Paylaş
Hz Yunus Peygamberin kısaca hayatı
Question
Hz. Yunus (as) Kimdir? Hz Yunus’un kıssası
Yunus b. Metta
Hz. Yunus (as) peygamber olarak gönderildiği kavmine uzun süre nasihatte bulundu, onları Allah’ın azabı ve gazabı hususunda uyardı, ama kavmi hakikati kabullenmekte gevşek hatta inatçı davrandı. Bu inatçılıkları dolayısıyla onlara azap geleceğini düşünen Hz. Yünus (as) kavmine kızarak oradan ayrıldı ve bir gemiye bindi. Gemide meydana gelen bir olumsuzluğun yolculardan birisinden kaynaklandığı kanaatine varıldı ve o kişinin kura ile belirlenmesine karar verildi. Kurada adı çıkan Hz. Yilnus (as) denize atıldı ve bir balık tarafindan yutuldu. Balığın karanlıkIarından “Ya Rabbi, senden ba ka ilah yoktur, her türlü eksikliklerden münezzeh olan Allah’ım ben zalimlerden oldum beni bağışla, diye dua ve yakarışta bulundu. Yüce Allah’ın irade ve izniyle balığın karnında bir süre kaldıktan sonra hiçbir bitkinin bulunmadığı boş bir kıyıya bitkin ve hasta bir şekilde atıldı. Hz. Yunus (as), söz konusu boş arazide o anda ortaya çıkan bal kabağından istifade ederek iyileşti ve tekrar nüfusu yüz bin civarında olan bir beldeye peygamber olarak gönderildi. Onun kavmi azabın üzerlerine geldiğini gördüklerinde Allah’a dua ve niyazda bulundular, Yüce Allah da onları bağışladı ve tayin edilen ecel müddetine kadar onlara yaşama imkanı verdifrissi Kaynaklara göre Hz. Yanus b. Metta, Ninova halkına peygamber olarak gönderildi. Mettâ annesidir ve o, İsa’nın (as) dışında annesine nispetle anılan ikinci peygamberdir. Kavminin inatçılığından usanan ve umudunu yitiren Yfinus (as) bir gece gizlice kavminin arasından ayrılıp Dicle nehri kıyısından veya Akdeniz kıyısındaki Yafa’dan bir gemiye bindi. Gemide meydana gelen olumsuzluk, günahkar bir kişinin varlığına bağlandığından kura ile tespit edilip denize atılması kararlaştırıldı. Kuranın Yilnus’a (as) çıkması sonucunda denize atıldı ve bir balık tarafından yutuldu. Balığın karnında kırk gün kalan Yemus (as), çıktığında iri bir bal kabağuun gölgesinde inek sütü içerek iyileşti ve tekrar Ninova ya döndü. Ancak Ninova onun bıraktığı gibi değildi.
Kendisi ayrıldığı sırada azap bulutunun üzerlerine geldiğini gören halk derhal Yûnus’u (as) aramaya koyulmuş ancak bulamamışlardı. Ümitsiz bir şekilde bari onun Rabbine dua edelim diye içten ve samimi yakarışta bulunmuşlar, bunun üzerine azap onlardan kaldırılmış ve şehir halkı onun ardından imana ve tevhide gelmişti. Hz. Yunus (as) uzun süren macerasından sonra dönüp Ninova şehrinin civarına geldiğinde çobanlık yapan bir çocuğa rastladı ve kendisinin Hz. Yarım (as) olduğunu söyledi, ama çocuk inanmadı çünkü o kaybolmuştu. MucizeVi bir şekilde ağaç ve ağacın bulunduğu tepenin şahit olmasıyla çocuk inandı ve hemen şehre koşarak haber verdi. Ağacın ve yerin şâhitliği ile şehir halkı onun geldiğine inandılar. Hatta ülkenin kralı onu gören çocuğun daha layık olduğunu düşünerek tahtından feragat etti ve çocuğu kral ilan etti. Muhtemeldir ki, imana gelmiş olan bir kavmin kendisine ihtiyacı kalmadığını düşünerek Yûnus (as) şehre girmemiş, ayrılıp gitmişti. Tarihi kaynaklarda geçen bu hikaye âyetler ile tam olarak örtüşmemektedir. ilgili âyetlere bakıldığında onun balığın karnından çıktıktan sonra peygamberlikle görevlendirildiği, bu çerçeveden olmak üzere nüfusu yüz bin civarında olan bir kavme tebliğde bulunduğu, kavmin de onun davetini kabul ederek imana geldiği ve Allah’ın onları bağışladığı açıktır. Belki bazı alimlerin dediği gibi balıktan önce ve sonra olmak üzere iki kere iki ayrı kavme peygamberlikle görevlendirildiğini düşünmek mümkündür. Ayrıca ayette onun kavminin ikinci görevlendirmeden sonra imana geldiği açıkça belirtilmektedir. Doğrusunu Allah bilir…
Benzer Konular:
Answer ( 1 )
HZ. YUNUS (A.S.)
Bugün sınıflarına yeni gelen öğrenciyle tanıştı üç arkadaş. Yunus’tu yeni arkadaşlarının adı. Ahmet, “Aaa! Balığın yuttuğu peygamberin adı!” diyerek heyecanlandı. “Evet, ismimi çok seviyorum!” diyerek konuşmaya başlayan Yunus anlattı bu sefer kıssayı:
“Kalabalık bir nüfusa ve verimli topraklara sahip olan Ninova halkı, putlara tapıyor ve her türlü kötülüğü yapıyorlardı. Bu güzel kentin insanlarını uyarmak için gönderilmişti Yunus Peygamber. Kavmine, Allah’ın varlığını, birliğini anlatıyor, putlara tapmaktan vazgeçmelerini söylüyordu. Kavmi ise, onun söylediklerine inanmıyor, onu dinlemiyordu bile. Günler, aylar hatta yıllar geçmiş ancak, Ninova halkı inkarda ısrar etmeye devam etmişti. Yıllardır yaptığı çağrıya kavminden sadece birkaç kişinin inanması, diğerlerinin ise, inkarda ısrar etmesine çok üzülen Yunus Peygamber, Allah’ın emrini beklemeden Ninova’dan ayrılmaya karar verdi. Uzak sahillere doğru yürüdü ve limanda yolcu alan bir gemi görünce ani bir kararla gemiye binerek oradan uzaklaştı. Gemi epeyce yol almıştı ki bir süre sonra aniden durdu ve denizde beklenmedik bir fırtına başladı, dalgalar hızla yükseldi ve gemi sağa sola yalpalamaya başladı, nerdeyse batmak üzereyken gemidekiler:
“İçimizde efendisinden kaçmış uğursuz bir köle olmalı” dediler. Başına gelenlerin kendisi için bir ceza olduğunu anlayan Yunus Peygamber, Rabbinden kaçan bir kul olduğunu bildiği için “O kişi benim!” dedi. Ancak, onun köle olduğuna inanamayan gemidekiler aralarında kura çekip, kurada çıkan kişiyi de denize atmayı kararlaştırdılar. Çekilen üç kurada da Hz. Yunus çıktı ve Allah’a büyük bir teslimiyet içinde denize atladı Yunus Peygamber! Bir süre azgın dalgalarla mücadele etti ancak, zaman hızla ilerlemişti ve vakit geceydi artık! Deniz dalgalı, sular dehşetliydi. Basacak sağlam bir yer, tutunacak bir dal aradığı esnada, büyük bir balık gelip yutuverdi Yunus Peygamberi. Deniz, dalgalar, gecenin karanlığı, balık ve kendi varlığı, hepsini yaratan Allah’tı ve Yunus Peygamber, Rabbine karanlıklar içinde günlerce dertli dertli şöyle yalvardı:
“La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü mine’z zalimin….”
“Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten haksızlık edenlerden oldum.”
Hem denize, hem balığa, hem de geceye güç yetirebilecek bir tek Allah vardı. Hz. Yunus’un bu duası, Allah’ın öyle hoşuna gitti ki, Allah Teala, onun duasını kabul etti. Balık, Hz. Yunus’u sahile getirdi böylece. Orada Allah kendisini rızıklandırdı ve bu sayede yeniden güç toplayan Yunus Peygamber Ninova’ya geri döndü. Zaten Ninovalılar da her yerde Hz. Yunus’u arıyorlardı.
Ninova’ya geldiğinde karşılaştığı bir çobana kavmini sordu Yunus Peygamber. Çoban onu tanımadı ve her şeyi anlattı. ’Yunus Peygamber gittikten sonra gökyüzünü alev renkli bulutlar kapladı, Ad ve Semud kavminin başına gelenler kendi başlarına da gelecek diye çok korktu Ninova halkı. Yaptıklarından dolayı çok pişman oldular, putları terk ettiler, tövbe ettiler ve Allah da onların üzerinden azabı kaldırdı.’ Duyduklarına çok sevinen Hz. Yunus kendini tanıttı ve çoban koşarak halkına haber verdi, Yunus Peygamberi mutlulukla karşılayan kavmi iman, ibadet ve huzur dolu güzel günler yaşadılar. Anlaşılan Hz. Yunus’tan öğrenecek daha çok şeyleri vardı…”
Ne iyi etmişti de gelmişti Yunus sınıflarına, birbirlerinden öğrenecekleri ne çok şey vardı! Derya Yöney