Paylaş
İslamda Dürüstlük ve Doğruluk
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
DOĞRULUK VE DÜRÜSTLÜK
Ayet ve Hadislerle Doğruluk ve dürüstlük
Allah Teala şöyle buyurmaktadır:
“Rabbimiz Allah’tır deyip, sonra da doğrulukta devam edenlere gelince, onların üzerine melekler iner ve derler ki ‘Korkmayın, üzülmeyin, size va´dedilen cennetle sevinin.’” (Fussilet 30)
Sakafi kabilesinden Süfyan b. Abdillah (ra) şöyle demiştir: Peygamberimize
-Ey Allah’ın Rasulü! İslamiyet hakkında bana bir öğüt veriniz ki, sizden sonra artık kimseden bir şey sormaya ihtiyacım kalmasın, dedim. Bunun üzerine Peygamberimiz:
-“Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol.” buyurdu. (Müslim, İman, 13)
İman ve dosdoğru olmak…
Doğruluk; Allah Teala’nın bir özelliği
“Allah’tan daha doğru sözlü kim olabilir.”
Doğruluk; peygamberlerin bir özelliği (5 özellikten birisi-Sıdk-)
“Şüphesiz o, dosdoğru olan bir peygamberdi.”
Bizim Peygamberimize de “Muhammedü’l-Emin” diyorlardı…
A)Kabenin tamiri konusunda Haceru’l-Esved’in yerleştirilmesi hususunda..
B)İlk vahiy gelmişti. Hz. Peygamber evine gitmiş üstünün örtülmesini istemişti… Hz. Hatice’nin sözleri: “Allah seni hiçbir zaman yalnız bırakmayacaktır. Çünkü sen doğrusun, emanete riayet eder, akrabanı gözetirsin, merhametlisin ve güzel ahlaklısın.”
C)Açıktan davet emrini aldıktan sonra insanları Safa Tepesine çağırmış ve “Ya Sabâhâh! diye bağırmıştır…
D)Ona yalancı diyemediler. Sihirbaz, kahin, deli, büyücü, hasta vb. dediler. Örneğin Ebu Süfyan ticaret için Bizans İmparatorluğuna gittiği zaman kral Hirakl ona sorular sormuş Ebu Süfyan ‘Onun asla yalan söylediğini duymadık.’ diye cevap vermiştir.(Buhari)
“De ki: Allah dileseydi onu size okumazdım, Allah da onu size bildirmezdi. Ben bundan önce bir ömür boyu içinizde durmuştum. Hala akıl erdiremiyor musunuz? (Yunus 16)
Kuran’ı Kerim’de müminler
“Doğru ve dürüst olan erkekler ve kadınlar” diye anılmaktadır. (Ahzab 35) Yine;
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin.” (Ahzab 70) buyrulmaktadır.
“Vay haline yalancı ve günahkar kişinin!” (Casiye 7)
Sözümüzde, özümüzde ve işimizde doğru olacağız:
1- SÖZÜMÜZDE DOĞRULUK
Abdullah b. Mesud rivayet ediyor. Allah Rasulü şöyle buyurmuştur:
Doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de cennete götürür. İnsan doğru söyleye söyleye sonunda Allah katında doğrulardan yazılır. Yalancılık insanı günahkarlığa, günahkarlık da cehenneme ulaştırır. İnsan yalan söyleye söyleye sonunda Allah katında yalancılardan yazılır.” (Buhari, Müslim)
Abdullah b. Amr’dan Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Şu dört sıfat kimde bulunursa eksiksiz bir münafıktır: Kimde bu dört sıfattan biri bulunursa o sıfatı bırakıncaya kadar üzerinde bir münafık sıfatı var demektir: Kendine emanet verildiği zaman hıyanet eder; konuşurken yalan söyler; sözleşme yaptığı zaman onu bozar; bir dava ve duruşma esnasında haktan ayrılır.” (Buhari, Müslim) Müslim’in rivayetinde “Bir kimse ister oruç tutsun, namaz kılsın ve kendini müslüman saysın.’ ibaresi vardır.
Hiçbir yalanı küçük görmemeliyiz:
Abdullah b. Amr anlatıyor: “Peygamberimiz evimizde bulunduğu bir günde annem beni yatıştırmak için: Yavrum, gel sana bir şey vereceğim, diye beni çağırdı. Peygamberimiz anneme: Çocuğa ne vermek istedin diye sordu. Annem: Hurma vermek istedim, dedi. Bunun üzerine peygamberimiz: Eğer bir şey vermeyeydin sana bir yalan günahı yazılırdı, uyarısında bulundu.” (Ebu Davud)
2 önemli husus var bu konuda;
a) Yalancı şahitlik
b) Sözlerin sağlam kaynağa dayanması
“Duyduğu her sözü söylemesi kişiye günah olarak yeter.” (Müslim)
2) ÖZÜMÜZDE DOĞRULUK
“Benim kalbim temiz, sen kalbime bak.” Doğru değildir. Kişinin kabında ne varsa ağzında o dökülür…
3) İŞİMİZDE DOĞRULUK
Müslümanın hileyle hurdayla işi yoktur. Hele konu ticaret olunca işler daha değişiyor. Para insana her şey yaptırıyor.
Bizzat Allah Rasulü buyuruyor:
“Tacirler kıyamet günü günahkar olarak diriltileceklerdir. Bundan ancak Allah’tan korkanlar, iyilik yapanlar ve doğru olanlar müstesnadır.” (Tirmizi, İbn Mace)
Yine;
Ebu Hureyre’den: Peygamberimiz bir gün bir ekin yığınına uğramış; mübarek elini onun içine daldırmış da parmaklarına ıslaklık dokunmuş, bunun üzerine ekin sahibine: Bu ne diye sormuş. Ekin sahibi “Onu yağmur ıslattı, ey Allah’ın Rasulü!” deyince Peygamberimiz: “O ıslak kısmı, insanların görmesi için ekinin üstüne koysa idin ya. Bizi aldatan bizden değildir.” buyurmuştur. (Müslim)
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İslam ahlakının temel değerlerinden biri olan doğruluk; insanın içi ile dışının, özü ile sözünün bir olması, söyledikleriyle yaptıklarının birbirine uyması demektir. İnsanın söyledikleriyle yaptıklarının birbirine uymaması, niyeti başka olduğu halde dıştan başka şekilde söylemesi ve davranması, doğruluğun zıddı olan yalancılıktır. Yalancılık ise, İslam dininde yasaklanmış ve büyük günahlardan biri sayılmıştır. Doğrulukta karşıdaki insana güven vermek, onun haklarına riayet etmek söz konusu iken yalancılıkta karşıdaki insanı aldatmak, kandırmak ve o insanın güven duygusunu boşa çıkarmak vardır. Bu ise, İslami ilkelerle bağdaşmayan, ahlak dışı ve karşısındaki insanı yanıltmaya yönelik çok çirkin bir davranıştır.