İslâm Kılıçla Mı Yayılmıştır

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

İslâm Kılıçla Mı Yayılmıştır?

SORU: Bazıları İslâm’ın kılıçla yayıldığını iddia ediyorlar bu doğru mudur?

CEVAP: İslâm’ın gayr-i müslimlere gösterdiği müsamahayı burada zikretmeyeceğim. Çünkü bu çok meşhur bir şeydir. Bütün fetihlerden sonra müslümanlar bu müsamahayı göstermişlerdir. Bundan daha mühimi bu konuda İslâm’ın ortaya koyduğu fikirdir.

Kur’an-ı Kerim’in harp ve barış konusunu teşkil eden ayetlerini okuduğumuz zaman
n, bunların üç şekilde olduğunu görürüz. Onlardan biri lütuf ve yumuşaklık, diğeri katı ve zorlu ve diğeri ise bu iki şekil arasındadır.

Birinci şekle misal:

Rasûlüm! Sen, rabbi’nin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır. (Nahl/125)

Ey iman edenler! Hep birden barışa girin! (Bakara/208)

İkinci şekle misal ise, Allah’ın şu sözüdür:

Ey Peygamber! Mü’minleri savaşa teşvik et. (Enfal/65)

Vurun boyunlarına! Vurun onların bütün parmaklarına! (Enfal/12)

Üçüncü şekle misal:

Size karşı savaş açanlara siz de Allah yolunda savaş açın. Sakın aşırı gitmeyin çünkü Allah aşırıları sevmez. (Bakara/190)

Eğer onlar (savaştan) vazgeçerlerse (şunu iyi bilin ki) Allah gafur

ve rahimdir. (Bakara/192)

Dışarıdan bakan herhangi bir kimse eğer bir şekli ele alır, diğer şekillere bakmazsa, İslâm’ın harp ve barış hükmünü anlayamaz. Çünkü onun varacağı hüküm bütüncül olmaz. Bütün bu üç rengi veya şekli beraber düşünmesi lazımdır. O zaman görecektir ki birinci şekil gayet net ve açıktır. O da sulh ve istikrar zamanında olur. Eğer ortam güzel muameleye ve güzel söze müsait ise, böyle olur. İkinci şekil düşmanlık, azgınlık zamanında olur. Veya genel bir seferberlik zamanında olur ki müslümanlar nefislerini ve davalarını müdafa ederler. Üçüncü şekil ise umumi ve daimi bir kanundur ki o da lutufla katılık arasında bir durumdur.

Zannediyorum ki şüphe mahalli, müslümanların Bedir’de yaptıkları savaştır. Çünkü bu mü’minlerle müşrikler arasında yapılan ilk silahlı cihaddır. Kaldı ki burada müslümanların yaptıkları Mekke’de kaybettikleri prestijlerini geri almaktı. Kaybettikleri mallarını ve mülklerini kazanmaktı. Şunu da kaydetmek gerekir ki Mekke’de kalan ve hicrete gücü yetmeyen zayıf müslümanlar müslümanların hicretinden sonra büyük işkencelere maruz kalmışlardı. Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyuruyor:

Size ne oldu da Allah yolunda ve “Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!” diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğurunda savaşmıyorsunuz. (Nisa/75)

Peygamberimiz’in ve halifelerin diğer savaşları ise, kuvvete karşı kuvvet, şerre karşı şerle mukabelede bulunmaktır. İslâm, milleti zalimlerden ve düşmanlardan kurtarmayı hedeflemiştir.

Buna delil ise, İslâm’ın bir savaş şeklini benimsememiş olmasıdır. İslâm’da savaş ancak i’la-yı kelimetullah için yapılır. Hz. Peygamber’e “Ey Allah’ın Rasûlü! Ganimet için, nam kazanmak için veya desinler için savaşılır mı?” diye sorulduğunda, Rasûlullah (s.a) şöyle buyurdu: Ancak Allah’ın kelimesi yüce olsun diye savaşılırsa o Allah için olur.

İslâm dine zorlamak için savaşı uygun görmez. Bir kesimin efendiliği ve üstünlüğü için de savaşmaz. Şeref ve ganimet kazanmak için de savaşmaz. İslâm’ın gayesi bütün insanları sulh ve emana kavuşturmaktır. Fakat bazı zamanlardaki kötü davranışlar dinin aslını karalamaktadır. Hristiyanlık kendi adına yapılan harpleri kabul etmemektedir. İslâm da kendi adına yakıştırılan harpleri kabul etmez.

Allah doğruyu söyler ve doğru yola iletir

Benzeri konular:

Answer ( 1 )

  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    İslam’ın yayılması sadece güç veya kılıç kullanımına atfedilemez. İslam’ın ilk yüzyıllarında askeri fetihler gerçekleşmiş olsa da, bu olayların meydana geldiği daha geniş bağlamı anlamak önemlidir.

    1. İslami Öğretiler: İslam’ın yayılmasının birincil yolu, mesajının yayılması ve öğretilerinin çekiciliğiydi. Müslümanlar, İslam’ın Allah’ın indirdiği hak din olduğuna inanırlar ve insanları barışçıl yollarla, diyalog ve ikna yoluyla İslam’a davet etmeye çağırırlar.
    2. İstekli Kabul: Tarih boyunca pek çok insan isteyerek ve zorlama olmadan İslam’ı benimsemiştir. İslam’ın tek tanrılığa, sosyal adalete, ahlaki değerlere ve manevi tatmine yaptığı vurgu, öğretilerinde yankı bulan farklı geçmişlerden gelen bireyleri cezbetti.
    3. Din Özgürlüğü: İslam, din özgürlüğü ilkesini teşvik eder. Kuran, “Dinde zorlama yoktur” (Kuran 2:256) der. Müslümanlara İslam’ın mesajını iletmeleri emredilir, ancak başkalarını kendi istekleri dışında din değiştirmeye zorlamalarına izin verilmez.
    4. Sosyopolitik Faktörler: İslam’ın ilk yüzyıllarında, İslam imparatorluğunun yayılması ticaret, ittifaklar ve mevcut imparatorlukların çöküşü gibi sosyopolitik faktörlerden etkilenmiştir. Askeri karşılaşmalar meydana gelse de, bunlar genellikle nefsi müdafaa, Müslüman toplumu koruma veya saldırganlığa yanıt verme güdüsüyle gerçekleşti.
    5. Tarihsel Karmaşıklıklar: Tarihsel kayıtlar karmaşıktır ve İslami ilkelere ve İslam’ın öğretilerine aykırı hareket etmiş olabilecek bireylerin ve grupların eylemleri arasında ayrım yapmak önemlidir. Bazı tarihsel olaylar, dini öğretilerin kötüye kullanılmasını veya yanlış yorumlanmasını içerebilir.

    Genel tarihsel bağlamı göz önünde bulundurmak ve herhangi bir büyük din gibi İslam’ın da farklı uygulamalara ve yorumlara sahip takipçileri olduğunu kabul etmek çok önemlidir. İslam’ın yayılması, barışçıl ikna, kişisel inanç, sosyo-politik koşullar ve bazı durumlarda askeri karşılaşmalar dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden etkilenmiştir. İslam’ın yayılmasının karmaşıklığını anlamak için tarihi kapsamlı ve dengeli bir bakış açısıyla incelemek önemlidir.

    En iyi cevap

Cevapla