Paylaş
İslamda evliliğin önemi nedir
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Evliliğin Önemi
Hepimizin bildiği gibi toplumun temelini aile oluşturur. Ailelerin bir araya gelmesinden de milletler teşekkül eder. Bir toplumun sağlıklı ve huzurlu olması, her şeyden önce evlilikle kurulan aile yapısının sağlam olmasına bağlıdır. Şüphe yok ki âile, bu dünya hayatında insan için çok önemli bir huzûr, sükûn cenneti, mânevî güç ve mutluluk merkezidir. Aile, aynı zamanda millî özellik ve dînî güzelliklerin hafızası, fert ve toplum kültürünün değeri ölçülmez bir hazînedir. Aile fertleri arasındaki ilişkiler, karşılıklı sorumluluklar sevgi, saygı, şefkat ve dayanışma gibi güzel değerler esas alınarak düzenlenirse; o aile uyum içinde olur. Hayatın ve birlikte olmanın mutluluğu yaşanır.
Evlilik, nefsin ve neslin korunması için önemli bir adımdır. Ferdi ve toplumu birtakım hastalıklardan koruyup selamete ulaştırmanın yolu evlilik müessesesinden geçtiği gibi, insanların babalık ve analık şefkat ve merhametinin yüreklerde buram buram tutuşması da evlenme ile mümkün olacaktır. Bu hususta Rum Suresinin 21. ayetinde Cenabı Hak mealen şöyle buyurur: “Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp, aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O’nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.” (1)
Evlilik, yeni bir ailenin kurulması ve hayatın yeni bir dönüm noktasıdır. Bir ailenin kurulması için elbette bir takım harcamaların yapılması gereklidir. Ancak bu harcamalarda ölçülü davranmak, israfa kaçmamak ve tarafları zorlamamak icap eder. Evliliğin sıkıntıya değil, huzur ve mutluluğa kavuşturması hedeflenmelidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) ‘‘Evlenmenin hayırlısı, en kolay ve külfetsiz olanıdır.”(2) buyurmuştur.
Nitekim Hz. Peygamberin, Hz. Aişe validemizle evlenmesi çok sade olmuş ve bunu gören Müslümanlar, evlenmede yaptıkları gereksiz harcamaları terk etmişlerdir. Geçim sıkıntısı yüzünden dağılmaya yüz tutmuş birçok aile varken; bunlara duyarsız kalarak akla hayale sığmayacak türden israftan kaçınılmalıdır.
Sevgili Peygamberimizin bir hadis-i şerifi ile bitiriyorum. Gençler, içinizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek gözü haramdan, kişiyi kötü yollardan, daha çok koruyucudur…(3)
_____________________
1-Rum;21
2-Ebu Davut, Nikah:32
3-Buhari, Savm, 10; Müslim, Nikah, 1
Cevap:
Evlenme Evlilik Nedir?
Bir erkekle bir kadın arasında Allah’ın koyduğu prensipler çerçevesinde akdedilen muamele. İslâm nazarında bir ibadet kabul edilen evlilik ile ilgili olarak, İslâm Hukuku’na dair yazılan kitaplardan bazısında; “Bizim için Hz. Adem’den bu güne kadar, meşrû olarak devam ede gelen ve Cennette de devam edecek olan iki şey vardır; bunlar, evlenme ve imandır (İbn Âbidin, III, 3) şeklinde kaydedilmektedir.
Evlenmenin yani nikâhın çeşitli sebepleri vardır. Nikâhtaki şer’î, akli ve tabii sebeplerin başka bir şer’î hükümde bu şekilde bir arada toplandığı az görülmüştür .
Evlenmenin şer’î delilleri, Kur’an-ı Kerîm, hadisler ve ümmetin icmâı * ile sâbittir.
Kur’an-ı Kerîm’den evlenmenin meşrûluğuna şu ayetler delildir; “Size helâl olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder adet nikâh edin” (en-Nisâ, 4/12); “Sizden bekârları ve kölelerinizle câriyelerinizden sâlih olanları nikâh edin. Eğer fakir olurlarsa Allah onları Fazl ve keremiyle zengin kılar. Allah vâsi’dir, âlimdir” (en-Nûr, 24/32).
Cihat ve evlilik İslâm’ın insanın hayatına hâkim olmasının nedenlerinden biridir. Evlenmede ise bunların her ikisi de mevcuttur. Bu nedenle “Evlilikle meşgul olmak kendini nâfile ibadetlere vermekten daha faziletlidir. Çünkü evlilikte nefsi haramdan koruma ve çocuk yetiştirme gibi önemli hususlar vardır” (İbn-i Âbidin, III, 3) kanâatine varılmıştır.
İslâm şerîatının temel esaslarından biri de evliliğin fıtri bir olgu olduğudur. İslâm dini ruhbâniyetle (dünyadan elini eteğini keserek yalnız başına yaşama, evlenmeme); insanın yaratılışı ile çatıştığı, onun nefsi isteklerini ve karakterine ters düştüğü için savaşmaktadır.
Beyhakî ve Taberanî’nin rivâyet ettikleri bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurur: “Evlenmeye gücü yetip de evlenmeyen benden (benim ümmetimden) değildir.”
Bu hadis-i şerifte de görüldüğü gibi İslâm kişiyi, sırf Allah’a yaklaşmak, ruhbanlıkta bulunmak ve ibadet edeyim diye bir köşeye çekilmekten alıkoymaktadır.
Allah Resulu’nün hayatını göz önüne aldığımızda onun, toplumun fertlerini kontrol altında bulundurmak, insanın nefsini düzeltmek hususunda ne denli titizlik gösterdiğini açıkça görürüz. Onun bu konuda titizlik göstermesinin temelinde, insan gerçeğinin anlaşılması ve onun arzu ve isteklerine cevap verme duygusunun yattığını görürüz. Öyle ise evlilik vb. İslâmî prensipler sayesinde toplumun hiçbir ferdi yaratılışının ötesine geçemeyecek, gücü ve imkanının dışında gayret sarf edemeyecek; tam aksine orta yolda, sağa sola sapmadan yürüyecektir.
Evlilik konusunda Resulullah (s.a.s.)’ın şu davranışı, insanın nefsi duygularına gem vurması ve insan hakikatına ne denli vakıf olduğunun en büyük delillerinden kabul edilir; şöyle ki: Buhâri ve Müslim’in Enes (r.a.)’den rivâyet ettikleri bir hadiste şunları görmekteyiz: Üç heyet, Resulullah’ın yanına gelerek, onun ibadetini sordular. Kendilerine Allah Resulü’nün ibadeti hakkında bilgi verilince, -Onun ibadetini az bulacaklar ki şöyle dediler: “Resulullah ile biz bir olabilir miyiz! Onun geçmişteki ve gelecekteki günâhlârı bağışlanmıştır. İçlerinden biri tüm geceyi namaz kılmakla geçireceğini, diğeri devamlı oruç tutacağını ve üçüncüsü de kadınlara yaklaşmayacağını ifade ettiler.” Daha sonra Rasûlullah (s.a.s.) bu durumu öğrenince onları çağırıp şöyle buyurdu: “Allah’a yemin olsun ki ben sizin Allah’tan en çok korkanınız ve O’ndan en fazla sakınanızım; fakat zaman zaman oruç tutar ve iftar ederim; namaz kılar ve uzanıp yatarak istirahatte bulunurum; kadınlarla da evlenirim. Benim sünnetimden yüz çeviren benden (benim ümmetimden) değildir” (Buhâri, Nikâh, 1; Müslim, Sıyâm 74, 79).
Evlilik sosyal bir maslahatı beraberinde getirir. Evliliğin genel yararları yanında bir de sosyal yararları vardır. Bu yararların basında insan varlığının korunması gelmektedir. Zira evlilik sayesinde, insan neslinin devam etmesi ve çoğalması, nesillerin birbirini izlemesi ve böylelikle Allah’ın insanı yeryüzüne mirasçı kılması sözkonusudur. Evliliğin insan üzerindeki sosyal, ahlâkı ve bedensel yararlarını inkâr etmek mümkün değildir. Kur’an-ı Kerim bu sosyal hikmete parmak basarak şöyle demektedir: “Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı…” (en-Nahl, 16/72).
Evliliğin diğer önemli yararlarından biri de, nesebin korunmasıdır. Meşrû evliliğin bir an için yokluğunu düşünürsek toplumların nesepsiz ve hiçbir fazilete sahip olmayan çocuklarla ne denli sıkıntılara girdiklerini hemen görürüz.
Evliliğin sağladığı yararlardan biri de toplumun ahlâkı çözülme ve bozukluktan beri kalmasıdır. Evlilik sayesinde kişiler sosyal bozukluklardan emin kalırlar.
Hz. Peygamber (s.a.s.), evliliğin sağladığı yararları, bir grup gence hitapları sırasında şöyle dile getirmişlerdir; “Ey gençler, sizden evlenmeye gücü yeten kimse hemen evlensin; zira evlilik gözü haramdan en iyi koruyan ve tenasül uzvunun en sağlam kalesidir. Evlenmeye imkânı olmayan ise oruç tutsun; zira oruç şehveti kırmaktadır… (Buhâri, Savm, 1, Nikâh, 2 3; Müslim, Nikâh,1, 3; Ebû Dâvûd Nikâh, 1, İbn Mâce, Nikâh, 1).
Yine evliliğin faydaları arasında toplumun hastalıklardan uzak kalmasını, kişinin rûhî ve nefsi bir rahatlığa kavuşmasını zikredebiliriz. Bu tedbirler sayesinde toplumun fertleri zinânın bir sonucu olarak ortaya çıkacak olan bulaşıcı hastalıklardan kurtulmuş; hayasızlığın yayılması önlenmiş ve harama giden yollar kapanmış olur.
“Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp da aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi de O’nun varlığının delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır” (er-Rûm, 21).
Allah (c.c.), evlilikte müslümanın kimi tercih edeceğini açıklamıştır:
“(Ey Müminler,) iman etmedikçe müşrik kadınlarla evlenmeyin. Mümin bir cariye, hoşunuza gitse bile müşrik bir kadından hayırlıdır. (Mü ‘min kadınları) iman etmedikçe müşrik erkeklerle evlendirmeyin. Mümin bir köle, hoşunuza gitse bile (hür) bir müşrikten hayırlıdır. Bunlar (sizi) cehenneme çağırırlar; Allah ise, izniyle, cennete ve mağfirete dâvet ediyor. İşte, Allah, düşünüp ibret alsınlar diye, ayetlerini insanlara böyle açıklar ” (el-Bakara, 2/221).
Hz. peygamber de Buhâri ve Müslim tarafından nakledilen bir hadisinde, bir kadınla ancak dört meziyeti dolayısıyla evlenildiğine işaret ederek, bunların; kadının malı, soyu-sopu güzelliği ve bir de dini olduğunu belirtmiş, sonra da, “sen kadının dindar olanını al” buyurmuştur (Buhâri, Sahih, VI, 123; Müslim, Sahih, II. 1086). İbn Mâce tarafından nakledilen bir hadisinde ise şöyle demiştir: “Kadınlarla güzellikleri dolayısıyla evlenmeyin; olabilir ki, güzellikleri onları kötülüğe sevkeder. Malları dolayısıyla da evlenmeyin; olabilir ki malları da onları size karşı isyâna sevkeder. Fakat onlarla dinleri dolayısıyla evlenin. Dindar olan siyahi bir cariye, diğerlerinden üstündür” (“İbn Mâce, Sünen, I. 572). (Daha geniş bilgi için bk. Nikâh).
Benzer Konular:
Cevapla