İslam ve bilim ilişkisi

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

İSLAM VE BİLİM

ISLAM VE BILIM

Allah’u Tealâ, kainatta en müstesna  varlıklar olarak yarattığı bizleri, akıl ve bilgiyi temel alan bir dinle şereflendirmiştir. İnsanın kendini tanıması, çevresini tanıması ve en önemlisi Rabbini tanıması,  bilgiyle mümkündür.  “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.[1] buyuran Yüce Rabbimiz bir çok ayet-i kerimede bizleri düşünmeye, araştırmaya, öğrenmeye bilgi sahibi olmaya ve öğrendiklerimizle  kendimize, insanlara  ve   bütün mahlukata yararlı olmaya çağırmaktadır

 

Allah’u Teala, insan dışındaki bütün canlılara kendileri için gerekli olan bilgiyi doğuştan verirken, insanı, araştırmak, öğrenmekle mükellef kılmış,  bunun içinde gerekli bilgileri edinerek kendisini geliştirebilecek yetenekler bahşetmiştir. Bu gün insan oğlunun sahip olduğu yüksek teknoloji ürünü ulaşım vasıtaları; deniz altılar, hızlı trenler, sesten hızlı uçaklar, uzay araçları kitle iletişim vasıtaları ve Internet ağları,  Allah’ın yeryüzünde eşrefi mahluk olarak yarattığı insana bahşettiği yeteneklerin en güzel biçimde kullanılmasıyla icat edilmiştir.

 

Yüce dinimiz İslam, ilmi en büyük ibadet kabul etmiştir. Unutulmamalıdır ki rahmet peygamberi Hz. Muhammed (as)’ın Medine’ye hicretinden sonra yaptığı ilk iş,  Allah’ın dinini öğrenmek ve ona ibadet etmek üzere bir mescit ve  onun  bitişiğine de dünya ve ahiret için gerekli ilimlerin tahsil edildiği bir okul inşa etmek olmuştur.

İki günün birbirine eşit olmasını zarar kabul eden yüce dinimiz, bizleri sürekli araştırmaya, kendimizi geliştirmeye,  insanlığa faydalı işler yaparak Allah’ın rızasına ulaşmaya teşvik etmiştir. Şüphesiz ki hakir bir başlangıçtan sonra insana ilim vererek onu mahlukatın en yüksek seviyesine çıkarması, Allah’ın en büyük lütfudur. Yüce yaratıcının bu lütfünden istifade etmek, ancak çalışmak çabalamak güç ve kuvvetini son haddine kadar kullanmakla mümkündür. Allah-u Tealâ sema vât’ın ve arzın kaldıramayacağı bir emaneti bizlere yüklerken, o yükü kaldırabilecek sorumluluğu verdiğini de ifade etmektedir.  Dünya ve ahiret saadetimizin vazgeçilmez esası olan yüce dinimiz İslam’ı anlamak, yaşamak ve yaşatmak için imkanlarımızı son haddine kadar kullanmak,  bu yüce dini öğrenmek ve bütün insanlığa duyurmak içinde çağımızda gelişen her türlü bilgi ve teknolojiyi  kullanmak zorundayız.

Kur’an- Kerim, yer ve göklerdeki yaratılış inceliklerinden söz ederek bu konularda düşünmemizi istemiş, sadece dini ilimleri değil, insana faydalı olacak her türlü ilmin tahsilini emretmiştir. Bunun için Müslümanlar, dini ilimlere olduğu kadar müspet ilimlere de önem vermişler, İbn-i Sina, Farabi, Kindî, Harezmî gibi batılı ilim adamlarına da örnek olan nice Matematikçi, fizikçi, kimyacı, eczacı ve doktorlar  yetiştirmişlerdir.

Unutulmamalıdır ki, ecdadımızın kazandığı fetihler, elde ettikleri başarılar, ancak maddi ve manevi hazırlıkların, yılmadan ve usanmadan yapılan çalışmaların sonucudur.

“Hikmet ve ilim müminin yitik malıdır, onu nerede bulursa alır.[2] hadis-i şerifinden hareketle milli ve manevi değerlerimize sahip çıkarak, değerlerimizi yozlaştırmadan çağın gerektirdiği her türlü gelişmeyi takip edip, gerekli bilgi ve tecrübe ile donanmak zorunda olduğumuzu unutmamalıyız.

[1]  Zümer,  39/9

[2]  Tirmizi 19

Benzer Konular:

Answer ( 1 )

  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    İslam’ın Altın Çağı’nda (8. ila 14. yüzyıllar) çeşitli bilim alanlarına önemli katkılarda bulunan İslam medeniyeti ile İslam ve bilim tarihsel olarak iç içe geçmiş bir ilişkiye sahip olmuştur. İslam, bilgi arayışını ve doğal dünyanın anlaşılmasını teşvik eder ve birçok erken dönem Müslüman alim, bilimsel bilginin ilerlemesinde çok önemli roller oynamıştır. İşte İslam ve bilim arasındaki ilişkinin bazı temel yönleri:

    1. Uyumluluk: İslam, inanç ve aklın uyumluluğunu kabul eder. İslami öğretiler, bilgi aramanın, Allah’ın evrendeki işaretlerini tefekkür etmenin ve O’nun yaratışının kanıtı olarak doğal dünya üzerinde düşünmenin önemini vurgular. Kuran müminleri tekrar tekrar göklerin ve yerin yaratılışını gözlemlemeye, düşünmeye ve üzerinde düşünmeye teşvik ederek, iman ile tabiatı incelemek arasında uyumlu bir ilişkiye işaret eder.
    2. Bilgi Arayışı: İslam, bilim de dahil olmak üzere her alanda bilgi arayışını teşvik eder. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “İlim öğrenmek her Müslüman’a farzdır” buyurarak ilim öğrenmenin ve hikmet edinmenin önemine vurgu yapmıştır. İslam medeniyeti, Yunanlılar, Romalılar, Persler ve Hintliler de dahil olmak üzere çeşitli medeniyetlerden bilimsel bilginin tercümesi, korunması ve geliştirilmesi yoluyla gelişti.
    3. Bilimsel Yöntem: Müslüman alimler, bilimsel yöntemin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Ampirik gözlem, deney ve bilgi edinmede kanıta dayalı akıl yürütmenin önemini vurguladılar. İbnü’l-Haytham, İbn Sina ve El-Biruni gibi Müslüman bilim adamları optik, tıp, astronomi, matematik ve coğrafya gibi disiplinlerin temellerini attılar.
    4. Bilginin Korunması ve Tercümesi: İslam’ın Altın Çağı boyunca, Müslüman alimler eski Yunan, Roma, Fars ve Hint eserlerinin korunmasında ve tercüme edilmesinde çok önemli bir rol oynadılar. Bu çeviriler, bilimsel bilginin İslam dünyasına ve nihayetinde Rönesans döneminde Avrupa’ya aktarılmasında etkili olmuş ve sonraki yüzyıllarda bilimsel gelişmelere katkıda bulunmuştur.
    5. İslami Bilimsel Katkılar: Müslüman alimler çeşitli bilim alanlarına önemli katkılarda bulunmuştur. Sofistike matematik sistemleri geliştirdiler, astronomide ilerlemeler kaydettiler, tıbba öncü katkılarda bulundular ve optik ve fizikte deneyler yaptılar. Müslüman alimler ayrıca simya, tarım, mimarlık ve coğrafya çalışmalarında da ilerleme kaydettiler.
    6. Etik Yönergeler: İslam, bilimsel bilginin aranması ve uygulanması için etik yönergeler sağlar. İslami öğretiler, insanlığın ve çevrenin iyileştirilmesi için bilginin sorumlu bir şekilde kullanılmasını vurgular. Bilimsel ilerlemelerin faydalarının ahlaki ve etik ilkelerle uyumlu olması sağlanarak, bilimsel araştırma ve inovasyonda etik hususlar teşvik edilir.
    7. Çağdaş Katılım: Modern çağda, İslam ve bilim arasındaki ilişki hakkında devam eden tartışmalar ve tartışmalar var. Birçok Müslüman bilim adamı ve bilim adamı, inançlarını korurken aktif olarak bilimsel araştırmalar yapmakta ve çeşitli bilimsel alanlara katkıda bulunmaktadır. İslami ilkeler ile çağdaş bilimsel keşifler arasındaki uyumluluğun giderek artan bir kabulü var.

    İslam, bilimsel bilgi arayışını teşvik ederken, belirli bilimsel teoriler veya kavramlar hakkında bireyler ve akademisyenler arasında farklı yorumlar olabileceğini belirtmek önemlidir. Bununla birlikte, İslam ve bilim arasındaki genel ilişki, uyumluluk, bilginin teşvik edilmesi ve İslam’ın Altın Çağı sırasında Müslüman alimlerin bilimsel katkılarının tarihsel bir mirasıdır.

    En iyi cevap

Cevapla