İslamda hayvan ve çevre hakkı nedir?

Question

HAYVAN VE ÇEVRE HAKKI

Islamda hayvan ve cevre hakki nedir

Çevre, insanların ve diğer canlıların hayatları boyunca içinde birlikte yaşadıkları, paylaştıkları ortak alandır. Yüce Allah, insanın da içinde bulunduğu bu âlemi canlı ve cansız bütün varlıklarıyla birlikte bir düzen içinde yaratmıştır. Canlıların hayatlarını sürdürebilmeleri için bu düzen ideal olup, onda her hangi bir eksiklik söz konusu değildir [3].

Çevre sorununu, sadece maddî bir konu gibi görmek, bu konunun din ile ilgili olmadığını düşünmek ciddi bir yanılgıdır. Varlıkları manevî yönden ve yaratılıştan kutsal görme, İslâm çevreciliğinin manevî temelini oluşturur. Görmez misin ki; göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların bir çoğu Allah’a secde ediyor”[4]. “Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi birer topluluktur” [5]. Bu âyetlerden anlaşıldığı gibi kâinattaki tek varlık insan değildir. İnsanın diğer varlıklar karşısında sorumluluğu vardır. Peygamber Efendimizin şu hadisi insanın bu sorumluluğunun inceliklerini ortaya koymaktadır:

قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم :” إِذاَ سَافَرْ تُمْ          فيِ الْخِصْبِ فَأَعْطُوا اْلإِبِلَ حَظَّهاَ مِنَ اْلأَرْضِ (…)” {2}   “Otu bol yerlerde yolculuk yaptığınızda otlardan istifade etmeleri için hayvanlara (develere) imkan  verin. Gece mola vereceğiniz zaman yoldan ayrılıp bir kenara çekilin. Zira yol hayvanların geçeceği ve böceklerin geceleyeceği yerdir” [2]. Bu temele dayanarak, müslümanlar çevreye her zaman sahip çıkagelmişler, onu bozup kirleterek sorun haline getirmemişlerdir.

Çevrenin temiz tutulması, çevre kirliliğinin önlenmesi  insanlık için, hatta tüm canlılar ve dünyamız için hayatî önem taşımaktadır.  Çünkü; çevremizi iyi korumadığımız zaman hayatımızı sağlıklı bir şekilde devam ettirmemiz zorlaşır. Yüce Allah, insandan tabiî çevresini ve kainatı korumasını, onların ekolojik dengesini bozmamasını   istemektedir.

Aksi halde, bizzat bundan kendisinin zarar göreceğini şöyle ifade etmektedir:

ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُمْ بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ {1}

İnsanların kendi elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Allah da, belki dönerler diye yaptıklarının bir kısmını böylece kendilerine tattırır” [1].

Hava, su ve denizlerin insan eli ile kirletilmesi, yeşilin ve ormanların giderek yok olması ve bunların sonucunda iklim değişikliklerinin meydana gelmesi yukarıdaki âyette belirtilen tehlikeyi açıkça ortaya koymaktadır. Halbuki; yararımıza sunulan her nimet, aynı zamanda Allah’ın, sorumluluğumuza verdiği bir emanettir. Şüphesiz  çevre bunların başında gelir. Bu nimetleri Yüce Allah’ın rızası doğrultusunda kullanmazsak, emanete ihanet etmiş oluruz. Doğal hayatın ve çevre kirliliğinin temel sorumlusu insan faaliyetleridir. Doğal hayatı ve çevreyi koruyan, geliştiren de ona zarar veren de insandır.

Bizler, kendi sağlığımızı ve çocuklarımızın geleceğini düşünüyorsak; o zaman kendi evimiz kadar dünyamızı ve içerisindeki canlıları da düşünmek zorundayız. Çevremize insanca yaklaşmak ve Allah’ın bu değerli emanetlerini hem kendimiz, hem gelecek nesillerimiz, hem de diğer canlılar hesabına korumak en başta dinî görevlerimizdendir. En üstün varlık olarak yaratılan insanın yarın Allah huzurunda bütün bunlardan en ince ayrıntısına kadar hesaba çekileceğimizi [6] bilelim, davranışlarımıza ve alışkanlıklarımıza yön verirken bu gerçekleri göz önünde bulundurmak zorunda olduğumuzu da unutmayalım.

Bizler, âlemlere, yani canlısıyla cansızıyla bütün varlıklara rahmet olarak gönderilmiş bir peygamberin ümmetiyiz. Böyle bir peygamberin ümmetine de ancak bütün varlıklara rahmetle yaklaşmak yaraşır; yıkmak, yakmak, yok etmek değil; yapmak, yaşatmak yaraşır.

________________

[1] Rûm, 30/41.

[2] Müslim, “İmâre”, 178; Ebû Dâvûd, “Cihâd”, 57; Tirmizî, “Edeb”, 75.

[3] Kamer, 54/49; Mülk, 67/3-4.

[4] Hac, 22/18.

[5] En’âm, 6/38.

[6] Tekâsür, 102/8.

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answers ( 2 )

    0
    2022-08-25T11:43:32+03:00

    İnsan; sosyal bir varlıktır. Yani yaşamış olduğu bu dünyada sadece kendi türü bulunmamaktadır. Aynı zamanda bu dünya üzerinde hayvanlar ve diğer çevre ile beraber yaşamaktadır.

    Bizler, kendi sağlığımızı ve çocuklarımızın geleceğini düşünüyorsak; o zaman kendi evimiz kadar dünyamızı ve içerisindeki canlıları da düşünmek zorundayız. Çevremize insanca yaklaşmak ve Allah’ın bu değerli emanetlerini hem kendimiz, hem gelecek nesillerimiz, hem de diğer canlılar hesabına korumak en başta dinî görevlerimizdendir

    0
    2023-05-22T14:00:39+03:00

    İslam, hayvanların haklarını tanır ve çevre yönetimini vurgular. İslam’da hayvan ve çevre haklarıyla ilgili bazı temel ilkeler şunlardır:

    Hayvan hakları:

    Nezaket ve Merhamet: İslam, hayvanlara insani muameleyi teşvik eder ve gereksiz zarar veya zulmü yasaklar. Müslümanlar, tüm canlılara karşı şefkat, merhamet ve şefkat göstermeye teşvik edilir.

    İstismarın Yasaklanması: İslam, fiziksel zarar, işkence veya gereksiz yere öldürme dahil olmak üzere her türlü hayvan istismarını kesinlikle yasaklar. Hayvanlar sert muameleye, ihmale veya sömürüye maruz bırakılmamalıdır.

    Uygun Kesim: İslam, tüketim için hayvanların uygun ve insancıl şekilde kesilmesini emreder. Helal olarak bilinen kesim yöntemi, keskin bir aletle hızlı ve insancıl kesim gerektirir, hayvana minimum acı ve sıkıntı verir.

    Spor Avcılığının Yasaklanması: İslam, spor veya eğlence için avlanmayı yasaklar. Avlanma, yalnızca beslenme veya korunma gibi ihtiyaçlar için izin verilir ve ölçülü bir şekilde ve hayvanların haklarına saygı gösterilerek gerçekleştirilmelidir.

    Sorumlu Hayvan Yetiştiriciliği: İslam, hayvanların uygun bakımını, beslenmesini ve barınmasını vurgulayarak sorumlu hayvan yetiştiriciliğini teşvik eder. Hayvanlara uygun yaşam koşulları sağlanmalı, doğal davranış ve ihtiyaçlarına saygı gösterilmelidir.

    Çevresel Haklar:

    Yeryüzünün İdaresi: İslam, insanların Dünya’nın kâhyaları olduğunu ve çevreyi koruma ve muhafaza etme sorumluluğuna sahip olduklarını vurgular. Müslümanlar, ekolojik ayak izlerine dikkat etmeye ve savurganlıktan ve çevreye gereksiz zarar vermekten kaçınmaya teşvik edilir.

    Koruma ve Sürdürülebilir Kaynak Kullanımı: İslam, doğal kaynakların korunmasını teşvik eder ve sürdürülebilir uygulamaları teşvik eder. Müslümanlar kaynakları sorumlu bir şekilde kullanmaya, aşırı tüketimden kaçınmaya ve doğal dünya ile denge ve uyum için çaba göstermeye teşvik edilir.

    Çevreyi Tahrip Etmenin Yasaklanması: İslam, kirlilik, ormansızlaştırma ve savurgan uygulamalar gibi çevreye zarar veren veya tahrip eden eylemleri yasaklar. Müslümanlar doğal yaşam alanlarını, su kaynaklarını ve ekosistemleri korumaya ve korumaya teşvik edilir.

    Toprak ve Suya Etik Muamele: İslam, toprak ve su kaynaklarına etik muameleyi vurgular. Müslümanlara kirlilikten, kirlilikten ve doğal kaynakların aşırı sömürüsünden kaçınmaları tavsiye edilir. Suyu korumak, toprak erozyonunu önlemek ve ekolojik dengeyi desteklemek için önlemler almalıdırlar.

    Gelecek Nesillere Karşı Sorumluluk: İslam, şimdiki neslin gelecek nesillere karşı sorumluluğunu vurgular. Müslümanlar, Dünya’nın gelecekteki sakinleri için çevreyi koruyarak olumlu ve sürdürülebilir bir miras bırakmaya teşvik edilir.

    Özetle, İslam nezaket, şefkat ve sorumlu muameleyi teşvik ederek hayvanların haklarını destekler. Aynı zamanda, Müslümanları tüm canlıların ve gelecek nesillerin refahı için çevreyi korumaya ve muhafaza etmeye teşvik ederek çevre sorumluluğunu vurgular. Müslümanlar bu yükümlülükleri yerine getirerek doğal dünya ile uyumlu ve dengeli bir ilişki sürdürmeye çalışırlar.

    En iyi cevap

Cevapla