İslam’da Hoşgörü Ve Mevlana

Question

İslam’da Hoşgörü Ve Mevlana Kimdir ?

Islamda Hosgoru Ve Mevlana

Gönüller Mimarı, sevgi saygı ve hoşgörünün mihenk taşı, kullukta zirvede yükselen  ve tevazuda teslimiyetin sembolü olmuş büyük insan Mevlana Türk İslam Literatür’ün de  hoşgörü denilince ilk akla gelen şahsiyet  hiç şüphe yok ki Mevlana Celaleddin Rumi’dir.

Derin düşünce ve geniş fikir adamı  olan  Mevlana, insanları sırf insan oldukları için  sevmiş olduğu gibi kabul etmiş ve herkesin  fikrine , düşüncesine  saygı göstermiştir. İnsanları küstürmemiş, onlara karşı mütevazı olmuş, katı yürekli olmamıştır.Bu konuyla ilgili Cenab-ı şöyle buyurmaktadır. “Eğer sen huysuz ve katı yürekli olsaydın, yanından dağılıverirlerdi”(1) Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.)’de “Din Kardeşini güler yüzle karşılamak olsa bile iyilikten en küçük bir şeyi hakir görme buyuruyorlar.” (2)

Onun için makam ,mevki, zenginlik, soy, sop, mezhep, hatta  din farkı gözetmeksizin hepsine sevgi pınarı olmuştur.Buna en güzel örnek şu sözleridir.”Geri dön , bir daha gel, her kimsen bundan evvel / Dinsiz, Mecusi, zındık her ne isen yine gel /  Umutsuzluk kapısı değil bizim kapımız / Her tövbe şişesini kırsan da koş yine gel.” diyen evrensel insan sevgisidir.

Mevlana hazretleri  bulunduğu devirde bütün insanlara ışık kaynağı olmuş, o devirde karanlıkları Allah kelamı ve Resülulah’ın sünneti ile hareket ederek aydınlatmaya çalışmış. İnsanlar arasında hiçbir zaman  fark gözetmemiştir. İnsanları sabırla dinler, ancak birde söze başladı mı karşısındakileri mest ederdi. Çünkü o bu yolların  yılmaz ve mutlu bir yolcusuydu.” Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.” diyerek hoşgörünün en güzel örneğini vermiş, kavgadan uzaklaşıp; birlik, beraberlik, sevgi, saygı ve dostluğu hedefleyip birlik, dirlik ve huzurun mutluluğun yollarını göstermiştir.

Hoşgörü sahibi o büyük şahsiyetin ömrünün hepsi şu üç sözden fazla değildir; “HAMDIM, PİŞTİM, YANDIM

Ayrıca Mevlana Hazretleri güzel Anadolumuzun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında kültür yönüyle en büyük role sahiptir.

Kaynaklar:

1-Ali İmran (159)

2-Riyazüs Salihin (C.2- S.517 Hadis.694)

3-Lokman (18)

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

    0
    2023-05-21T17:59:41+03:00

    Hoşgörü İslam’da önemli bir değerdir ve dinin öğretilerinde derinden kök salmıştır. İslam, inananları inançları, geçmişleri veya farklılıkları ne olursa olsun başkalarına karşı hoşgörü ve saygı göstermeye teşvik eder. Bu, dini hoşgörüyü, sosyal hoşgörüyü ve farklı görüş ve uygulamalara karşı hoşgörüyü içerir.

    Celaleddin Rumi olarak da bilinen Mevlana, 13. yüzyıldan kalma ünlü bir Müslüman alim, şair ve mistikti. Öğretileri ve şiirleri, İslam maneviyatı ve tasavvuf üzerinde derin bir etkiye sahip olmuştur. Mevlana eserlerinde, özellikle “Mesnevi” olarak bilinen şiir koleksiyonunda sevgi, birlik ve hoşgörüyü temel ilkeler olarak vurgulamıştır.

    Mevlana’nın öğretileri, dini, kültürel ve toplumsal sınırları aşan geniş bir sevgi ve hoşgörü anlayışını teşvik eder. İnsanlığın birliği ve tüm yaratılışın birliği fikrini vurguladı, insanlar arasında hoşgörü, şefkat ve anlayış çağrısında bulundu. Mevlana’nın öğretileri, ayrımları aşmanın ve hepimizi birleştiren ortak insanlığı kucaklamanın önemini vurgular.

    Mevlana meşhur sözünde “Gel ne olursan ol gel gel. Gezgin, tapan, gitmeyi seven. Fark etmez. Bizimki umutsuzluk kervanı değil. Gel bin kere yeminini bozmuş olsan da gel.” kez. Gel, yine gel, gel.” Bu alıntı, onun kapsayıcı ve kabul edici yaklaşımını yansıtarak, hayatın her kesiminden insanları ruhsal gelişim ve Tanrı sevgisi arayışına katılmaya davet ediyor.

    Özetle, hoşgörü İslam’da temel bir değerdir ve Mevlana’nın öğretileri bu ilkeyi örneklemekte ve pekiştirmektedir. Geçmişleri ne olursa olsun tüm bireylerin sevgi, birlik ve kabulüne yaptığı vurgu, İslami gelenek içinde bir hoşgörü kültürünü geliştirmenin ve çeşitliliği kucaklamanın önemini hatırlatıyor.

    En iyi cevap

Cevapla