İHTİLAT / KADINLARIN NAMAHREMLERİYLE BİR ARADA BULUNMALARININ HÜKMÜ

İhtilat – Kadınların Erkeklerle bir arada bulunmasının haram oluşu

Namahremle bir arada bulunmak caiz değildir.

Erkekle kadının aynı yer ve zamanda birlikte ve karışık olarak bulunmasına “ihtilât” denir. Bu terim daha çok yabancı erkekle kadınların erkekli-kadınlı karışık eğitim görmelerini; iş yerinde birlikte çalışmalarını; nişan, düğün ve benzeri kutlamalarda karışık oturmalarını ve ev ziyaretlerinde birlikte oturmalarını kapsamına alır.

Burada ihtilat ile kastımız; bir veya daha çok kadının bir veya daha fazla mahremi olmayan erkekle bir arada bulunmasıdır. Böyle durumda yaşanması muhtemel bazı haller söz konusudur. Bir birle rine karşılık vermeleri, bir birlerine bakmaları, konuşmaları gibi…

Bu hallere ait hükümlere girmeden önce tespit edilmesi gereken şey: “kadının erkeklerle bir arada bulunmasında, asıl olan mubah olmak mı yoksa haram olmak mıdır?” konusudur.

Erkelerin yabancı erkeklerle bir arada bulunmasında asıl olan mubah olmaktır. Fakat kadın, bu hususta erkek gibi değildir. “Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılip saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın,” âyet-i kerimesi gereği ihtiyacı olmadıkça, evinde oturmakla emrolunmuştur.

Kadının yabancı erkeklerle bir arada bulunmasının caiz olmadığini bildiren delillerin bazısı;

عن ابن عمر أن رسول الله -صلى الله عليه وسلم قال “لا تسافر المرأة ثلاثا إلا ومعها و مخرم

İbn Ömer (Allah ondan razı olsun) den rivayet olunmuştur ki, Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kadın mahremi olmadan sefere çıkmasın. Mahremi olma dan yabancı bir adam onun yanına girmesin”

Yine İmam Müslim’in Sahihinde benzer bir hadis şöyledir:

عن أبي مغير قال سمعت ابن عباس يقول سمع البئ صلى الله عليه وسلم- يخطب يقول “لا يخلون رجل بامرأة إلا ومعها و مخزم ولا تسافر المرأة إلا مع ذی مخرم فقام رجل فقال يا رسول الله إن امرأتي خرج حاجة وإنی انت في غژوة كذا وكذا، قال “انطلق قځج مع امرأتك.“

Ebû Ma’bed (Allah ondan razı olsun) diyor ki; Ibn Abbas (Allah onlardan razı olsun)’ı dinledim şöyle diyordu: “Peygamber Efendimiz Sallallahu aleyhi Sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim:

“Sakın bir kadın mahremi olmadan bir erkekle baş başa kalmasın ve mahremi olmadan sefere çıkmasın. Bir adam kalktı ve: Ey Allah’ın Resûlü! Benim hanımım hac için yola çıktı. Ben ise malum gazveye katılmak için yazıldım (nasıl yapayım?) dedi. Peygamber Efendimiz (Saathu Aleyhi ve Sellem) ona: Git ve hanımınla birlikte hac yap,” buyurdu.”

Alimler bu hadisin izahında şöyle derler: “Hadiste yabancı bir kadınla erkeğin baş başa kalmalarının yasak olduğu vardır. Bu hu susta hiçbir hilaf yoktur.”

İmam Nevevi ise bu hadisin şerhinde şöyle der: Ashabımız şöyle der ki: “Kadının yabancı erkekle baş başa kalmasının haram oluşun da namazda veya başka bir halde olmalarının tesiri yoktur. Hepsi haramdır. Ancak zarûret durumları müstesnadır. Mesela yolda ya rali bir kadın görse, onu o halde terk etmesi doğru değildir. Yalnız dahi olsa onu korumalı ve gereğini yapmalıdır.”

HAREMLİK-SELAMLIK

Harem, girilmesi herkese açık olmayan saygı gösterilen ve kutsal yer demektir. Kâbe-i Şerife ve çevresine “Harem-i Şerif” Müslüman evlerinin kadınlara mahsus bölümüne “Harem dairesi” denir. Haremliğin karşılığı “selamlıktır”. Erkeklere ait olan kısım demek tir. Bundan dolayıdır ki, eskiden konakların harem ve selamlık diye ikiye ayrılan girilmesi yasak olan kısmı kadınların ikametine mah sustu.

Müslüman evde veya başka bir yerde otururken nikâhı kendisine düşen kadınlarla gelişi güzel oturamaz. Erkeklerin yeri ayrı, hanım larınki ayrı olmalıdır. Buna “harem” yani kadın bölümü, “selam,” yani erkek bölümü denebilir. Yahut Kur’ân-ı Kerim’in ifadesiyle “hi cap” denir. Hangi isimle olursa olsun bu emir, Kur’ân ve sünnete dayanır.

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

قل للمؤمنين يغضوا من أبصارهم ويحفظوا فروجهم ذلك آزگی لهم إن الله خبير بما يضعون

“Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır.”

Yine Allah Teala şöyle buyuruyor:

يا أيها الذين آمنوا لا تدخلوا بيوت النبي إلا أن يؤذن لكم إلى طعام غير ناظرين إناه ولكن إذا دعيثم فادخلوا فإذا طعم فانتشروا ولا مشتأنسينَ لحديث إن ذلكم كان يؤذي الثبي فيشتخيبي منكم والله لا يتخيي من الحق وإذا سألتموهن متاعا فاسألوهن من وراء حجاب لكم أطهر لقلوبگم وقلوبهن وما كان لكم أن تؤذوا رسول الله ولا أن تنكحوا أزواجه من بعده أبدا إن ذلكم كان عند الله عظيما

“Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalp leri için daha temizdir. Allah’ın Resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.”

Bu âyet geldikten sonra Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in hanımları yabancı erkeklere perde arkasından konuşurlar ve bunu evin dışında “cilbab”larıyla yaparlardı. Rabia bint-i Haris ve Abbas b. Abdulmuttalip, Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber hanımı Zeynep (Allah ondan razı olsun) vâlidemizin evine gittiler. Zeynep (Allah ondan razı olsun) perde arkasına geçti. Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile gelen bu iki kişi konuşmaya başladilar. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) başıni evin tavanına doğru çevirdiler. Zeynep (Allah ondan razı olsun) validemiz de Rabia ve Abbas’a konuşmamalarını işaret etti.”

Câhiliyyet devrinde Arap kadınlarının câhiliyyet âdetlerinden biri şu idi: Onlar haremlik-selamlığa riâyet etmezlerdi. Süslenerek de erkeklerle karışık otururlardı. Aralarında hiçbir perde bulunmazdı. Hicab âyet gelince bu câhiliyyet âdeti de kalkmış oldu.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e yirmi sene hizmet eden Hazreti Enes (Allah ondan razı olsun) hicab âyeti inmeden önce ev halkinın bir ferdi olarak serbestçe Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ‘in evine girip çıkardı.

عن أنش بن مالك قال: لما نزلت آية الحجاب، ذهبت أدخل كما

كنت أذځل، فقال لي النبي صلى الله عليه وسلم: “وراءك يا بني Enes b. Malik (Allah ondan razı olsun)’den şöyle dediği rivayet edilmiştir:

“Hicab âyetinin indiği ilk zamanlarda, daha önce olduğu gibi, Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in evine gittiğim de bana şöyle buyurdular: ‘Geri dön, ey oğulcuğum!”

Kaynak: Evlilik ve aile hayatı

İhtilat konusunda diğer konularımız:

• İhtilat ne demektir kısaca
• Kadın erkek karışık oturmak
• Kız erkek aynı whatsapp grubu caiz mi?
• Kadının Erkeklerin içinde yan yana çalışması dinen caiz midir?
• Yabancı kızlar ve erkeklerin beraber oturması günah mı

Kadın erkek karışık namaz kılabilir mi