Paylaş
insanın yaratılış gayesi ve hikmeti
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
İNSANIN YARADILIŞ GAYESİ
Kuranı kerim’e göre insanın yaratiliş amacı nedir kısaca
Allah’u Teala Kur’an’ı Kerimde, “Yemin olsun ki biz ademoğlunu şerefli kıldık.”(1) buyurarak insanı övmüş, en üstün vasıflarla ve en güzel surette yarattığını beyan etmiştir. Diğer bütün varlıkları onun emrine vermesiyle de insanlığa çok büyük lütufta bulunmuştur. Bunca övgü ve nimete nail olan insan da birtakım vazifelerle mükellef tutulmuştur. Dünya ve Ahiret saadetine vesile olan bu vazifeleri emreden Yüce Allah; “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”(2) buyurarak yaratılış gayesinin ibadet olduğunu açıkça ifade etmiştir. Dolayısıyla insan başıboş, gayesiz yaratılmış değildir. Yoktan var edilen insan, nereden geldiğini, niçin geldiğini, nereye ve nasıl gideceğini düşünmeli ve böylece hayatın manasını anlamalıdır. İşte o zaman zihinleri meşgul eden, gönüllere taht kuran fani dünyanın geçici zevk ve sefasının değersiz olduğu, öte yandan yalnızca hak ve hakikat uğruna çalışmanın insana fayda vereceği bir kez daha hatırlanmış olacaktır.
Yüce Rabbimiz emrettiği her şeyi insanın mutluluğu ve saadeti için emretmiştir. Yasakladığı her şeyde yine insanların zarara uğramamalarını gözetmiştir. “Amelce hanginiz daha güzeldir diye sizi imtihan etmek için hem ölümü, hem hayatı yaratan odur.”(3) buyurmasıyla bütün insanlığın hayat boyunca bir imtihan sürecinden geçtiğini haber vermektedir. Ömür ne kadar uzun olursa olsun, insan hangi imkanlara
sahip olursa olsun ve ne kadar çok yaşarsa yaşasın, vazife yetki ve sorumluluğu ne kadar büyük olursa olsun; bir gün konuşan dillerin susacağına, gören gözlerin görmez hale geleceğine, elde edilen her türlü nimetten uzaklaşılacağına dikkat çeken Allah(c.c) “Her nefis ölümü tadacaktır, sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyiliklerle deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz.” (4) buyurmakla sorumsuz yaşamanın mümkün olmadığını hatırlatmıştır.
İnsan, ilahi emir ve yasaklara çok iyi kulak vermeli, yaşanacak hayat için Kur’an’ı Kerim’den- ilham -almalıdır. Nasıl yaşanması gerektiğini Kur’an’ı Kerim’de açıklayan Allah’ü Zülcelal hazretleri, inanan ve güzel amel işleyen kimseleri—altlarından—ırmaklar– akan Cennetlerine yerleştirmekle–müjdelerken;-nefsin–ve şeytanın esiri olanları, Allahın emirlerini çiğneyenleri- de- aşağıların-aşağısına yuvarlamakla-cezalandıracağını açıklamıştır.
Netice olarak şu hususa dikkat etmek gerekir ki; yaratılış gayesindeki kulluk ve ibadet anlayışı, sadece hacı-hoca, yaşlı-emekli, fakir-yoksul gibi belli zümreler için tahsis edilmiş değildir. Bakara suresinin 21. ayetinde “Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize itaat ediniz ki takva sahibi olasınız.” buyurarak, bütün bu farklı anlayışları ortadan kaldırıp hiç bir ayrım yapmadan, sorumluluk taşıyan bütün insanları iman ve ibadetle mükellef kılmaktadır.
Bir hadisi şerif mealiyle bitirmek istiyorum. “Allah’u Teâlâ sizin şekillerinize, soyunuza ve mallarınıza asla değer vermez, ancak kalplerinize ve amellerinize değer verir.”(5)
——————–
1- İsra: 70
2- Zariyat: 56
3- Mülk: 2
4- Enbiya:35
5- Muhtarül-Ehadiye:270
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İnsan dünyaya başıboş olarak gönderilmemiştir. O Allah’a ibadet etmek için gönderilmiştir. Rabbimiz (cc) şöyle buyuruyor:”Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” (Zariyat Suresi/55)
Basit bir örnek verecek olursak; okulda derslerimizde başarılı olamadığımız zaman o okuldan mezun olamıyoruz. Bu kadar basit bir olayda bile çabamız istenmektedir. Oysa ucunda sonsuz mutluluk olan cenneti kazanabilmek için çalışmamız, çabalamamız, adeta dersimize iyi çalışmamız gerekmektedir.