Paylaş
İslam’da Göz değmesi “nazar” nedir, korunma yolları nelerdir?
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Göz değmesi “nazar” nedir, göz değmesi gerçek midir?
Halkın çoğunluk itibariyle inandığı göz değmesinin (nazarın) İslâmî bakımdan gerçekliği var mıdır? Varsa bu durumdan korunmanın yolları nelerdir?
Bazı insanlar ellerinden düşürdükleri bir bardağın, vazonun kırılmasını veya aynanın çatlamasını, üzerine titredikleri bir eşyanın bir den bire bozulmasını vb. hususları; ayrıca âniden halsizleşip kendilerini kötü hissetmelerini ve sebepsiz yere hastalanmalarını hep nazara bağlarlar. Bazen de işte falanca ile karşılaştım o bana nazar verdi ya da bana onun gözü değdi, derler. Böylece sebebini bilemedikleri pek çok şeyi nazarla ilişkilendirme yoluna giderler. Bu da nazarın, halk inancı noktasında çok geniş bir alan üzerinde etkili olduğunu gösterir. Ancak sözünü ettiğimiz bu inancın İslâm nazarında bir karşılığı var mıdır? Hemen ifade edelim ki, Müslümanlar arasındaki yaygın kanaate göre nazar insan hayatında gerçekliği olan bir hâdisedir. Nitekim sahâbilerden İbn Abbas, tâbiûnun büyüklerinden Mücâhid ve el-Hasan el-Basrî’nin de içinde yer aldığı kalabalık bir müfessir grubuna göre de “O inkârcılar Kur’ân’ı işittikleri zaman neredeyse seni gözleriyle yiyeceklerdi. Ve diyorlardı ki: ‘Kuşkusuz o bir delidir” (Kalem 68/51) âyeti nazarın gerçekliğinin bir delilidir. (Râzî, Mefâtîhu’l gayb, XXX, 100; İbn Kesîr, Tefsîr, XIV, 102).
İnsanlar üzerinde etkili olduğuna inanılan nazar olayının varlığı konusunda bazı hadisler de nakledilmiştir. Meselâ bir hadiste Allah Resûlü (sav) buyurmuştur ki: “Nazar haktır, eğer kaderi geçen bir şey olsaydı, bu durumda nazar kaderi geçerdi. Yıkanmanız istenince yıkanınız”. (Yani nazar veren kimseden uzuvlarını yıkaması istenirse yıkasın, çünkü nazarın zararından kurtulmak, ancak nazar veren şah sın yıkandığı su ile yıkanmakla mümkün olmaktadır). (Buhârî, Tib, 36; Libâs, 86; Müslim, Selâm 41, 42). Abdullah b. Abbas’ın naklettiği bir rivayete göre de Hz. Peygamber (sav) Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’e nazar değmemesi için zaman zaman Allah’a yönelip, “Her türlü şeytandan, zararlı şeylerden ve kem gözlerden (nazardan) bü tün kelimelerin yüzü suyu hürmetine Allah’a sığınırım” diye dua et miştir. (Buhârî, Bedü’l-halk, 10).
Denildiğine göre Umeys kızı Esmâ da Allah elçisi Hz. Muham med’e: “Ey Allah’ın Resûlü! Ca’fer Oğullarına nazar isabet etmektedir. Onun için afsun yapayım mı?’ diye sormuş, Hz. Peygamber (sav) de: ‘Evet kaderi geçen bir şey olsaydı, nazar onu geçerdi’ buyurmuştur”. (İbn Mâce, Tib, 33; Tirmizî, Tıb, 17).
Resûlullah (sav) bir başka hadisinde de buyurmuştur ki: “Her kim akşam vakti Mü’min sûresinin başından üç âyet ve Âyete’l-Kürsi’yi okursa, bu âyetler sayesinde sabaha kadar korunur. Kim de onları sabahleyin okursa aynı şekilde söz konusu âyetler sayesinde akşama kadar korunur”. (Tirmizi, Sevâbu’l-Kur’ân, 2).
Tefsirde son dönemin otoritelerinden biri olan Elmalili da na zarın gerçek olduğu kanaatindedir. Zira ona göre de öfkenin beden üzerinde nasıl bir tesiri varsa, aynı şekilde gözlerin de baktığı kişi üzerinde öyle bir etkisi vardır. Nitekim bazı nazarlar vardır ki, insanı elektrik gibi çarpar ve manyetize eder; kimi tutkun olur, kimi de aldığı etkiyle kıskançlığından şiddetli bir öfkeye düşer, türlü türlü su ikastlara, tuzaklara kalkışır. Böylece maddi ya da manevî olarak na sıl gerçekleşirse gerçekleşsin hedefine ulaştığında, buna göz isabet etmesi, göz değmesi ya da nazar denir. Bu konuda çok şeyler söylenmiştir. Onu inkâr edenler olduğu gibi kabul edenler de olmuştur. Ancak biz burada fazla detaya girmeden kısaca demek istiyoruz ki, keyfiyeti ne şekilde olursa olsun göz değmesi vardır. (Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, VIII, 5305).
Çağdaş müfessire Süleyman Ateş de tefsirinde demiştir ki, na zar değmesini kabul etmeyenler varsa da gerek konuyla ilgili zikre dilen hadisler, gerekse bu konuda müşâhede edilen ve yaşanan olay lar, bunun bir gerçek olduğunu kanıtlamaktadır. (Ateş, Süleyman, Çağdaş Tefsir, X, 26)
Burada kısaca şunu ifade edelim ki, insanlar tarih boyunca naza rın zarar verdiğine ve ruhsal olarak etki yaptığına inanmışlardır. Bu gün için de insan zihninin oluşturduğu çeşitli beyin dalgalarının etrafa yayıldığı konusunda bilimsel yayınlar yapıldığı ileri sürülmektedir. Nazarın, işte bu beyin dalgalarının bir kişiye odaklanması sonucu meydana geldiği belirtilmektedir. Hâkim olan inanışa göre negatif beyin enerjisine maruz kalıp, nazara uğrayan kişiler sık sık esnemeye başlamaktadırlar. Başlangıçta esneme şeklinde kendini gösteren nazar daha sonra da insana psikolojik anlamda etki yapmaktadır. Hatta denildiğine göre yılan gibi bazı hayvanlar da avlarını bakışlarııyla sersemletmektedirler. Demek ki, sonuçta insanın ve bazı hayvanla rın bakışlarıyla ortaya çıkıp karşıdaki varlıklara zarar veren göz değmesi yani nazar, hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Bu bakımdan Hz. Peygamber’in kabul edip değişik vesilelerle dile getirdiği, insanlığın da öteden beri varlığına inandığı göz değmesi ve nazarı yok saymak doğru bir yaklaşım tarzı değildir. Doğru olan varlığına inanıp onun etkisinden nasıl korunulması gerektiğini öğrenmektir. İşte el-Hasan el-Basri’nin de dediği gibi bunun için yapılması gereken şey, öncelikle nazar ve ayete’l-kürsi âyetlerini, sonra da Felak, Nâs ve İhlâs sûrelerini okumak ve ardından da hadislerde belirtilen uygulamalar dan istifade etmek olmalıdır.
Kaynak: 88 soru cevap kitapları
BENZER KONULAR:
Answers ( 5 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Benim nazarım değmez demek günah mıdır?insan böyle demekle küfre düşer mi?
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İnsanlar üzerinde etkili olduğuna inanılan nazar olayının varlığı konusunda Rasulullah (sav)’den bizlere kadar ulaşan hadisler bulunmaktadır. Bunları örnek verecek olursak; “Nazar haktır, eğer kaderi geçen bir şey olsaydı, bu durumda nazar kaderi geçerdi. Yıkanmanız istenince yıkanınız”. (Yani nazar veren kimseden uzuvlarını yıkaması istenirse yıkasın, çünkü nazarın zararından kurtulmak, ancak nazar veren şah sın yıkandığı su ile yıkanmakla mümkün olmaktadır). (Buhârî, Tib, 36; Libâs, 86; Müslim, Selâm 41, 42).
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Küfre girmek, küfür üzere olmak kolay bir durum değildir. Kişinin küfre girebilmesi için ya açık açık Allah ve Rasulü’nü inkar etmiş olacak kişi, ya da dinin bir emri ve hükmünü inkar etmiş olacak. Benim nazarım değmez demek küfür değildir. Bu konuda vesvese yapmamanızı sizlere tavsiye ederim.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Nazar (göz değmesi), İslam’a göre gerçekliği olan bir durumdur ve insanların hayatında etkili olabilir. Bu konuda Kur’an’da ve hadislerde çeşitli deliller bulunmaktadır. Nazarın, insanların kıskançlık veya hayranlık dolu bakışlarından kaynaklanan olumsuz enerjinin bir başka insana zarar vermesi olarak açıklanabilir. Bu bakımdan nazarın etkisinden korunmak için bazı dualar ve uygulamalar tavsiye edilmiştir.
Nazarın etkisinden korunmak için şu yöntemler önerilir:
Nazar, kıskançlık, hayranlık veya güçlü duyguların olumsuz bir enerjiyi yaydığı ve bu enerjinin başka bir kişiye zarar verdiği inancına dayanmaktadır. Bu durumu kabul etmek ve korunmak adına önerilen yöntemleri uygulamak, nazarın olumsuz etkilerinden korunmanın en iyi yollarındandır.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İslam’da nazar (göz değmesi), insanların kötü niyetle veya hayranlıkla baktığı kişilere veya eşyalara olumsuz bir etkisi olabileceği inancıdır ve bu inanç İslamî kaynaklarda da desteklenmektedir. Halk arasında yaygın olarak inanılan bu olay, İslam’a göre gerçek bir durum olarak kabul edilir. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde nazarın varlığına dair deliller yer almaktadır.
Nazarın İslam’daki Gerçekliği:
Kur’an’da Kalem Suresi’nin 51. ayetinde, inkarcıların Peygamber’e nazar ettiklerine dair bir ifade yer alır ve bu ayet bazı alimlerce nazarın gerçekliğinin bir delili olarak kabul edilmiştir.
Hadislerde ise Peygamber Efendimiz (sav) nazarın etkisinin gerçek olduğunu ve eğer kaderi geçen bir şey olsaydı, bunun nazar olacağını belirtmiştir. Ayrıca nazar isabet eden kişilere, nazar edenin yıkandığı su ile yıkanmanın tavsiye edildiği rivayetler bulunmaktadır.
Nazarın Etkisinden Korunma Yolları:
Kur’an Ayetleri Okumak:
Ayete’l-Kürsi: Sabah ve akşam bu ayetin okunması nazardan korunmak için tavsiye edilmiştir.
Felak ve Nâs Sureleri: Nazar ve kötü etkilerden korunmak için Felak ve Nâs surelerini düzenli olarak okumak önerilir.
Peygamber’in Duaları:
Hz. Peygamber (sav), torunları Hasan ve Hüseyin’e nazar değmemesi için Allah’a dua ederdi. Aynı şekilde “Her türlü şeytandan, zararlı şeylerden ve kem gözlerden Allah’a sığınırım” duası da nazara karşı koruyucu bir dua olarak kullanılır.
Nazar Eden Kişinin Yıkanması:
Hadislere göre, nazar eden kişiden yıkanması istenebilir ve bu suyla yıkanmak nazarın etkisinden korunmak için bir yöntemdir.
Takva ve Zikir:
Allah’a yakın olmak, sürekli zikir ve dua ile korunmak da nazarın etkisinden sakınmanın yollarından biridir.
Nazarın olumsuz enerjilerden kaynaklandığı, bilimsel açıdan da beyin dalgalarının etrafına yayılmasıyla ilişkilendirilmektedir. Bu nedenle İslam’da nazarı kabul edip, korunma yollarını bilmek ve uygulamak önemlidir.