İslamda Güreşin Hükmü

Question

Güreşin Hükmü

SORU: Güreş müsabakalarında vücudun bazı azaları zarar görmektedir. İslâm’ın güreş hakkındaki fikri nedir?

CEVAP: Güreş veya boks saldırgan bir hücum ve düşmanca bir saldırı şeklinde olursa haram olur. İslâm böyle bir şeyi kabul etmez. “Zarar izale olunur,” ve “kötülükleri defetmek menfaatlan celbetmekten daha evladır” kaideleri gereğince bu tür şeyler yasak kapsamına girer. Ancak eğer güreş bir riyazi alıştırma ve nefsi savunmak için öğrenilirse caiz olur.

Böyle olması halinde İslâm’da göre bunun bir sakıncası yoktur. Hatta Hz. Peygamber’in (s.a) fiillerinde bunun caiz olduğunu gösteren bazı örnekler vardır:

Sen biliyor musun sakar nedir? Hem bırakmaz hem vazgeçmez, o insanın derisini kavurur. Üzerinde ondokuz (muhafız) melek vardır. (Müddessir/27-30)

Rivayet edildiğine göre bu ayetler nazil olunduğunda adı Kelde b. Esid b. Halef el-Cumahî olan ve Ebu’1-Eşed denilen bir müşrik ‘Mu-hammed sizi Allah’ının on dokuz askeriyle korkutuyor, halbuki siz bir sürü insanlarsınız’ diyerek Kur’an’la alay etmeye başladı.

Sonra kendi gücüne ve kuvvetine gururlanarak şöyle dedi: ‘Siz iki ^esını halledin on yedisini bana bırakın, ben onların hakkından gelişi derisinin üzerinde durduğunda on ki-yerinnyt°nUn aya§ının altından çekmeye çalışır; deri yırtılırdı da, o

derdi Rasûlullah ile §üreSmek için ona haber gön-ger sen beni yenersen sana iman ederim’ dedi.

iahteulü onun davetini kabul etti. Allah Rasûlü ile güreştiler.

Hz. Peygamber onu defalarca yendi. Fakat o inadından dolayı müslü-man olmadı.

Yine Rukane b. Abd Yezid b. Haşim de Kureyşlilerin en kuvvetlilerinden idi. Bir gün Mekke’nin tenha sokaklarında Rasûlullah ile karşılaştı. Allah Rasûlü ona ‘Ey Rukane! Allah’tan korkmuyor musun; davetime neden icabet etmiyorsun?’ dedi. O da ‘Senin dediğinin hak olduğunu bilsem gelirim’ diye cevap verdi. Rasûlullah ‘Seni yenersem benim hak peygamber olduğuma inanacak mısın?’ dedi. O da ‘evet’ dedi. Rasûlullah (s.a) ‘Öyle ise kalk seninle güreşelim’ dedi. Bunun üzerine güreştiler. Hz. Peygamber onu yendi. Rukane bir kere daha güreşmeyi teklif etti. Rasûlullah ikinci kez yendi Ancak Rukane iman etmedi. Kavmine dönüp onlara “Ey Beni Abd-i Menaf! Bütün dünyadaki sihibazlan getirseniz onun hakkından gelemez. Ondan daha büyük sihirbaz görmedim” dedi ve başından geçeni anlattı. Sonra Allah onun göğsünü İslâm’a açtı, onun kibrini giderdi. O Mekke’nin fethinde müslüman oldu. Peygamberden bazı hadisler rivayet etti. O hadislerden birisi de şudur:

Her dinin bir huyu vardır. İslâm’ın da huyu (ahlakı) hayadır.

Bu rivayetler de gösteriyor ki, güreş aslında caizdir. Din ve şeriat onu haram kılmaz. Çünkü haram olsa idi Hz. Peygamber güreşmezdi. Ancak eğer güreş insana zarar verirse, caiz değildir. Allah daha iyi bilendir.

Benzeri konular:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

  1. İslam’da güreş gibi fiziksel sporların hükmü, genellikle belirli prensiplere ve niyetlere dayanır. İslam’da spor ve beden sağlığı önemsenmiştir, ancak bazı kurallara ve sınırlandırmalara da dikkat edilmesi gerekmektedir.

    İslam’da Spor ve Güreşin Genel Hükmü
    Bedenin Sağlığı ve Güçlenmesi: İslam, bedenin sağlıklı olmasını teşvik eder. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), güçlü müminin zayıf mümine tercih edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bunun anlamı, bedeni güçlendiren ve sağlığı koruyan aktivitelerin mübah ve faydalı olduğu yönündedir. Güreş de bu tür aktivitelerden biridir ve dolayısıyla İslam’da bu tür fiziksel etkinliklerin yapılmasında bir sakınca yoktur.

    İyi Niyet ve Amacın Önemli Olması: Güreş gibi sporlara katılımda niyet önemlidir. Eğer amaç beden sağlığını korumak, fiziksel gücü artırmak ve İslam’ın ruhuna uygun bir şekilde yapılmaksa, bu tür bir spor helaldir. Ancak, eğer spor amacıyla yapılan güreşte başka olumsuz niyetler, örneğin kibir, başkalarına zarar verme veya israf gibi kötü amaçlar varsa, o zaman bu davranışlar hoş karşılanmaz.

    Ahlak ve Adap Kurallarına Uymak: İslam, sporun ahlaki kurallara uygun yapılmasını teşvik eder. Güreşin İslam’a aykırı bir hale gelmemesi için, dövüş esnasında başkalarına zarar vermemek, dikkatli olmak, ahlaki sınırları aşmamak önemlidir. Güreşin şiddet içeren bir forma dönüşmemesi gerekir. Ayrıca, sporun çevresinde haram olan bir takım etkinlikler (örneğin, bahis, kötü sözler, yahut haram yiyecekler) bulunmamalıdır.

    Kadınlar ve Erkekler Arasındaki Ayrım: İslam’da kadınların ve erkeklerin birbirleriyle temas ettiği sporlar genellikle hoş karşılanmaz. Bu, güreşte de geçerlidir. Yani, kadınların erkeklerle güreşmesi İslam’a uygun değildir.

    Zamanın ve Enerjinin İsrafı: Güreş gibi sporlar, zaman ve enerjiyi israf etmeden, denge gözetilerek yapılmalıdır. Sporun, İslam’ın ibadet ve diğer sorumluluklar gibi temel amaçlarına engel olmaması gerekir.

    Sonuç
    İslam’da güreş, doğru niyetle ve uygun kurallarla yapıldığı sürece serbesttir. Beden sağlığını güçlendiren ve ahlaki değerlere zarar vermeyen bir etkinlik olarak kabul edilir. Ancak, aşırıya kaçılmamalı, zaman ve enerjiyi gereksiz yere israf etmemelidir. İslam’da her türlü fiziksel aktivite, doğru şekilde yapıldığı sürece sağlık ve denge adına hoş karşılanır.

    En iyi cevap

Cevapla