İMANI TEHLİKEYE SOKAN SÖZLER VE İNANÇLAR

KÜFRE DÜŞMEMEK İÇİN OKUYUNUZ

Doğum ile ölüm arasında imtihan edilmek üzere yaratıldığımız şu dünya okulunda sahip olduğumuz en büyük nimetlerin başında iman gelmektedir. İmanın değerini bilen her mümin önce imanın gereklerini yerine getirmeli, sonra da ona zarar verecek kötülüklerden son derece sakınmalıdır.

İman nuru, az bir esintiden etkilenen bir mum alevi gibidir. Yanlış konuşmalardan ve dinimizin esaslarına ters düşen söz ve davranışlardan zarar görür. İman nurunun kalpte parlayıp dünya yolculuğunda önümüzü aydınlatması için iman esaslarının tamamını bir bütün halinde şeksiz şüphesiz kabullenmek zorundayız. Allahu Tealanın haram kıldığı şeyleri, sınırlı akıllarımıza göre değişik bahanelerle helal kabul etmek, iman nurunu söndüren etkenlerin başında gelir. Aynı şekilde Allah’ın birliği, varlığı, adaleti, doğrularla beraber olması gibi hususlarda şüphe etmek ve hoşumuza gitmeyen bazı ilahi tecellileri kabullenmemek de mümini imanından eden şeylerdendir. İslam hükümlerini eğlenceye almak, Müslümanlığın gerekleri olan ibadetlerle ve dini vecibelerle dalga geçmek, mümini küfre götüren sebeplerdendir. Dînî esaslardan veya Kur’an’ın ayet ve hükümlerinden birini kabullenmeyip “Bu çağda böyle şey mi olur?” diyerek reddeden mümin, kafir olur. Çünkü inanan bir mümin hangi zamanda ve mekânda olursa olsun, dinin esas ve hükümlerini tam bir teslimiyetle kabullenmeli, nefsinin istek ve arzularına göre yorumlamaktan sakınmalıdır.

Müminleri inkâr uçurumuna yuvarlayan sebeplerden biri de, Allah’ın rahmetinden ümidi kesmek veya kendini Cenab-ı Hakkın azabından emin saymaktır. İyi bir Müslüman, korku ile ümit arasında olmalı, Allah’ın rahmetini umarak ve azabından da korkarak yaşamalıdır.
Buna bağlı olarak imanı güçlendirip İlahi rahmete nail olmak için, salih ameller işlemeli, ilahi azaba götürecek söz ve davranışlardan da uzak durmalıdır. İşte inanç ve itikadımızı tehlikeye atan sözlerden bazıları; “Allah baba”, “İnşallah’la Maşallah’la bu işler olmaz”, Namaz kıl diyen birine: “Sen kıldın da ne kazandın” veya “Benim, namazla, ibadetle geçirecek boş vaktim yok” gibi çirkin sözler. “Hakkımı ahirette alırım.” diyen birisine: “O kadar kalabalıkta sen beni nerede bulacaksın” demek veya “Ben varana kadar cehennem dolar” gibi sözlerdir. Zira Rabbimiz İhlas suresinde şöyle buyurmaktadır. “De ki, O Allah’tır, birdir. Her şey, varlığını ve bekasını ona borçludur. Her şey, ona muhtaçtır. O, hiçbir şeye muhtaç değildir. Kendisi doğmamıştır ve doğrulmamıştır. Hiçbir şey ona denk değildir.”

Kehanette bulunarak, gaipten haberler vermeye kalkışmak, onları doğrulamak ve inanmak, imanımızı tehlikeye atan şeylerden bir diğeridir. Çünkü gaybı Allah’tan başkasının bilmesi mümkün değildir. Bundan dolayıdır ki İslam, kehaneti ve büyücülüğü haram kılmış, öğrenilmesini ve öğretilmesini yasaklamıştır. İşte bu gibi yanlış söz ve davranışlarımız, özellikle bilerek ve kasıtlı bir şekilde sarf edilirse imanla birlikte nikâhlar da tehlikeye atılmış olur. Tehlike bu kadar büyük olunca dilimize ve beynimize sahip olmak da o kadar önemlidir. Ebedi âleme tam, olgun ve meyveli bir imanla gitmek her Müslümanın şu fani dünyadaki en temel görevi olmalıdır.

Garar ne demek? Kısaca

imanı kurtarmak çok mu zordur

İman ile ilgili kısa hadisler