindir. Allah’ın lütuf ve ihsanı geniştir, Peygamberine ikramı büyüktür.
Araştırıcı âlimler diyorlar ki, şefaat insanın amellerini artırmaz. İnsan amelinin karşılığını görür ve şefaatle de mükafaatı artar. Bu, mü-kafaatta bir artıştır, amelde bir artış değildir.
Answer ( 1 )
Hz. Peygamber Muhammed’in (s.a.v.) şefaati, İslam inancında önemli bir yer tutar ve Müslümanlar için büyük bir umut kaynağıdır. Şefaat, kelime olarak “aracılık” veya “yardım etmek” anlamına gelir ve Hz. Muhammed’in kıyamet günü, ümmetinin günahlarının affedilmesi için Allah’a aracı olması şeklinde anlaşılır.
İslam inancına göre, kıyamet günü, insanlar hesap vermek için Allah’ın huzuruna çıkarak, yaptıkları amellerin karşılığını alacaklardır. Ancak, insanlık o gün o kadar zor bir durumda olacaktır ki, Allah’ın rahmetinin ve affının devreye girmesi için bir yardım arayışı içinde olacaklardır. Bu noktada, Hz. Peygamber’in şefaati devreye girer. O, Allah’ın izniyle ümmetinin affı için Allah’a yalvararak şefaat eder.
Hz. Peygamber’in şefaati, sadece müminler için değil, Allah’ın izniyle, bazı durumlarda Allah’a şirk koşmayan kimseler için de geçerlidir. Ancak, şefaatin gerçekleşebilmesi için öncelikli olarak, Peygamberimizin Allah’a ve peygamberliğine inanmış, iman etmiş ve ona sevgi besleyen müminlerin olması gerekir.
Şefaat, İslam’da bir aracı olarak kabul edilir, ancak asıl olan her şeyin kaynağı olan Allah’tır. Yani, şefaat, sadece Allah’ın dilemesiyle gerçekleşir. Peygamberimizin şefaat hakkı, onun yüksek manevi makamını ve Allah katındaki değerini gösteren bir lütuftur.
Peygamberimizin şefaati hakkında birçok hadis bulunmaktadır. Bu hadislerde, Hz. Muhammed’in kıyamet günü ümmetinin günahlarının affedilmesi için Allah’a yalvaracağı, ancak şefaatin sadece Allah’ın izniyle gerçekleşeceği belirtilmiştir. Müslümanlar, Hz. Peygamber’e olan sevgi ve saygılarını bu inançlarıyla pekiştirir ve ona olan bağlılıklarını artırırlar.
Sonuç olarak, Hz. Peygamber’in şefaati, İslam inancında Allah’ın rahmetinin tecelli etmesi ve ümmetine merhametli bir yardımın sağlanması adına büyük bir öneme sahiptir.