Paylaş
islamda hoşgörü nedir kısaca
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
HOŞGÖRÜ
Hoşgörü hadis ve ayet
İnsanların yaşayışları, algılamaları, düşünce yapıları birbirinden farklıdır. İslâm dini, insanlara hoşgörülü olmayı, onların kusurlarını araştırmamayı emreder. Müslüman için ailesi ve çevresiyle uyumlu olmak bir görevdir. Bu yüzden bir vesileyle karşı karşıya gelebilen insanlar, birbirlerini hoş görerek, olası kötü neticeleri ortadan kaldırırlar. Dolayısıyla hoşgörü, insanların toplum içinde yaşamlarını sorunsuz devam ettirebilmeleri için olmazsa olmazdır. Hoşgörü ve bağışlama, insanı yücelten ulvî duygulardandır. Hoşgörü ve merhametin gücü, şiddet ve öfkenin gücünden her zaman üstündür. Dinimiz, kötülüğe iyilikle mukabeleyi emretmiştir. Kuran-ı Kerim’de akıl sahibi Müminlerin üstün vasıfları sayılırken: “Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır”[1] buyurulmuştur.
Kuran ahlakına sahip olan Peygamberimiz (sav) o kadar merhametliydi ki; Müslümanlara olmadık kötülükler yapan, Mekke’li müşrikleri bile, pek çok cezalandırma fırsatı olmasına rağmen, affetmiştir. Örneğin Bedir Savaşında aldığı esirleri, Müslümanlara okuma-yazma öğretmeleri karşılığında serbest bırakmış, yıllar sonra Mekke’ye zaferle döndüğünde de İslam’ın en azılı düşmanlarını affettiğini ilan etmiştir. Peygamberimizin gönlünden akan bu merhamet seline karşı, putperestlerin lideri olan Ebu Süfyan bile duyarsız kalamamış, sonunda o da Müslüman olmuştur.
Müminin kalbi, Allah sevgisi ve korkusuyla dolu olmalıdır. Ancak bu şekilde bütün varlıklara, özellikle de insanlara sevgiyle, hoşgörüyle yaklaşabilir. O zaman ufak tefek olaylar, gönüllerdeki insan sevgisini zedeleyecek şekilde büyütülmemelidir. Unutulmamalıdır ki kin ve düşmanlık duyguları, insanı kaba ve itici davranışlara sürükler. Kaba hareketlerin sahibi olan insanlar da dost edinemezler, dolayısıyla her geçen gün biraz daha yalnızlaşırlar. Öyleyse bize kırgın olunmasını istemediğimiz gibi biz de başkalarını kırmamalıyız. İstemeyerek kırdığımızda da özür dilemesini bilmeliyiz. Hoşgörülü ve bağışlayıcı olmalıyız. Peygamber Efendimiz (sav) bu konuda: “Allah, affeden kulunun şerefini artırır”[2] “Kim Müslüman’ın ayıbını örterse Allah (c.c) da kıyamet günü onun bir ayıbını örter.”[3] buyurmuşlardır. İşte bu düsturlar hayatımızda yer etmelidir. Mümin güler yüzlü ve hoşgörülü olmalı, kalp kırmaktan, gönül incitmekten kaçınmayı, dini ve ahlaki bir görev saymalıdır.
İnsan, güler yüzlü, hoşgörülü olursa, kalbini sevgi, saygı ve merhamet duyguları, kaba ve kırıcı olursa kin ve intikam gibi kötü duygular kaplar. O zaman Müslüman hoşgörülü olmaya çalışırken, çevresindeki insanlara da hoşgörülü olmayı tavsiye etmeli, Peygamberimiz (sav) gibi bağışlayıcı ve hoşgörülü olmaya çalışmalıdır. Bilinmelidir ki hoşgörülü ve bağışlayıcı olmak, korkaklık veya acizlik değildir. Hoşgörülü olmak, Sevgili Peygamberimizin sünneti olduğu için bir ibadet hükmündedir. Bilinmelidir ki hoşgörü sabrın vazgeçilmez unsurlarındandır. Sabır da müminin vazgeçilmezidir. Çünkü sabır, kişiyi Allah’ın hoşnutluğuna taşıyan özel bir vasıtadır.
Mevlana’nın şu güzel öğütleri ile bitirmek istiyorum:
-Şefkat ve merhamette güneş gibi ol,
-Başkalarının kusurlarını örtmede gece gibi ol,
-Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol,
-Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol,
-Hoşgörülülükte deniz gibi ol.
————————————————————-
[1] Ra’d 13/22.
[2] Müslim, Birr, 69; Riyazü’s-Salihîn, I/577 H.No: 558.
[3] Kütüb-i sitte C. 1, s,368.
Benzer Konular:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Hoşgörü ortamının oluşması için insanların birbirini sevmesi gerekir. Çünkü hoşgörüyü besleyen sevgidir. Sevginin olduğu yerde hoşgörü, sevgisizliğin olduğu yerde ise tahammülsüzlük vardır.
Kaba, sert, acımasız olmak ve katı yüreklilik insanları kendimizden uzaklaştıran Müslümana yakışmayan bir huydur.