İlk Müslümanlara yapılan eziyetler kısaca

Question

İlk Yıllarda Müslüman Olanlar ve Müşrik­lerin Onlara Yaptığı Eziyetler

islamin ilk yillarinda cekilen sikintilar

işkenceye uğrayan ilk müslümanlar, islam’ın ilk yıllarında çekilen sıkıntılar

Vahyin tekrar gelmeye başlamasından sonra ilk müslümanların arasına yenileri eklendi. Rivayete göre, Hz. Hatice, Hz. Ali, Hz. Ebubekir ve Zeyd b. Hârİse’den sonra beşinci sırada müslüman olan zat Gıfar kabilesinden Ebû Zerr el-Ğıfârî’dir. Hz.Peygamber’in çağrısını haber alınca, bilgi toplamak için önce kardeşini yollamış, bununla tatmin olmayarak daha sonra kendisi Peygamberimizin huzuruna gele­rek bilgi almış ve müslüman olmuştur. Kendi araştırması ile müslüman olan bu seçkin sahabiden sonra Sâ’d b. Ebî Vakkas, Zübeyr b. el-Avvam, Abdurrahman b. Avf, Talha b. Ubeydullah ve Hz. Osman, Hz. Ebubekir’in teşvikiyle İslâm’a girdiler. Bun­lardan başka, Ebû Ubeyde b. el-Cerrah, Osman b. Maz’un, Erkam b. Ebi’l-Erkam, Said b. Zeyd, Habbab b. Eret, Abdullah b. Mes’ud, Mus’ab b. Umeyr, Suheyb b. Si­nan, Âmir b. Fuheyre, Ayyaş b. Ebî Rebîa, Ebû Fükeyhe, Yasir, Sümeyye ve oğullan Ammar, Bilâl-i Habeşî, Nuaym b. Abdullah ve cariyelerden Ümmü Ubeys, Zinnire, (veya Züneyre), Nehdiye, Lubeyne gibi isimler de ilk sıralarda İslâm’a girenler ara­sındadır.

Peygamberliğin beşinci yılına (m. 615) gi­rildiğinde iki önemli kişinin ihtidası (İslâmi­yet’i kabul etmesi dikkati çeker. Bunlardan biri Hamza b. Abdülmuttaîip, diğeri Ömer b.el-Hattâb’tır.
Hamza’nın ava gittiği bir gün Ebû Cehil ve yandaşları Kabe avlusunda Hz. Pey-gamber’e hakaret ve eziyet etmişler, üze­rine pislik atmışlardı. Hz. Peygamber sabır gösterdi ve evine gitti. Bu durumu uzaktan gören bir cariye, av dönüşü Kabe’ye uğra­yan Hamza’ya, gördüklerini anlattı. Yeğe­nine yapılan hakaretten Ötürü son derece sinirlenen Hamza, hemen Ebû Cehil’i bula­rak dövmeye başladı. Ebû Cehil, belki müslüman olur korkusu ile cevap vermi­yordu. Fakat Hamza bir gün sonra yeğeni­nin yanına giderek müslüman oldu ve Ebû Cehil’in korktuğu başına geldi.

Hz. Hamza’nın müslüman oluşu düşmanı korkuturken, müslümanları şevklendirdi. Hz. Peygamber azimle insanların toplu halde bulundukları yerlere gidip, indirilen âyetleri okuyordu. Müşriklerden bir heyet Hz. Peygamber’i Ebû Talip’e şikayet ettiler ve onu himayeden vazgeçmeye zorladılar. Ebû Talip durumu yeğenine İlettiğinde Hz. Muhammed (s.a.): “Amcacığım! Bu işten vazgeçmem için güneşi sağ elime, ayı sol elime verseler bile Allah Tealâ bu dini üs­tün kılıncaya veya ben bu uğurda ölünceye kadar davamdan vazgeçmeyeceğim” dedi.

Bunun üzerine Ebû Talip, yeğenini hima­yeye devam edeceğini söylemekte gecik­medi. Müslümanlığın hergün hissedilir derecede gelişmesi puta tapıcıları değişik tedbirler almaya zorluyordu.
Başlangıçta, Hz. Peygamber’i ve müslümanları tehdit ve işkence ile yıldır­mak istediler. Ebû Cehil, Ebû Süfyan, Ebû Lehep, Ümeyye b. Halef, Velid b. Muğire, Ukbe b. Ebî Muayt ve Hakem b. Ebi’l-As gibileri, başta Peygamberimiz olmak üzere sosyal konumu ne olursa olsun bütün müslümanlara karşı rahatsız edici davranış­lara koyuldular. Bedene yönelik eziyet ve işkencelerden en çok etkilenenler dışarıdan gelmiş yabancı aileler ve kölelerdi. Meselâ bu durumdaki Yasir ailesinden Yasir (r.a.) ve eşi Sümeyye Hatun, oğulları Ammar’ın gözleri önünde şehit edilmişlerdi. Öte yandan, Suheyb-i Rumî, Habbab b. el-Eret, Bilâl-i Habeşî, Ebû Fükeyhe gibi kimsesiz köleler, Zinnire (veya Züneyre), Ümmü Abîs (veya Ubeys), Nehdiye, Lubeyne gibi cariyeler ağır işkencelere uğratılmışlardı. Bunlar aç bırakılıyorlar, develerin arkasına bağlanıp kızgın kumda sürükleniyorlar, çıplak vücutları kor üzerinde dağlanıyor, karınlarına ağır kızgın kaya parçaları konu­luyordu.

Varlıklı müslümanlar da farklı biçimlerde eziyet ve sıkıntılara maruz kalıyorlardı. Meselâ: Hz. Osman, amcası Hakem b. Ebî’l-As’ın uyguladığı malî harcamalarına kısıtlama koyma tarzındaki baskı ile dinden döndürülmek istenmişti. Delikanlılık ça­ğında İslâm’a giren Sâ’d b. Ebî Vakkas, annesinin direnişi ile yüzyüze gelmişti. Hatta bu sebeple Allah’ı inkâra zorlayan ana-babalara itaat etmek gerekmediğine dair âyet gelmişti.
Kabe avlusunda Rahman sûresini okuya­rak Kur’ân âyetlerini müşriklere açıkça -Hz. Peygamber’in dışında- ilk duyuran müslüman olan Abdullah b. Mes’ud, buna karşılık neredeyse bayıltılıncaya kadar dövülmüş, her tarafı kan içinde kalmıştı. Mekke’de üstün bir mevkie ve ahali arasın­da Önemli bir itibara sahip olmasına rağ­men Hz. Ebubekir’e de açıkça namaz kıl­ması, dışarıdan duyulacak yerlerde Kur’ân okuması yasaklanmıştı.İbnü’d- Düğünne’nin himayesi bile durumu değişti­rememiş, Hz. Ebubekir evinin bahçesine kalın duvarlarla örülü bir mescit yaptırmış, namazını orada kılmaya, Kur’ân’ı orada okumaya mecbur olmuştu. Kaynaklarda, değişik baskılara uğrayan ve sıkıntılarla karşılaşan Zübeyr, Talha, Ebû Ubeyde b. el-Cerrah, Osman b. Maz’un, Mus’ab b. Umeyr ve Ebû Zerr-i Gıfârî gibi sahabilerin de yaşadıkları pek çok üzücü olay zikredil­mektedir.

Özellikle amcası Ebû Leheb ile, -Ebû Süfyan’ın kızkardeşi olan- karısı Ümmü Cemil, Hz. Muhammed (s.a.)’e çok sıkıntı vermişler, bu arada Ümmü Cemil, iki oğlu­na baskı yaparak Hz. Peygamber’in kızları olan iki gelinini boşatmıştı. İslâm’a düş­manlıkta bu kadar ileri giden bu kan-koca -kendileri hakkında inen bir sûre- sert bir dille lanetlendikten sonra, ahirette çarptırı­lacakları şiddetli ceza tasvir edilerek (Tebbet 111/1-5) onların hüsranı bütün inkarcıların hüsranına örnek olarak gösterilmiştir.

Peygamberimizin hayatı OKU

Hz Muhammedin hayatı hakkında uzun araştırma

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answers ( 2 )

    2
    2021-02-17T22:43:50+03:00

    Vahyin tekrardan başlaması ile Müslümanların sayısı artmış durumda idi. Ve Müslüman olanların çoğunluğunu o dönemde ya köleler ya da söz sahibi olmayan insanlar oluşturuyordu. Yine o dönemde Müslümanlar ibadetlerini rahat bir şekilde yapıyor çeşitli eziyet ve işkencelere maruz kalıyorlardı. Ve Yasir ailesinden Yasir ve Sümeyye İslam adına yapılan eziyetlerden dolayı ilk şehid olanlardır. Varlıklı müslümanlar da farklı biçimlerde eziyet ve sıkıntılara maruz kalıyorlardı. Meselâ; Hz. Osman, amcası Hakem b. Ebî’l-As’ın uyguladığı mali harcamalarına kısıtlama koyma tarzındaki baskı ile dinden döndürülmek istenmişti. Delikanlılık ça­ğında İslam’a giren Sâ’d b. Ebî Vakkas, annesinin direnişi ile yüzyüze gelmişti. Hatta bu sebeple Allah’ı inkâra zorlayan ana-babalara itaat etmek gerekmediğine dair âyet gelmişti. Kabe avlusunda Rahman Suresini okuya­rak Kur’an âyetlerini müşriklere açıkça ilk duyuran Müslüman olan Abdullah b. Mes’ud, buna karşılık neredeyse bayıltılıncaya kadar dövülmüş, her tarafı kan içinde kalmıştı. Mekke’de üstün bir mevkie ve ahali arasın­da Önemli bir itibara sahip olmasına rağ­men Hz. Ebubekir’e de açıkça namaz kıl­ması, dışarıdan duyulacak yerlerde Kur’an okuması yasaklanmıştı.

    En iyi cevap
    1
    2024-01-28T16:59:22+03:00

    Hz. Muhammed’in İslam dinini tebliğ etmeye başlamasından sonra, Mekkeli müşrikler, İslam’ın yayılmasını önlemek için çeşitli baskı ve zulümler uyguladılar. Bu baskı ve zulümler, ilk Müslümanlara ağır bedeller ödetti.

    Mekkeli müşrikler, ilk Müslümanlara uyguladıkları baskı ve zulümleri şu şekilde sıralayabiliriz:

    • Alay ve küfür: Mekkeli müşrikler, ilk Müslümanları, deli, şair, sihirbaz veya sahtekar olmakla suçladılar. Onları, İslam dinini kabul ettikleri için aşağıladılar ve onlara hakaret ettiler.
    • İşkence: Mekkeli müşrikler, ilk Müslümanları, fiziksel ve psikolojik işkencelere maruz bıraktılar. Onları, dövdüler, aç bıraktılar, susuzluğa maruz bıraktılar ve hatta öldürmekle tehdit ettiler.
    • Mallarına el koyma: Mekkeli müşrikler, ilk Müslümanları, mallarına ve mülklerine el koydular. Onları, yoksul ve çaresiz bıraktılar.
    • Mekke’den sürgün: Mekkeli müşrikler, ilk Müslümanları, Mekke’den sürgün ettiler. Onları, aileleri ve sevdiklerinden ayrı bıraktılar.

    Bu baskı ve zulümler karşısında, ilk Müslümanlar, büyük bir sabır ve metanet gösterdiler. Onlar, Hz. Muhammed’in liderliğinde, İslam dinini yaymak için mücadele ettiler.

    Mekkeli müşriklerin baskı ve zulümleri, İslam’ın yayılmasını engelleyemedi. İslam dini, kısa sürede Arap yarımadasında yayılmaya devam etti. Bu, ilk Müslümanların gösterdiği sabır ve metanetin bir sonucuydu.

    İlk Müslümanlara yapılan eziyetler, İslam tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bu eziyetler, İslam’ın zaferinin ve Müslümanların sabır ve metanetinin bir sembolü olarak kabul edilir.

Cevapla