Paylaş
İbadetler’de Devamlı Olmak
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
İbadetler’de Devamlılık
Yüce dinimiz İslam’ın beş temel esasından birisi olan Oruç ibadetinin yapıldığı, rahmet, bereket, afiyet gibi ilahi lütufların bolca ihsan edildiği Ramazan ayını geride bırakmak üzereyiz. Bu ayda rabbimizin emri gereğince kul olmamızın güzelliklerini hatırlatan birçok ibadeti yapmaya gayret ettik. Orucumuzu tuttuk, zekatımızı, fitremizi ve sadakalarımızı verdik. Namazlarımızı en güzel şekilde kıldık. Fakirleri gözetmeye, düşkünlere yardım elimizi uzatmaya çalıştık. Ayrıca bol bol Kur’an, meal ve tefsir okuyarak veya dinleyerek gönlümüzün manevi kirlerini temizledik. Teravih namazlarına iştirak ederek camilerimizdeki manevi güzellikleri yaşadık. Dargınları barıştırdık, dost ve akrabaları ziyaret ederek aramızdaki sevgi saygı bağlarını güçlendirdik. İftar saatlerinde gerek ailelerimizle, gerek misafirlerimizle ve gerekse sevdiklerimizle birlikte topluca Allah’tan niyazlarda bulunduk, günah ve hatalarımızdan tevbe ederek, O’nun ilahi Rahmetine sığındık. Kısaca nefsimizin kötü emellerine gem vurarak manevi bir zafer kazanmanın sevincini yaşadık.
Mü’minin dünya hayatındaki asli görevi kendisini yoktan var eden ve sayısız nimetlerle donatan Rabbine karşı kul olabilmektir. Bu husus Kur’an-ı Kerimde “Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etmeleri için yarattım.” ayeti kerimesiyle dile getirilmektedir. Dolayısıyla biz mü’minler Allah’a kul olabilme sorumluluğunu bir ömür boyu taşımaktayız. Kulluğumuzu mevsimlere senenin belirli zaman dilimlerine mahsus kılmamalıyız.
Ramazan ayında yapmış olduğumuz ibadetlerimizi sadece Ramazan’a has kılmamalı, Ramazan’dan sonrada aynı güzellikleri devam ettirmemiz gerekmektedir. Nafile ibadet de olsa aslolan o ibadetin devamlı olmasıdır.
Nitekim Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) ”Allah’ın en çok sevdiği (nafile) ibadet, az da olsa devamlı olanıdır.” buyurarak, mü’minleri bu hususlarda daha dikkatli olmaya, titiz davranmaya davet etmektedir.
Bizler fani, Allah bakidir. “Her canlı ölümü tadacaktır.” ilahi kuralı gereğince, dünya üzerinde bulunan bütün canlılar gibi insanoğlu da, bir gün ecel ile karşı karşıya gelecektir. O gün gelmeden önce, her mü’min gibi bizler de dünya yaşantımızı gözden geçirmek durumundayız. Hayat devam ettiği müddetçe rabbimiz tarafından kulluk imtihanlarına tabi tutulduğumuzun bilincine varmalıyız. Ramazanda gem vurduğumuz nefsimizin birçok kötü arzularına engel olarak hem dünyamızı hem de ahiretimizi mamur edecek amelleri kazanmaya gayret etmeli, kendimizi yenilemeli ve hesap gününü hiç unutmamalıyız.
Cenab-ı Hakkın; “Sana ölüm gelinceye kadar rabbine ibadet et.” emrine uygun olarak ramazan ayında kazanmış olduğumuz sevgi, saygı, merhamet, yardımlaşma, birlik ve beraberlik, kaynaşma, sabır, azim, sebat, kanaat, metanet gibi birçok güzellikleri ramazandan sonrada yapmaya gayret edelim. Allah’ı hiçbir zaman zihnimizden, hayatımızdan çıkarmayacak bir ömür yaşamaya çalışalım. “Kulum bana farz ibadetlerden daha sevimli bir halde yaklaşmış olamaz.” hadis-i kutsi gereğince ibadetlerimizi, özellikle namaz ibadetimizi ihmal etmeyelim. Mü’minin kurtuluş reçetesi olan Kur’an-ı Kerimi bol bol okuyarak, meal ve tefsirinden son derece istifade edelim.
Benzer Konular:
Cevapla