Paylaş
İçki kumar ve uyuşturucunun zararları
Question
ALKOL, KUMAR VE UYUŞTURUCUNUN ZARARLARI
içki kumar ve uyuşturucu ile ilgili ayet ve hadisler
İslamiyet, aklı, canı, nesli, malı ve dini korumayı esas almıştır. Bu beş şeye zarar veren her türlü fiili, şiddetle yasaklamış ve ihlal edilmesini de büyük günahlardan saymıştır. Bunun için dinimiz, insanlara yararlı ve temiz olan şeyleri helal, zararlı ve temiz olmayanları da haram kılmıştır. Bu itibarla sarhoşluk veren içki-kumar ile uyuşturucunun her çeşidi, dinimizce yasaklanmıştır. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?” Peygamber Efendimiz (SAV), “Sarhoş edici şeylerden sakının. Çünkü bunlar kötülüklerin anasıdır.” buyurmuştur.
Sigara, içki, uyuşturucu ve kumar hem toplumun temel taşı olan aile müessesesini derinden sarsar, hem de toplumu ve geleceğimizi felakete sürükler.
Diğer taraftan içki, uyuşturucu ve kumar gibi zararlı alışkanlıklara verilen paralar çok ciddi yekün oluşturmaktadır. Hem yurt içinde hem de yurt dışında milyonlarca aç, susuz, hasta, çaresiz insan varken sağlığımızı, geleceğimizi ve milli servetimizi boşa harcamak çok büyük bir vebaldir. Peygamber Efendimiz (SAV), kumar oynamayı aklına getiren ve bunu yapmak isteyen kişiyi uyararak bundan vazgeçmesini ve kumara vereceği parayı sadaka olarak dağıtmasını emretmesi ne güzeldir.
Özellikle içki, uyuşturucu ve kumarın toplumda küçük yaşlara kadar yayılması bizi ciddi bir şekilde bu zararlı alışkanlıklara karşı uyarma, bilinçlendirme ve engelleme yönünde harekete geçirmelidir. Yapılan araştırmalar sigara kullanma alışkanlıklarının ilköğretim seviyesine kadar düştüğünü gösteriyor. Uyuşturucu satıcılarının ilköğretim ve lise kapılarına dayanmaları bizleri ciddi olarak endişelendiriyor. Geleceğimiz olan çocuklarımızı bu ve benzeri kötü alışkanlıklardan korumalıyız.
Alkolün etkisiyle birçok trafik kazası meydana geliyor. Bu kazalarda birçok insanımız hayatını kaybederken binlercesi yaralanıyor. Sorumsuzluk neticesinde masum insanlar hayatlarından olurken geride kalan yakınları da acılar çekiyor. Bu kötü alışkanlıklar binlerce aile yuvasında huzursuzluğa ve boşanmalara da sebebiyet veriyor. Uyuşturucuya müptela binlerce genç ise hayatlarının baharında sönüyor.
Ayrıca günümüzde televizyon ve internet bağımlılığı gibi kötü alışkanlıkların zuhur ettiği ve bunlarla mücadelenin zorluğu bilinen bir gerçektir. Çocuklarımızı ve gençlerimizi aile ve toplum olarak yardımlaşmak suretiyle bu tür tehlikelerden korumalıyız. Onlara dini ve ahlaki değerlerimizi öğretmeli, kişisel kabiliyetlerine göre bilgi ve beceri sahibi insanlar olarak yetişmelerini sağlamalıyız.
Sevgili Peygamberimizin iki Hadisi Şerifi ile bitiriyorum: “Sarhoş edici bütün içkiler haramdır ”
“Çoğu sarhoşluk veren içkinin azı da haramdır”
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
İÇKİ VE KUMARIN ZARARLARI
Dünya ve âhiret mutluluğunu engelleyen kişisel, ailevî ve toplumsal huzursuzlukların başında içki ve kumar gelmektedir. Kumar; çalışmadan, emek sarf etmeden, şans ve tesadüflere bağlı olarak başkasının malını almaktır. İçki ise kelimenin tam anlamıyla kötülüktür. Allah Resulünün ifadesiyle “kötülüklerin anasıdır.”
İçki ve kumar, insanı şeytanın oyuncağı yapmakta, insanlar arasına kin ve nefret tohumları ekmektedir. İnsanları namaz, zikir gibi ibadetlerden alıkoymaktadır. Bütün bunlar şeytanın, insanı tuzağına düşürmek için kullandığı vasıtalardandır.
Kur’an-ı Kerim’de Cenabı Hak: “Ey İman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar, fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?” (1) diye bizi uyarmaktadır.
İçkinin vücudu tahrip ederek birçok hastalıklara sebep olduğu, kişide fiziksel ve ruhsal bağımlılığa yol açtığı, tıbben tespit edilmiş bir gerçektir. Alkollü içkiler, zihnin faaliyet dengesini bozduğu için insan kendini kontrol edemez, ne yaptığını ve ne söylediğini bilemez hale gelmektedir. Bu yüzden içki, birbiri ile dost olan arkadaşlar arasında tartışmalara ve kavgalara sebep olmakta, sarhoşluk yüzünden çıkan kavgalar cinayetle sonuçlanabilmektedir.
İçkili araç kullananların bir kısmının bu yüzden trafik kazası sonucunda ölüme gittiğini ve pek çok kişinin de ölümüne sebep olduğunu hemen her gün görmekteyiz. Evine sarhoş olarak gelen ve ailesi ile gereksiz yere tartışıp, evde huzursuzluk çıkaran, hanımını ve çocuklarını döven ve bu yüzden aile yuvasını yıkanların sayısı hiç de az değildir.
Temel kazanç prensiplerine aykırı olması, çalışıp üretme yeteneğini köreltmesi ve çalışmadan kazanma arzusunu kamçılaması gibi daha pek çok olumsuz sonuç doğuran kumar, dinimizce kesin olarak yasaklanmıştır. Kumar oyunlarının temel niteliği, kazancın emeksiz gayri meşru yollardan elde edilmiş olmasıdır. Kazancın helal olması, meşru yollardan elde edilmesine bağlıdır. Ayrıca geçimin helal yollardan sağlanması, dinimizce ibadet olarak değerlendirilmiştir. “Hangi kazanç en temiz ve en helal yolla elde edilmiş olur?” diye sorulduğunda Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), “Kişinin el emeği ile ve kimseyi aldatmaksızın yaptığı meşru ticaret yoluyla elde ettiği kazançtır.” cevabını vermiştir.(2)
Gençlerimizi içki ve kumar illetinden korumada en önemli görev aile ve eğitim kurumlarına düşmektedir. Ana babalar, çocuklarının nerelere girip çıktıklarına, kimlerle arkadaşlık yaptıklarına dikkat etmeli, onlarla sağlıklı iletişim kurmalıdırlar. Genç nesil iman, ahlâk ve güzel ameller noktasından takviye edilmeli, onlara büyük ideal ve hedefler gösterilmelidir.
Şu gerçek iyi bilinmeli ki, toplum, ancak ruhen ve bedenen sağlam ve dinamik gençlerle ayakta durabilir. Gençlerimizi kötü alışkanlıklardan uzak tutmak için, onlara en güzel şekilde örnek olmalıyız.
________________________________
(1). Maide, 5/90-91
(2). Ahmed İbn-i Hanbel, Müsned; IV,141
İÇKİ ve UYUŞTURUCUNUN ZARARLARI
Yüce dinimiz İslam, insan sağlığına büyük önem vermiş, beden ve ruh sağlığımıza zarar veren şeylerin yenilmesini, içilmesini, kullanılmasını ve hangi yoldan olursa olsun vücuda alınmasını kesinlikle yasaklamıştır.
Bu konuda Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Ey iman edenler! şarap, kumar, dikili taşlar (putlar) ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. Onlardan uzak durun ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçmez misiniz?”[1] Peygamberimiz (s.a.v) ise “İçkiden sakının, çünkü o, bütün kötülüklerin anasıdır.”[2]. buyurarak pek çok kötülüğün ortaya çıkmasının sebebinin alkollü içkiler ve uyuşturucu maddeler olduğunu belirtmektedir. Bu sebeple müslüman, içkinin ve uyuşturucunun her çeşidinden mutlaka sakınmalı, bu zararlı maddeleri kullanmaya teşvik edici ortamlardan kendisini, çevresini uzak tutmalıdır.
İçkinin vücudu tahrip ederek birçok hastalıklara sebep olduğu, kişide fiziksel ve ruhsal bağımlılığa yol açtığı tıbben tespit edilmiş bir gerçektir. Alkollü içkiler, zihnin faaliyet dengesini bozduğu için insan kendini kontrol edemez, ne yaptığını ve ne söylediğini bilemez hale gelmektedir.
Bu yüzden içki, birbiri ile dost olan arkadaşlar arasında tartışmalara ve kavgalara sebep olmakta, sarhoşluk yüzünden çıkan kavgalar cinayetle sonuçlanabilmektedir. İçkili araç kullananların bir çoğunun trafik kazası sonucunda ölüme gittiğini ve pek çok kişinin de ölümüne sebep olduğunu hemen her gün görmekteyiz.
Evine sarhoş olarak gelen ve ailesi ile gereksiz yere tartışıp, evde huzursuzluk çıkaran, hanımını ve çocuklarını döven ve bu yüzden aile yuvasını yıkanların sayısı hiç de az değildir. Bu bakımdan dinimizin alkollü içkileri yasaklamış olması, hem fertlerin sağlığı, hem de aile ve toplumun huzuru için son derece önemlidir.
Sosyal bir varlık olan insanın çevresi ile uyum içinde olması, akıl ve zihin sağlığı ile mümkündür. Aklın ve zihnin en büyük düşmanı olan uyuşturucu, insanın uyum gücünü zaafa ve iflasa götürmekle onu aileden, toplumdan ve çevresinden kopararak, yalnızlığa, bunalıma ve hemen ardından da sorumsuzca bir hayata mahkum etmektedir. Bağımlıyı adeta yaşayan bir ölü haline getirmektedir.
Bu sebeple, alkollü içkiler ve uyuşturucunun, bağımlıya, aile hayatına, doğacak çocuklarına, iş hayatına, aile ve ülke ekonomisine, ferdi ve toplumsal ahlaka verdiği zararlar ifadelere sığdırılamaz. İntiharların, cinayetlerin, her türlü fuhuş, gasp ve anarşinin temelinde alkol ve uyuşturucu vardır. İç ve dış düşmanların en tahripkar silahı da yine alkol ve uyuşturucudur.
Aslî kaynaklarında sarhoş edici ve uyuşturucu madde kullanımını yasaklayan tek din İslâmiyet’tir. Buna rağmen ülkemizde bu tür maddelerin kullanımının bu kadar yaygınlaşması, son derece üzücü ve düşündürücüdür. Her şeyden önce Allah’ın haram kıldığı bu maddeleri kullanmak müslümana yakışmaz. Ayrıca insanın, kendi sağlığını kendi elleriyle bile bile tahrip etmesi de çok acıdır. “Bir kere kullanmakla bir şey olmaz” diyerek içki, uyuşturucu ve sigara gibi zararlı maddelerin pençesine düşenlerin bir daha bunlardan kurtulması kolay olmamaktadır. Bu bakımdan zararlı maddelerden uzak duralım. Hem kendimize hem de aile ve çocuklarımıza sahip çıkalım, geleceğimizin teminatı yavrularımıza ve gençlerimize güzel örnek olalım. Dünyada ve âhirette huzur ve mutluluğun ancak Yüce Rabbimizin emir ve tavsiyelerine uymakla mümkün olduğunu unutmayalım.
______________
[1] Mâide, 5/90-91.
[2] Nesaî, “Eşribe”, 44.