Hasetten kıskançlıktan kurtulmak için ne yapmalıyım
Haset, bir insanın başka bir insanı çekememesi ve onu kıskanmasıdır. Haset olan insanlar başkalarının mutluluğunu veya zenginliğini çekemezler. Başkalarının mallarını ve mülklerini kaybetmelerini ister ve arzularlar. Peygamber efendimizin bir sözüne göre bir Müslümanın kendisi için istediği iyiliği başka bir Müslüman kardeşi için istemez ve bir Müslümanın kendisine gelebilecek bir kötülüğü istemezken başka bir Müslüman için isterse onun imanı tam değildir. Bu sebeple haset etmek gibi kötü bir davranış sergilememek gerekir.
Answer ( 1 )
HASET VE ZARARLARI
İnsanın dünya imtihanında bertaraf etmesi gereken en melun menfiliklerden biri de, kelime olarak “kıskanmak, hırs, bir şeyin veya durumun yok olmasını istemek, çok görmek, çekememezlik” anlamına gelen, kalpdeki bütün güzellikleri yakıp yok eden “hased” hastalığıdır.
Hased, ilâhî taksim neticesinde, başkalarına lütfedilen nimetlere kalben itirazdır. Kalplerde, nimet sahiplerine karşı duyulan kıskançlıklar, hased hastalığının başladığını, hattâ ilerlediğini belirten ilk alâmetlerdendir ve aynı zamanda kadere isyân suçudur.
Yüce Allah Kuran-ı Kerim’de “Yoksa onlar, Allah’ın lütfünden verdiği şeyler için, insanlara haset mi ediyorlar?” buyurmaktadır (1)
Hasedi, bir binaya benzetecek olursak onun en mühim yapı malzemeleri fesad ve nifaktır. Temelinde ise bencillik, baş olma sevdası, menfaat, ihtiraslar, kendini gösterme arzusu, kibir ve ucup gibi dinimizin hoş görmediği kötü duygular yatar. Hasedin kökleri, insanın iç âleminin derinliklerinde gizli olduğundan bazı nefsine esir olmuş kişiler -hasedin içinde yüzdükleri hâlde- kendilerinde hased olmadığını sanırlar; uçurumların anaforunda dolandıklarının farkında bile değillerdir.
Her ahlâkta olduğu gibi hased ahlâkında da hasetçinin, hased ahlâkı sebebiyle dışa yansıyan bir takım vasıfları vardır. Bunlardan bazılarını İmam Kuşeyrî, Risale’sinde şöyle sıralamaktadır:
Yanındaki kimseye yaltaklanmak.
Ayrıldığı zaman onu gıybet etmek.
Felakete uğradığı vakit şamata ve sevinç gösterileri yapmak.
Nimete eren birini gördüğü zaman donup kalmak.
Felakete uğrayan birini görünce de bayram etmek.
Günahsız kimselere karşı kin ve gayz içinde olmak.
Sahibi olmadığı mal hakkında cimrilik etmek. (2)
Kardeşliği, birlik ve beraberliği sağlamayı hedefleyen İslâm, doğal olarak bu unsurları zedeleyecek olan her türlü davranışı da yasaklamıştır.
Hz. Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.), haset ahlâkının insanda bulunan diğer güzel ahlâklara nasıl zarar vereceği konusunda o güzel sözlerinden bazıları şöyledir:
“Üç şey vardır ki bunlar her günahın başıdır. Bunlardan korunun ve sakının. Kibirden sakının, çünkü şeytanı Âdem’e secde etmemeye götüren kibirdir. Hırstan sakının, çünkü Âdem’i yasak ağaçtan yemeğe götüren hırstır. Hasetten sakının, çünkü haset yüzünden Âdemoğullarından biri ötekini öldürmüştür.”(3)
“Size ümem-i kadime hastalığı sirayet etti: Bu, haset ve buğzdur. Bu kazıyıcıdır. Bilesiniz; kazıyıcı derken saçı kazır demiyorum. O dini kazıyıcıdır. Nefsimi kudret elinde tutan Zât-ı Zülcelâl’e yemin ederim, sizler îman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de îman etmiş olmazsınız. Birbirinizi sevmeye yardımcı olacak şeyi haber vereyim mi? Aranızda selâmı yaygınlaştırın.”(4)
Müminin elinden ve dilinden hiç kimse zarar görmez. O, etrafına faydası dokunun bir kişiliğe sahip olup; hiç kimsenin iyilikte geri kalmasını istemez. Aksine o, iyilikte yarışır, ileri gidenleri takdir eder ve onlara gıpta ile bakar. Bu tür güzel davranışları olan Mü’minler, haset duygusuna kapılmazlar. Çünkü onlar, hasedin, ateşin odunu yakıp bitirdiği gibi kulun işlemiş olduğu güzel amelleri yok edeceğinin bilincindedir. Bizlerde Allah’a iman eden kullar olarak dinimizin haram kıldığı bu ve benzeri hastalıklardan kendimizi uzak tutalım. Hatalarımız için Rabbimize tevbe ve istiğfarda bulunalım.
Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in adeta Din kardeşliğinin ve toplumsal birlikteliğin teşkili için öngörülen temel davranışları sıraladığı şu hadisi ile son veriyorum:
“Dedikodu yapmayın, başkalarının kusurlarını araştırmayın, birbirinize hased etmeyin, birbirinizle insani ilişkilerinizi kesmeyin, kin gütmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeş olun” (5)
______________________________________
1- Nisa 4/54
2- Kuşeyrî, Risale, s. 295.
3- İbni Asakir’den Kuşeyrî Risalesi, s. 294
4- Tirmizî, Sıfatu’1-Kıyâme 57.
5- Buhâri, Edeb, 57, 58;Müslim, Birr, 24, 28, 30, 32