İlahi vahye muhatap olan İNSAN

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

İLAHİ VAHYİN MUHATABI: İNSAN

Ilahi vahye muhatap olan INSAN

Allah’ın yarattığı mahlukat içinde insanın ayrı ve özel bir yeri vardır. Zira insan akıl, fikir, muhakeme ve irade gibi bazı üstün meziyetlerle donatılmıştır. Bunun yanında yeryüzündeki herşey Allah tarafından bir nimet ve imtihan vesilesi olmak üzere insanın hizmetine sunulmuştur.

Çeşitli meziyetlerle donatılan ve kendine pek çok nimet verilen insana bazı sorumluluklar da yüklenmiş, dünya hayatında başıboş bırakılmamış[1] ve ilahi vahyin muhatabı olmuştur. Mahlûkat içerisinde sadece insan ilahi vahiy gibi bir emaneti üstlenmeyi tercih etmiştir.[2] İlahi vahye muhatap oluş insanın akıl ve muhakeme yeteneklerine sahip olmasının doğal bir sonucu olarak da açıklanabilir. İnsan akıl sayesinde günlük yaşam içerisinde hayatını kolaylaştıracak, kendini zorluk ve sıkıntılardan kurtaracak bazı buluş ve çareler üretebilir. Ancak insan aklının belli bir sınırı vardır ve insan her şeyi ihata edebilecek kapasitede yaratılmamıştır. Bu nedenle insan, her zaman kendisi için isabetli kararlar veremeyebilir ve kendi zararına olacak bazı yönelişlerde bulunabilir.

Yaratan yarattığını bilmez mi? Elbette insanı Allah yaratmıştır ve onun için en iyi olanı, onun ihtiyaçlarını en iyi bilen de Yüce Allah’tır. Bu itibarla kulları için iyi olanı isteyen yüce yaratıcı, onları dünya hayatında başıboş bırakmamıştır. Kulların, yaratılış gayelerine uygun insanca bir yaşam sürmesine, dünya ve ahiret saadetini elde etmesine yönelik bazı ilkeler belirlemiş ve bunları elçileri vasıtayla ilahi mesaj olarak biz kullarına bildirmiştir.

Yüce Allah insanlığa gönderdiği son ilahi vahiy olan Kur’an-ı Kerimde insanların yaratılış gayesini sadece kendisine kulluk etmek[3] ve dünya hayatında imtihan olmak[4] şeklinde açıklamaktadır. Yine insanlığın dünya hayatında mutlu ve huzurlu bir yaşam sürebilmesi için hak, adalet, yardımlaşma, iyilik gibi pek çok ilke ilahi vahiyle insanlara bildirilmiştir.

Bununla beraber insanlar imtihan yeri olan dünya hayatlarında iyi-kötü arasındaki tercihlerinde serbest bırakılmışlardır. Onlardan akıllarını kullanarak ilahi vahyin rehberliğinde iyi ve doğru olan şeyleri tercih etmeleri istenmiştir.

Bu itibarla bizler akıllı birer Müslüman olarak, Allah’ın belirlediği ölçüler çerçevesinde bir hayat sürerek dünya ve ahiret saadetini elde eden iyi bir kul olmanın gayreti içerisinde bulunmalıyız.

Sözlerimi ayet-i celilenin mealiyle bitirmek istiyorum: “Şüphesiz biz insanı, karışım hâlindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık. Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği)  yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder.”[5]

————————-

[1] Ankebut, 29/2; Mü’minün 23/115; Kıyamet, 75/36 

[2] Ahzap, 33/72

[3] Zariyat, 51/56

[4] Mülk, 67/2

[5] İnsan, 76/2,3

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

    1
    2020-11-05T08:59:11+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Rabbimizin son mesaj olan Kur’an-ı Kerim, O’nunla biz kulları arasındaki kopmaz ilahi bir bağdır. Kur’an-ı Kerim sayesinde Allah’ın bütün yarattıklarına saygı duymayı öğrenmişlerdir. Bazı insanlar da yaratılış gayesini anlayamamış, kendilerine verilen dünya nimetlerini hakkıyla değerlendirmeyi bilememiş ve bir ömrü heba etmiştir. Ömrünü Allah ve O’nun Rasul’ü (sav)’in emir tavsiyeleri doğrultusunda geçirmeden tüketen kişiler, bu dünyadan göç ettikten sonra, kendilerine tanınan bu fırsatı ikinci bir defa değerlendirme imkanı bulamayacaklardır. Ahirette, fani alemde yaşadıkları ile baş başa kalacaklar, iyiler Allah’ın ikramları ile mutlu olurken, kötüler boşa geçirdikleri dünyaya tekrar döndürülüp Allah’ın emirlerine uygun bir hayat yaşamayı özleyecek ve arzu edeceklerdir.

    En iyi cevap

Cevapla