İslam’a Göre Mekan Temizliği

Çevre, insanoğlunun etrafında bulunan ve hayatını etkileyen her şeydir. Buna göre evimiz, sokağımız, yolumuz, bineğimiz, camimiz, okulumuz, hastanemiz ve yaşadığımız muhitin tamamı çevre kapsamına girmektedir. Aynı zamanda toprağımız, suyumuz ve teneffüs ettiğimiz hava da, çevremizin çok önemli birer parçasını oluşturur. İşte bunların tamamını korumak, temiz tutmak, bunları kirletecek ve zarar verecek unsurlardan uzak tutmak dinimizin emridir.
Çevreyi koruma denince ilk akla gelen temizlik olmalıdır. Temizlik olmadan çevreyi korumak mümkün değildir. Temizlik, mü’minin imanının gereğidir. Peygamber efendimizin Hadis-i Şeriflerinde temizliğin imandan olduğu belirtilmektedir. Müslüman’ın kıyafeti, evi, iş yeri, sokağı, yolu, camisi, parkı, bahçesi ve bütün çevresi temiz olmalıdır. Müslüman, havayı, suyu ve toprağı kirletici her türlü davranıştan sakınmalıdır. Aksi takdirde, başkasına zarar vermiş olur. Zira Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor: “Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir.”

Hz. Peygamber (s.a.s.)’in hayatına baktığımızda, onun çevre korumasına büyük önem verdiğini görürüyoruz. Zira kendisi bizzat yaşadığı çevrenin doğal halini muhafaza etmesi hususunda büyük hassasiyet göstermiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.), Mekke bölgesi gibi Medine ve civarını da korunması gerekli bölge olarak belirlemiştir. Bu uygulama günümüz çevreciliğinde milli park ve sit alanı anlayışına zemin oluşturmuştur. Böylece gerçek anlamda çevrecilik hareketi Peygamberimiz ile başlamıştır, diyebiliriz.

Dinimize göre kâinattaki varlıklar birer ilahî emanettir. Her birisinin bir yaratılış gayesi ve hikmeti vardır. Cenab-ı Allah Kur’an-ı Kerim’de çeşitli hayvan, bitki ve ağaç türlerine yemin etmekte; balarısı ve karınca gibi hayvanlara vahyettiğini bildirmektedir. Rahman Sûresi’nde Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Yıldızlar, (bitkiler) ve ağaçlar secde ederler. Göğü Allah yükseltti ve dengeyi O koydu. Sakın bu dengeyi bozmayın.”
Bu ayetten anlaşıldığı üzere, Cenab-ı Allah kâinatta bir tabiî ve ekolojik dengenin var olduğuna dikkatimizi çekerek buna uymamızı, başta insanlar olmak üzere tabiattaki varlıklara zarar verecek davranışlardan kaçınmamızı emretmektedir. Kur’an-ı Kerim’e göre çevreyi kirletip, ona zarar vermek, bozgunculuk olarak değerlendirilmektedir. Cenab-ı Hak bir ayet-i kerimede bu duruma işaret ederek şöyle buyurmuştur: “İnsanlardan öyleleri vardır ki; iş başına gelince yeryüzünde ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip edip, nesilleri bozmak için çalışır, Allah bozgunculuğu sevmez.”

Tabiatın akciğeri durumunda olan ağaçların gelişigüzel kesilmesi, ormanların başta yangınlar olmak üzere çeşitli yollarla tahrip edilmesi, hayvanların gereksiz yere öldürülerek yok edilmesi, yerlere rastgele tükürülmesi, sigara izmariti, kâğıt parçaları, çerez kabukları ve çöplerin gelişi güzel atılması, hava, su ve çevrenin kirletilmesi gibi davranışlar dinimizin hoş görmediği hareketlerdir.
Peygamberimizin Hadis-i Şeriflerinde, insanların istirahatları için kullanacakları gölgelikleri, geçtikleri yolları, içtikleri suları kirletmek, Müslüman’a yakışmayan hareketler olarak sakındırılmıştır. Bir Hadisi Şeriflerinde, “Yoldan gelip geçenlere eziyet veren bir engeli kaldırdığı için Cennette kendisine köşk verilen bir adam gördüm” buyurarak, insanlara eziyet veren ve çoğumuzun basit gördüğü güzel davranışları imanın 70 küsur parçasından biri olarak değerlendirmiştir. Cennet yeşillikler gölgesi demektir. Yaşadığımız çevreyi bir Cennet bahçesi haline getirmek için yeşilliğini korumalı, temizliğine özen göstermeliyiz.

Benzer Konular:

• Çevre temizliği ne demektir, çevrenin temiz tutulması için neler yapılabilir?
• İbadetle temizlik arasındaki ilişki
• Temizlik ile ibadetler arasında nasıl bir bağlantı vardır?
• “Temizlik imandandır.” (Müslim, İman, 1.) Yukarıdaki hadiste hangi tür temizlik kastedilmiş olabilir?
• Temizlik Sağlıktır
• Tümünü görüntüle.