Paylaş
İslam dininde edep ve nezaket kurallarının önemi
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Edep ve Terbiye Kaidelerinin Değeri
Edep ve terbiye kurallarının kıymeti
«İslâmî edep ve terbiye olarak zikredilen bu kurallardan bir kısmı, insanın fıtrat gereği kolaylıkla öğrenebileceği, hayat akışının da kendisine zaten öğrettiği kurallar olarak görülebilir ve bu yöndeki eğitim basite alınabilir. Göze böyle görünüyor olsa bile, insanların bunlara dikkatini çekmek için gayret göstermekte, onları ikaz etmekte fayda vardır. Bu yöndeki gayretler de garip karşılanmamalıdır. Çünkü içimizden hiç de azımsanamayacak sayıda kardeşimizin, bedîhiyyâttan sayılan bu kurallarda hataya düştükleri, edep ve terbiye çerçevesi dışına çıktıkları, yanıldıkları, yanlışlıklar sergiledikleri görülmektedir. Müslüman bir insanın başkalarına karşı güzel ahlâkı, edep ve terbiye olgunluğu, üstün şahsiyeti ile görülür ve hissedilir bir farklılığının Ta olması gerekirken ne yazık ki yaptığı yanlışlar ve hatalar onun İslâmî şahsiyetini zedelemektedir.»
Bir hatayı küçümsemek, o hatayı işlemeye devam etmek mâniasına gelir. Küçümsenen ve devam edilen şeyler, tahmin edilenden çok daha çabuk büyür, dal budak salar. Kısa zamanda ulaştığı büyüklük onu işleyeni bile hayrete düşürür. Bazen de hatanın kendisi küçük, sebep olduğu hadise akla durgunluk verecek derecede büyük olabilir. Bu hem hayırda böyledir, hem de şerde böyledir. Bu mâniayı ifade eden nice veciz sözler vardır. “Damlaya damlaya göl olur,” atasözü bunun dilimizde en yaygın örneklerinden biridir. Sadece damlaya damla ya göl olan dünyalık veya para değildir. Damlayan davranışlar ve sözler, küçükten küçükten savunulan fikirler de giderek büyür, gelişir, devamlılık kazanır, alışkanlık hâline gelir ve insanın şahsiyetini oluştururlar.
Şair;
“لا تضغرن صغيرة – فإن الجبال من الحصى.“
“Küçük bir şey görüp, küçümseme onu sakın, Bilesin ki, koca dağlar küçük taşcıklardan oluşur” der.
Belçika’da dağlar görmüştüm. Teleferiklerin maden ocaklarından taşıdığı toprak, taş ve diğer atıkların yığılma sıyla oluşmuş, üzerinde çimen, çalılar, ağaçlar büyümüş ve yer yer ormana dönüşmüş dağlar. Hâlâ teleferikler gelip gidiyor, başka dağlar oluşturmaya devam ediyordu.
Daha sonra benzerlerini başka yerlerde de gördüm. Küçücük teleferiklerin taşıdığı topraklar, taşlar, kayalar zaman içinde giderek kocaman dağlara dönüşüyorlardı.
Ancak dağların küçük taşlardan ve topraktan oluşmasından daha yakın bir misal var. Kitaplar. Ciltler dolusu kitaplara bakınız; onların her biri, ayrı bir emek vererek kalemle şekillendirilen veya tek tek vurulan tuş larla yan yana gelen küçücük harflerin sıralanmasıyla bu hâle gelmemiş, ciltleri doldurmamışlar mıdır? Bu gerçeği unutmayınız.
Hatalar da ihmal edile edile büyür, kök salarak müzminleşir, bazı hassasiyetlerin, hasletlerin zedelenmesi ne, gevşemesine veya ölmesine sebep olur. Bu da gide rek çok defa çevreyi rahatsız ve tedirgin edici boyutla ra varır. Üstelik salgın hastalık gibidir; direnci zayıf âile fertlerine, özellikle de çocuklara, yakınlara, arkadaşlara sirayet eder ve adım adım yayılır…
Ayrıca küçücük bir kibritin, bir evi, bir ormanı ateşe verip yaktığı, dev ağaçların küçücük çekirdeklerden filizlenip büyüdüğü gerçeğini göz önünden uzak tutmayınız.
Ne yazık ki cemiyet hayatımızda müzminleşen ve her geçen gün biraz daha normal karşılanmaya başlayan hataların temelinde küçük ihmaller yatar. Sokaklara çöp atmalar, evlerin pencerelerinden dışarıya eşya savurmalar, kaldırımlara, caddelere tükürmeler, konuşurken kaba ve çirkin ifade kullanışlar, sokak ortasında, insanların arasında telefon ederken söylenilen çirkin sözler, sıralanan yalanlar, iş yerindeki elemanına yalan söyle meyi tavsiyeler ve daha neler neler hep gözlerimizle gör düğümüz ve kulaklarımızla duyduğumuz hadiselerdir…
Mü’min fark edilir olmalı; ancak bu fark ediliş takdir edilecek, imrenilecek davranışlarla, mütevâzîlik, güler yüzlülük, engin bilgi ve tecrübeyle, çevresine karşı sıcak kanlılık ifade eden davranışlarla, alçak gönüllülük, zarafet, temizlik gibi güzel hasletlerle olmalıdır.
«Rasûlullah (sav) Efendimizin, çevresinde bulunan ashabına söylediği şu sözler bizleri bu yönde irşad edicidir:
«إنكم قادمون على إخوانكم فأحسنوا لباسكم و أصلحوا رحالكم حتى تكونُوا كأنكم شامة في الناس؛ فإن الله لا يحب الفخش و لا التفخش.»
“Siz kardeşlerinizin yanına geliyorsunuz. Güzel elbiseler giyin. Binekleriniz, üzerlerindeki eğerleriniz, semerleriniz, yükleriniz de düzgün olsun. Kendinize öyle dikkat edin ki, diğer insanların içinde vücuttaki güzel ben gibi göze çarpıcı ve güzel olun. Şüphesiz Allah çirkinliği, kötülüğü sevmez; çirkinleşmeyi de sevmez.”
Bu hadis-i şerîfi, Ebû Dâvud Sünen’inde, İmam Ahmed Müsned’inde ve Hâkim Müstedrek’inde, Sehl İbn Hanzala’dan(ra) naklederek rivâyet etmişlerdir.
Bir mü’min her zaman ve her yerde, giyiminin düzgünlüğü, güzelliği, endamının uyumluluğu ve davranışlarının olgunluğu ve kalplere hoş gelen görünümüyle gerçek anlamda bir Müslüman olduğunu ortaya koyabilmelidir.>>
Mü’min her şeyiyle güzel olmalıdır. Davranışlarıyla, cana yakınlığıyla, kullandığı kelimelerle, ifade gücüyle, taşıdığı niyetle, güler yüzüyle, güzel giyimiyle takdir ve sevgi toplayıcı olmalıdır. Sadelikte güzelliği yakalayışıyla, zevk anlayışıyla, fıtrata güzel gelen şeyleri seçiciliğiyle, ince duygu ve vurgularıyla takdir edilir, dostluğu istenilir ve arzu edilir bir insan olmalıdır.
Hadis-i şerifte Allah Rasûlü(sav) birinci derecede giyime ve bineğe dikkat çekiyor. Giyimimizin temiz, güzel ve zevk-i selime uygun olması, bineğimizin güzelliği, tertip ve düzenliliği karşımızdaki insanların ilk dikkatini çeken şeylerdir.
Aradan 1400 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen hâlen de öyledir. İlk tesir, ilk kanaat hakikaten önemlidir. Bunun şuurunda olarak hareket edilmeli, ihmal ve vurdumduymazlığın çeşnilerine sığınılmamalıdır.
Günümüzde iyi giyinmek deyince pahalı ve markalı elbiseler, ayakkabılar anlaşılmaya, dış şartlar, iklim ne olursa olsun belli kalıplarda giyinişler görülmeye ve bu yolda yapılan israflar da israftan sayılmamaya başladı.
Binek deyince de modeli en yüksek, markası en pahalı olan arabalar akla gelir oldu. O derece ki maddî durumu zayıf olan insanların hayallerinin ölçüsü, çocukların dillerinde dolaşan kelimelerin dile getirdiği bile hep bu yönde.
Vapur iskelesinde, küçük kızın gözü bir köpek yavrusuna ilişmişti. Hemen annesine döndü; “Anne ben de köpek istiyorum! Ama son model olacak!” dedi. Annesi gülerek; “Köpeğin son modeli de nasıl oluyor?” diye sordu. Kız da bilmiyordu ama; “Son model olacak işte!” diyerek isteğini ve şartını tekrar etti.
Bu küçük örneğin daha nicelerinin cemiyet içinde var olduğunu biliyoruz ve şahidi oluyoruz.
İnsanların ölçülerinde sarsılmalar, çarpıklıklar, gev şemeler, değişkenlikler görülmeye başladı…
Evet, bir insan pahalı giyinmeyebilir; hatta giyinmemelidir. Ama temiz ve düzenli giyinebilir. Sadeliğin ayrı bir güzelliği vardır ve olgun insanlardan daha çok takdir göreceği kesindir. Giyimde fıtrî güzellik yakalanmalıdır. Temiz giyinmek, düzenli olmak hemen hemen her insa nın imkânı çerçevesindedir. Onların göze hitabı, markalı elbiselerin hitabından daha güçlü, daha tesirli ve daha takdir toplayıcıdır. Onda tabiîlik, tevazû vardır. İsraftan uzaklık vardır…
Sade, güzel, temiz, tertipli bir giyiniş ile genel ahlâk, davranış ve ifade güzelliklerinin bir insanda yan yana geldiğini düşününüz. Bu insanın, bulunduğu mecliste takdir toplayacağı, insanlar üzerinde mutlaka müspet tesir bırakacağı, duygu ve düşüncelerini daha iyi aktara cağı, daha yapıcı olacağı, inandığı dâvâyı daha iyi temsil edeceği kesindir…
Bir mü’min, insanlar arasında, güzel hasletleriyle gerçekten dikkatleri üzerine çeken ve hayırlara vesile olan insan olmalıdır.
“Hak Yola irşad eden, gerçek hidayete erdiren, şüphesiz Allah’tır.»>
Kaynak: İslam edebinden demetler
BENZER KURALLAR:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İslam dininde edep ve nezaket kuralları büyük önem taşımakta ve Müslüman karakter ve davranışlarının olmazsa olmazı olarak vurgulanmaktadır. İslam, başkalarına karşı saygı, nezaket ve görgü kültürünü teşvik eder. İslam’da edep ve nezaket kurallarının önemini vurgulayan bazı önemli nedenler şunlardır:
İmanın Yansıması: Başkalarına karşı edep ve nezaket göstermek, kişinin inancının ve İslami esaslara bağlılığının bir yansıması olarak görülür. Müslümanlar, tüm bireylere karşı nezaket, saygı ve şefkat göstererek, etkileşimlerinde İslam’ın öğretilerini somutlaştırmaya teşvik edilir.
Hazreti Muhammed (s.a.v.) Örneğine Uymak: Hazreti Muhammed (sav) İslam’da mükemmel bir rol model olarak kabul edilir. O’nun örnek karakteri ve tavırları, Müslümanların örnek almaları için bir rehber niteliğindedir. Hz. Muhammed (s.a.v.), geçmişlerine veya sosyal statülerine bakılmaksızın başkalarına karşı son derece nezaket, alçakgönüllülük ve saygı göstermiştir.
İLİŞKİLERİ GELİŞTİRME: Nezaket ve edep sahibi olmak, Müslümanlar arasındaki olumlu ilişkileri besler ve kardeşlik bağlarını güçlendirir. Hem toplum içinde hem de farklı inançlara sahip insanlarla iyi niyet, karşılıklı saygı ve uyum ortamı yaratır.
Haysiyet ve Onuru Korumak: İslam, insanların haysiyet ve şereflerini korumaya büyük önem verir. Edep ve nezaket kuralları, farklılıklarına bakılmaksızın insanlara saygı, adalet ve nezaketle davranılmasını sağlar. Müslümanlar, başkalarının şeref ve itibarını korumaya ve zarar veya incitmeye neden olabilecek hareket ve konuşmalardan kaçınmaya teşvik edilir.
İslam Ahlakını Yansıtmak: İslam, insan davranışının tüm yönlerini kapsayan kapsamlı bir yaşam tarzıdır. Edep ve nezaket, adaleti, merhameti, dürüstlüğü ve adaleti teşvik eden İslam ahlakıyla uyumludur. Müslümanlar, bu ilkelere bağlı kalarak toplumun ıslahına katkıda bulunur ve eylemleriyle İslam’ın güzelliğini gösterirler.
Davet (İslam’a Davet): Edep ve edep sahibi olmak, İslam’ın mesajının etkili bir şekilde iletilmesinde hayati bir rol oynar. Müslümanlar, görgü ve etik davranış sergileyerek, İslam’ın olumlu bir imajını yaratır ve başkalarını onun öğretilerine çeker. Anlamlı diyaloğun kapılarını açar ve dinle ilgili yanlış anlamaların ortadan kaldırılmasına yardımcı olur.
Kişisel Manevi Gelişim: Edep ve nezaket kurallarına bağlı kalmak, kişinin sadece başkalarıyla olan ilişkileri için değil, kişisel manevi gelişimi için de faydalıdır. İslam, kişinin kalbini ve karakterini temizlemenin önemini vurgular. Müslümanlar, görgü kurallarını uygulayarak ve başkalarına nezaketle davranarak, manevi gelişim için temel nitelikler olan alçakgönüllülüğü, sabrı ve özveriyi geliştirirler.
Özetle, İslam’da edep ve nezaket kuralları büyük önem taşımaktadır. Bir Müslümanın inancını yansıtır, Hz. Müslümanlar bu ilkeleri benimsemeye ve başkalarıyla etkileşimlerinde saygılı, merhametli ve düşünceli olmaya çaba göstermeye teşvik edilir.