Paylaş
islamda adalet örnekleri
Question
İslam’da Adalet Anlayışı
İnsanlığa son din olarak gönderilen İslam’ın amaçlarından birisi, toplumda adaleti sağlamaktır. Toplu halde yaşayan insanların bir arada mutlu ve huzur içinde yaşamaları için karşılıklı hak ve hukuka uymaları gerekir ki bu, adalet sayesinde sağlanabilir. Adalet: haksızlığı terk etmek, adaletle hükmetmek, doğru olmak, doğru olandan ayrılmamak, her hakkı gerçek sahibine devretmek ve hakkı gözetmektir. Adalet, İslam’ın hükmü, zulmün zıddı, söz, davranış ve her türlü tutumda haksızlıktan kaçınarak hakkı ayakta tutmaktır. Yüce Rabbimiz bir ayetinde: ”Ey iman edenler! Kendiniz ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. Adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın…” (1) buyurmaktadır.
Adalet mülkün temelidir. Mülkün temelinde adaletin olduğu toplumlarda insanlar huzur ve güven içinde yaşar. Adalet olan yerde baskı ve şiddet olmaz. İnsanlar adaletten ayrıldıkları zaman, birbirlerine güveni ortadan kalkar, emniyet ve güven yok olur. İnsanlar birbirlerine düşer ve bunun sonucunda toplum bozulur. Adalet gerçekleşmediği zaman herhangi bir hakkın kaybolmasına veya geciktirilmesine sebep olur ki, bu bir zulümdür. Adalet herkesin hakkını vererek sağlanır. Alemleri yaratan yüce rabbimiz bir ayetinde; ”Allah size emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor…” (2) buyurmaktadır. Ülkeler savaşlarla fethedilebilir ama korunması ancak adaletle olur. Adaletin simgesi ise terazidir. Adaletin terazisini elinde tutanlar, toplumda huzuru ve güveni sağlamak için olanca gayretlerini sarf ettiklerinde, toplumun huzuru ebedileşecektir.
İslam’ın adalet anlayışı; zengin fakir ayırımı yapmayan, makamı mevkisi, şanı şöhreti, yani sosyal statüsü ne olursa olsun kişilerin toplumdaki itibarına göre değil, işlenilen fiile göre hakkaniyetle hükmeden bir anlayıştır. Adalet; kanunun herkese eşit uygulanmasıdır. Suça göre değil de şahsa göre hukuk tatbik edilmeye çalışılırsa, toplumda adalet duygusu zedelenir ve sonunda fitne ve anarşinin çıkmasına zemin hazırlamış olur.
Kureyş’in ileri gelen kadınlarından birinin hırsızlık yapması üzerine (bu kadının ceza görmemesi için) Hz. peygamberin çok sevdiği Üsame b. Zeyd, şefaatte bulunmak için Hz. peygamberle konuşmuştu. Bunun üzere Hz. peygamber şöyle buyurdu: “Sizden önceki kavimler, zayıf ve kimsesiz birisi (suç işlemişse) Ona ceza tatbik ettikleri, fakat soylu birisi (suç işlemişse) onu salıverdikleri için helak olmuşlardır. Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, bu suçu (kızım) Fatıma işlemiş olsaydı onu da cezalandırırdım.” (3)
Adaletin tam anlamıyla gerçekleşmesi ancak kuvvetli ve güçlü kimselerin elinde mümkündür. Ünlü bir düşünürün dediği gibi “kuvvetsiz adalet ve adaletsiz kuvvet iki büyük felakettir.” Bu sebeptendir ki; bizlerin öncelikle her açıdan güçlü olması, akabinde de adalet dilenen değil, hakkıyla adalet dağıtan bir konumda bulunmamız gerekmektedir. Amir, memur, esnaf, idareci, aile reisi kısaca her birimiz; toplumun hangi mevkisinde bulunursak bulunalım, sorumlu olduğumuz kişilere adilce davranmayı dini ve insani bir vecibe olarak kendimize prensip edinmeliyiz.
(1)Nisa,135
(2) Nisa,58
(3) Buhari,Hudud,11-14;VIII,16
(4) Müslim, İmare, 18.
Benzer Konular:
Answer ( 1 )
Adalet, İslam’da büyük önem taşır ve dinin öğretileri boyunca adalet ilkeleri vurgulanır. İşte İslam’daki adaletten birkaç örnek:
Bunlar, İslam’daki adaletin sadece birkaç örneğidir ve adalet kavramı, kişisel davranış, sosyal etkileşimler ve yasal sistemler dahil olmak üzere Müslüman yaşamının çeşitli yönlerine nüfuz eder. İslam, tüm bireylerin haklarına saygı duyulan ve korunan adil ve hakkaniyetli bir toplum ister.