Paylaş
İslamda borç verme ve ödeme adabı
Question
DİNİMİZDE BORÇ VERME VE ÖDEME ADABI
Ayet ve Hadislerle borç verme ve ödeme adabı
Müslüman, din kardeşlerinin dertleriyle dertlenen ve onlara elinden gelen yardımı esirgemeyen örnek insandır. Bunun bir gereği de zorda kalan Müslüman kardeşine borç vermek suretiyle el uzatmasıdır.
Borç vermenin ne kadar faziletli bir davranış olduğunu Yüce Allah (c.c) bir Ayet-i Kerime de şöyle buyurarak ifade etmiştir. “Kim Allah (namına)’a güzel bir borç verirse, Allah da kendisine bunun karşılığını kat kat öder, ayrıca o kişi için çok değerli bir mükâfat da vardır.”[1]
Peygamber Efendimiz (sav) de bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmuşlardır: “Bir adam hiç hayır amelde bulunmadı. Ancak halka borç verir ve borcunu toplayan elçisine: “Zenginden al, fakirden alma, vazgeç. Ola ki Allah da bizim günahlarımızdan vazgeçer” derdi. Bu adam vefat edip Allah’ın huzuruna varınca Yüce Allah kendisine ‘Hayatta hiç hayır işlemedin mi?’ diye sordu, adamda “Hayır ancak insanlara borç verirdim, ödeme zamanı gelince de hizmetçime durumu iyi olandan al ödeyemeyecek olandan vazgeç ola ki Allah da günahlarımızdan vazgeçer” derdim. Bunun üzerine Yüce Allah:”Haydi senin günahlarından vazgeçtim” buyurdu.”[2]
Borç vermek faziletli bir davranış olduğu gibi zamanı gelince borcu güzel bir şekilde ödemekte o derece faziletli bir davranıştır. Müslüman, borcunu söz verdiği zamanda ödeyerek kardeşinin hakkına riayet etmeli, geciktirmek suretiyle onu zor durumda bırakmamalıdır. Ödeyemeden ecel gelme ihtimaline karşında aile fertlerine, borcunun ödenmesi için vasiyet etmelidir. Efendimiz bir hadisi şeriflerinde “Büyük günahlardan sonra bir kulun ahirette beraberinde getirebileceği en büyük günahlardan biri de ödenecek karşılık bırakmadan borçlu olarak ölmesidir”[3] buyurarak borcun ödenmesi konusunda nasıl hassas davranılması gerektiğine işaret etmişlerdir.
Borç vermek, darda kalan bir Müslüman’a yardım etmek ne kadar tavsiye edilmişse, borçlanmak ve bilhassa ödeyecek karşılığı olmayan borca girmek veya zaruri olmayan şeylerden dolayı kendini borç altına sokmak da tavsiye edilmemiş ve kötülenmiştir. Konu ile ilgili olarak Efendimiz (sav) bir hadis-i şeriflerinde: “Borçtan kaçının, zira o, gece keder, gündüz de zillet vesilesidir.“[4] Buyurmuşlardır. Şu halde aslî ihtiyaçlara (mesken, giyecek, yiyecek gibi) girmeyen hususlarda borçlanmaktan sakınmalıyız. Şayet mecbur kalıpta borçlanırsak ödeme niyetini taşıdığımız müddetçe Cenab-ı Hak da bizi yardımıyla destekleyeceğini unutmamalıyız.
Bir Hadisi Şerif mealiyle bitirmek istiyorum. “Borcunu ödemek niyetinde olan hiçbir kul yoktur ki, Allah tarafından bir yardım onun (la beraber) olmasın”[5]
————–
[1] Hadid,57/11
[2] Buhari, Buyu 18, Enbiya 50; Müslim, Müsakat 31, (1562); Nesai, Buyu 104, (7, 318)
[3] Ebu Davut,Büyu,9,3342.
[4] İbrahim Canan,Hadis ansiklopedisi,c.6,s.179.
[5] İbrahim Canan,a.g.e.c.6,s.182
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Kur’an ve sünnette, imkan sahibi kimselerin ihtiyaçlı kimselere borç vermesi, borçluya mühlet tanıması, gereksiz yere onu sıkıştırmaması tavsiye edilirken, borçluya da borcunu zamanında en güzel bir şekilde ödemesi, ödeme imkanı olduğu halde ödemeyi geciktirmesinin zulüm, ödeme niyeti olmayanın borç almasını da hırsızlık olarak belirtmiştir. Borç insan için kelepçedir ve ağır bir bağdır. Bu kulun boynuna yükletilir. BU durum insanı üzer, rahatsız eder. Borcunu ödeyinceye kadar rahat bir gün geçiremez ve rahat bir uyku uyuyamaz. Borcunu ödeyinceye kadar, borçlunun sevap kazanması devam eder. Saadet sebebi olur. Bu durum borcuna sahip kişi için geçerlidir. Bir de borcunu umursamaz, ödemek için planlar kurmaz, borcunu ödemek için çare aramazsa bu da onun için ahiret azabı olur.