Paylaş
İbadet, cennete girmek ve cehennemden kurtulmak için kılınmaz; bozulur. Belki rıza-yı İlahi ve emr-i Rabbanî için yapılır.
Question
Cennete girmek için namaz kılmak, Allah’ı sevmek zorunlu mu?
Hocam öncelikle Selamın aleyküm.
Elhamdülillah müslümanım. Ama kafama takılan bir soru oldu ve kendimden şüphelendim. “Cennet veya cehennem olmasaydı ben yine de Allah’ın emirlerine ve yasaklarına uyarmıydım?”. Bir özeleştiri yaptım. Sanırım hayır. Birşey farkettim. Ben aslında Allah rızası için değil cennet için yapıyormuşum. Bu uygun mudur? Ne yapmam lazım? Böyle düşünerek dinden çıkmış olur muyum? Lütfen cevap verin hocam. Saygılarımla…
CEVAP:
u söz, Bediüzzaman Said Nursi tarafından söylenmiştir. Bu sözde, ibadetin sadece cennete girmek ve cehennemden kurtulmak için yapılmaması gerektiği, ibadetin Allah’ın rızasını kazanmak ve O’nun emirlerini yerine getirmek için yapılması gerektiği ifade edilmektedir.
İbadet, Allah’a kulluk etmek ve O’nun rızasını kazanmak için yapılan bir eylemdir. İbadet, kişinin Allah’a yakınlaşmasına ve O’nun sevgisini kazanmasına vesile olur.
İbadet, sadece cennete girmek ve cehennemden kurtulmak için yapılırsa, ibadetin ruhu olan ihlas kaybolur. İhlassız ibadet, Allah’ın rızasını kazanamaz.
Bu nedenle, ibadetin sadece cennete girmek ve cehennemden kurtulmak için değil, Allah’ın rızasını kazanmak ve O’nun emirlerini yerine getirmek için yapılması gerekir.
Bu söz, ibadetin önemini ve ibadetin nasıl yapılması gerektiğini vurgulamaktadır. İbadet, kişinin hem dünya hayatında hem de ahiret hayatında mutlu olmasını sağlayan bir eylemdir.
Bu sözün bazı yorumları şunlardır:
- İbadet, Allah’a olan sevgi ve bağlılığın bir ifadesidir. Bu nedenle, ibadetin sadece maddi bir karşılık için yapılması, ibadetin ruhunu öldürür.
- İbadet, kişinin Allah’a yakınlaşmasına ve O’nun sevgisini kazanmasına vesile olur. Bu nedenle, ibadetin sadece cennete girmek ve cehennemden kurtulmak için yapılması, ibadetin amacını boşa çıkarır.
- İbadet, kişinin Allah’ın emirlerini yerine getirmesine yardımcı olur. Bu nedenle, ibadetin sadece cennete girmek ve cehennemden kurtulmak için yapılması, ibadetin bir araç olarak kullanılmasına neden olur.
Sonuç olarak, ibadetin sadece cennete girmek ve cehennemden kurtulmak için değil, Allah’ın rızasını kazanmak ve O’nun emirlerini yerine getirmek için yapılması gerektiği vurgulanmaktadır.
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Hocam selamün aleyküm
Cennet için ibadet etmek günah mı? İbadetlerimiz kabul olur mu?
Açıkçası ben Cennet veya cehennem olmasa çoğu Zaman ibadet etmez hatta intaharda ederdim şimdi ben riya yapıyor muyum? Benim ibadetlerim kabul olur mu ? Tabi ki illet olmamak kaydı ile cennet için ibadet yapılır ama ben Cennet veya cehennem olmasa ibadet yapmazdım bunu kalbime sordum en azından belki yılda bir kere falan yapardım ya da çoğu günaha girerdim zina gibi falan şimdi benim ibadetlerim kabul oluyor mu? Olmuyorsa boşu boşuna devam etmeyeyim hayırlı günler?
Sorunuz derin bir iç muhasebeyi yansıtıyor ve samimi bir arayış ifadesi. İslam, insanın niyetine ve iç işleyişine büyük önem verir. Sorularınıza Kur’an-ı Kerim, hadisler ve İslam alimlerinin görüşlerinden faydalanarak cevap vereyim.
1. Cennet İçin İbadet Etmek Günah mı?
Cennet umuduyla ya da cehennem korkusuyla ibadet etmek günah değildir . dolayısıyla bu motivasyonlar Kur’an ve sünnette yer alan tabii ve meşru sebeplerdir. Allah Teala, kullarını hem cennetle müjdeler hem de cehennemle birlikte:
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur:
Peygamber Efendimiz (sav) de kulların cenneti arzulamalarını ve cehennemden korunmalarını teşvik etmiştir. Örneğin, cennet için dua etmeyi teşvik eden şu hadis, bu durumda meşruiyetini göstermektedir:
Dolayısıyla cennet arzusu ve cehennem korkusuyla ibadet etmek günah değil, İslam’ın doğal bir gerekliliğidir.
2. İbadetlerin Kabul Olması İçin Niyetin Önemi
Allah’ın ibadetinin bir ibadetin kabul edilmesi için temel şartlardan biri, ibadetin ihlasla (samimiyetle) yapılmasıdır. İhlas, ibadeti sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapmaktır. Ancak cennet arzusuyla yapılan ibadet de samimiyetin bir türüdür. İslam alimleri, ibadet niyetlerini şu üç kategoriye ayırır:
Cennet Arzusuyla veya Cehennem Korkusuyla Yapılan İbadet: Bu, imanlı bir insan fıtri halidir ve uygun bir niyetle kabul edilir.
Allah Rızası İçin Yapılan İbadet: En yüksek ihlas mertebesidir ve kulun asıl gayesi olmalıdır. Ancak bu seviyeye ulaşmak birdir.
Riya ile Yapılan İbadet: İbadeti insanlara göstermek ya da dünya menfaati için yapmak Allah katında makbul değildir. Peygamberimiz (sav) riya hakkında şöyle buyurmuştur:
Sizin kopmaya göre, ibadetlerinizi insanların görmesi ya da beğenmemeniz için yapmıyorsunuz. dolayısıyla riyadan söz edilemez.
3. “Cennet veya Cehennem Olmasa İbadet Yapmazdım” Düşüncesi
Bu tür bir düşüncenin, insanın anlık sürecini izlediğini gösterir. Ancak Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın insanların yaratılmasının temel gayesi şöyle anlatılıyor:
Bu ayet, ibadetin sadece bir görev değil, insanın yaratılış amacının özü olduğunu ifade eder. İbadet, insanın Allah’a olan sevgisinin ve teslimiyetinin bir göstergesidir. İslam alimleri, ibadetlerin sürekli bir sınırı ve sevgi boyutuna dönüşmesi diyor. Bu süreç cennet ve cehennem gibi motivasyonlar birer basamaktır.
4. İbadetleriniz Kabil Oluyor mu?
Allah Teala, ibadetlerin kabulü için şu iki temel şartı ileri sürmüştür:
İhlas: İbadet Allah’ın rızası için yapılmalıdır.
Sünnete Uygunluk: İbadet, Peygamber Efendimiz’in öğrettiği şekilde yapılmalıdır.
Sizin samimiyetinizle niyetlendiniz ve şüphe duyarak Allah’a yöneldiniz. Bu, kalbinizde Allah’a olan bir bağlılığın ifadesidir. İbadetleriniz Allah katında kabul edilebilir, çünkü samimiyetle görülüyordu.
5. Boşuna mı Devam Ediyorsunuz?
İbadet hiçbir zaman boşuna değildir. Allah Teala şöyle buyuruyor:
Bu ayet, yapılan hiçbir iyiliğin zayi olmayacağını gösterir. İbadetlerinizin sizin hem dünyada hem de ahirette huzuruna erişmenize vesile olacaktır.
Tavsiye ve Yorum
Cennet ve cehennem motivasyonu İslam’da doğal ve meşrudur. Bu duygularla ibadet etmek günah değildir.
Ancak ibadetlerinizi Allah sevgisine dayandırmaya çalışabilirsiniz. Bu, İslam’daki en yüksek kulluk seviyesidir.
Sorularınız ve endişeleriniz, samimi bir arayış içinde gösteriliyor. Bu, imanın bir göstergesidir. Peygamber Efendimiz (sav), mücadele eden sahabeye dair şüpheyle şöyle demiştir:
Samimiyetle ibadet etmeye devam edin. Dua edin ve Allah’tan kalbinizi arındırmanızı isteyin. Unutmayın, Allah’ın rahmeti ve mağfireti sonsuzdur. Hayırlı günler.