Paylaş
İslam ve çevre
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
İSLAM VE ÇEVRE
Din ve çevre ilişkisi
Çağımızın en önemli problemlerinden birisi de, çevre kirliliği sorunudur. Yüce Allah, insandan, tabî çevreyi korumasını ve doğal düzenini bozmamasını istemektedir. Aksi takdirde, bizzat insanın kendisinin de bundan zarar göreceğini şöyle ifade etmektedir: “İnsanların kendi işledikleri kötülükler sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Yanlıştan dönmeleri için Allah yaptıklarının bazı kötü sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır” (Rum, 30/41) Bu ayet-i kerime, on dört asır evvelinden günümüzde meydana gelecek çevre felaketlerine dikkatlerimizi çekmekte; insanoğlunun kendi sonunu adeta kendi elleriyle hazırlamakta olduğunu haber vermekte ve gereken tedbirlerin alınması hususunda bizleri uyarmaktadır.
Allah-ü Teâlâ, yeryüzünü üzerinde taşıdığı sayısız nimetler ve güzelliklerle korunması gereken bir emanet olarak insanoğluna sunmuştur. Bu emanete, ancak onun tabii dengesini koruyarak riayet edilebilir. Halbuki insan eliyle yeryüzünün tabii dengesi bozulmaya başlamıştır. Özellikle teknolojik gelişmelerin ortaya çıkardığı çevre sorunları, sanayi atıkları tabii dengeyi bozmaktadır. Bunun sonucunda toprak, su ve hava kirlenmekte ve zehirlenmekte, nice hayvan ve bitki türleri yok olup gitmektedir[1]. Özellikle son zamanlarda Macaristan’da meydana gelen olayda zehirli çamur selinin geniş bir çevreyi etkilemesi buna güzel bir örnektir. Yine 80’li yıllarda meydana gelen Çernobil faciasında çevreye verilen zararın yanında birçok insan hayatını kaybetti. Neticede insan, çevreye zarar vermekle kendine zarar vermekte ve bindiği dalı kesmektedir.
Çevreye verilen zararlar ve doğal kaynakların bilinçsizce kullanılması sonucunda dünyamız, uzmanlara göre küresel ısınma diye adlandırılan daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Küresel ısınmadan dolayı iklimler değişmekte yazlar daha sıcak, kışlar daha soğuk geçmekte veya tam tersi olabilmektedir. Özellikle Pakistan başta olmak üzere Asya ülkelerinde meydana gelen sel felaketleri buna güzel bir örnektir. Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak çözüm yolları bularak bir an önce harekete geçilmesi lazım. Bundan dolayı herkes üzerine düşen görevi yerine getirmeli ve bizden sonraki nesillere daha temiz ve daha yaşanabilir bir dünya bırakmalıyız. Bu itibarla Peygamber Efendimizin çevre hakkında yaptıklarını ve emrettiklerini de ısrarla yerine getirmeliyiz. Örneğin Peygamber Efendimiz, Mekke, Medine, Taif ve civarını bir sit alanı alanı haline getirip bu bölgeleri Harem Bölgesi ilan etmiş ve buralarda ağaçların kesilmesini, kuşların ve her türlü hayvanların avlanmasını yasaklamış, onları koruma altına almıştır.[2] Yine tabiatın korunması amacıyla elinde ağaç fidanı olanın kıyamet kopmaya başlasa bile eğer onu dikecek kadar vakti varsa mutlaka dikmesini tavsiye etmiş,[3] ağaç dikmeyi sadaka-i cariye olarak kabul etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Müslüman, bir ağaç diker, o ağaçtan insan, hayvan veya kuş istifade ederse bu, kıyamet gününe kadar o kimse için sadaka olur.[4] Tabiatı korumak için bu kadar hassasiyet gösteren Peygamberimiz, çevrenin de temiz tutulmasını öğütlemiş, özellikle de halkın kullandığı umumi mekânları, insanların gelip geçtiği yolları, gölgelendikleri, dinlenmek için oturdukları yerleri kirletmeyi yasaklamıştır.[5]
Sonuç olarak, genel anlamda çevreyi, özelde ağaç ve yeşillikleri koruyup temiz tutmak, bunun için her türlü tedbiri alıp üzerimize düşeni yerine getirmek, hem insani hem de dini görevimizdir. Zira çevreyi kirletmek, sadece çevreye karşı işlenmiş bir kötülük değil, aynı zamanda aynı ortamı paylaşan diğer canlı ve cansız varlıklara karşı işlenmiş bir suçtur.
———————-
[1] Ayla Abak, Çevre Bilinci, DİB Yay., s. 14.
[2] Buhari, İlim,37; Müslİm, Hacc, 446.
[3] Buhari, Edebü’l- Müfred, 168.
[4] Ahmed b.Hanbel, Müsned, V, 415.
[5] Müslim, Taharet, 68; Ebu Davud, Taharet, 14.
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Allah (cc) insanın da içinde bulunduğu tabiatı canlı ve cansız varlıklarıyla birlikte bir düzen ve denge içinde yaratmıştır. Bu düzen yeryüzündeki canlıların yaşantılarını sürdürebilmesi için en ideali olup, herhangi bir eksikliği ve aksaklığı söz konusu değildir. Ancak, insanların tutum ve davranışlarından dolayı, genel anlamda kirlenme meydana gelmiştir. Halbuki Allah (cc), insanı diğer canlılardan ayrı olarak düşünme melekesi vermiş ve bu sayede insan, diğer canlı ve cansız varlıkları idare edip onlardan yararlanma imkanına sahip olmuştur. Bundan dolayı, yaratana şükretmek, sorumluluk duygusu içinde hareket etmek zorundadır