İslam’da Hoşgörü ve Önemi Nedir ?

Question

İslam’da Hoşgörü Önemi

Islamda Hosgoru ve Onemi Nedir

İslâm dini, insanlara hoşgörülü olmayı, onların kusurlarını araştırmamayı emreder. Bir imtihan yeri olan bu dünyada iyilerle kötüler bir arada yaşamak durumundadır. Çünkü imtihan bunu gerektirir.

Bir mü’min, bütün varlıklara ve özellikle insanlara sevgiyle yaklaşmalıdır. Nitekim Yunus Emre, “Yaratılanı severiz, Yaratandan ötürü”, diyerek bu gerçeği dile getirmiştir.

Sevgi, kin ve nefretin zıddıdır. Kin ve nefret duygusu taşıyanlar, sevgiden yoksun olan kimselerdir. Bu gibi kimselerden hoşgörü beklenemez.

Hoşgörülü olabilmek için insanlar, birbirlerinin kusurlarını araştırmamalı ve affedici olmalıdırlar. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), bu konuda şöyle buyurmuşlardır: “Herhangi bir kişi, dünyada diğer bir kişinin ayıbını örterse, Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter .”(1)

Öyle ise, bağışlamasını bilmeyen, hoşgörülü olamaz. Yüce Allah, affetmeyi sevmiş ve bizlerin de affedici olmasını istemiştir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Onlar, bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever.”(2)

Rasûlüllah (s.a.v.) da şöyle buyurmuşlardır: “Allah, affeden kulunun şerefini artırır…”(3)

Selamlaşmak da, sevginin ve hoşgörünün yayılmasına vesiledir. Selam, barış ve esenlik dilemek anlamındadır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), mü’minlerden selamlaşmayı yaymalarını, tanıdığı ve tanımadığı her kişiye selam vermelerini istemiştir. Konumuzla ilgili bir hadis-i şerif,  şöyledir:

“İslam’ın, hangi ameli daha hayırlıdır?” diye sorana, Peygamberimiz şöyle cevap vermişlerdir: “Yemek yedirmen, tanıdığına ve tanımadığına selam vermendir.”(4)

Çeşitli konulardaki tartışmalarda kırıcı olmamak ve tenkitte aşırı gitmemek de hoşgörünün bir gereğidir. Kur’an-ı Kerim’de: “(Ey Muhammed!) Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et”(5) buyrulmuştur.

Dinimiz kötülüğe iyilikle mukabelede bulunmayı emretmiştir. Ra’d suresinde, akıl sahibi mü’minlerin üstün vasıfları sayılırken: “Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır”(6) buyrulmuştur.

Hoşgörünün olmadığı yerde taassup vardır. Taassubun da hiç kimseye bir faydası yoktur. Daima sıkıntı getirir. Aynı dünya üzerinde birlikte yaşadığımız insanlarla iyi geçinme durumundayız. Çünkü gidebileceğimiz başka bir dünya yoktur. Öyle ise, insan olarak birbirimize karşı anlayışlı olmaya, karşılıklı sevgi ve saygıya muhtacız. Dirlik ve düzen, buna bağlıdır. Sevgi ve saygı olmadan birlik ve beraberlik, birlik ve beraberlik olmadan da, maddi ve manevi kalkınma olamaz.

1- Müslim, Birr, 72; Riyâzü’s-Salihîn, I/281, H.No: 238.

2- Âl-i İmran, 3/134

3- Müslim, Birr, 69; Riyâzü’s-Salihîn, I/577, H.No: 558.

4- Riyâzü’s-Salihin, II/226, H.No: 848.

5- Nahl, 16/125.

6- Râ’d, 13/22.

Benzer Konular:

Answer ( 1 )

    0
    2023-05-23T18:34:06+03:00

    Arapça’da “Tasamuh” veya “afw” olarak bilinen hoşgörü, İslam’da büyük önem taşımaktadır. İnançlar, uygulamalar veya bakış açıları ile ilgili olsun, farklılıkları kabul etme ve saygı duyma istekliliğini ifade eder. İslam, bir hoşgörü kültürünü teşvik eder ve Müslümanları başkalarıyla şefkatli, anlayışlı ve saygılı bir şekilde etkileşime girmeye teşvik eder. İşte İslam’da hoşgörünün önemini vurgulayan bazı önemli noktalar:

    1. İslami Bir Arada Yaşama İlkesi: İslam, barış içinde bir arada yaşamayı teşvik eder ve Müslümanları farklı geçmişlere, inançlara ve kültürlere sahip insanlarla uyum içinde yaşamaya teşvik eder. Kuran, insanlar arasındaki çeşitliliği kabul eder ve farklılıkların Allah’ın ilahi planının bir parçası olduğunu vurgular. Hoşgörü, bireylerin çeşitliliği kucaklamasına, farklılıkları takdir etmesine ve başkalarıyla olumlu ilişkiler kurmasına olanak tanır.
    2. İnsan Onurunu Korumak: İslam, inançları veya geçmişleri ne olursa olsun tüm insanların haysiyetine ve şerefine güçlü bir vurgu yapar. İslam’da hoşgörü, başkalarına saygı, nezaket ve adaletle davranmayı, her bireyin doğuştan sahip olduğu değer ve hakları tanımayı içerir. Ayrımcılığı, önyargıyı ve başkalarına karşı adaletsiz eylemleri yasaklar.
    3. Barış ve Birliğin Teşvik Edilmesi: Hoşgörü, toplumlar içinde barış ve birliğin teşvik edilmesinde çok önemli bir rol oynar. İslam, Müslümanları çatışmaları, anlaşmazlıkları ve yanlış anlamaları barışçıl yollarla ve saygılı diyalog yoluyla çözmeye teşvik eder. Hoşgörü, ayrımları ortadan kaldırmaya, anlayışı geliştirmeye ve karşılıklı saygı ve işbirliğine dayalı güçlü, uyumlu topluluklar oluşturmaya yardımcı olur.
    4. Bilgiye ve Öğrenmeye Açıklık: İslam’da hoşgörü, farklı fikirlere, bakış açılarına ve bilgilere açık olmayı içerir. Müslümanları bilgi aramaya, entelektüel söylemde bulunmaya ve çeşitli kaynaklardan öğrenmeye teşvik eder. Hoşgörü, kişisel gelişime ve toplumun ilerlemesine katkıda bulunan entelektüel gelişime, eleştirel düşünmeye ve fikir alışverişine izin verir.
    5. Dini Çoğulculuğu Kucaklamak: İslam, farklı dinlerin ve onların takipçilerinin varlığını tanır. İslam’da hoşgörü, inanç özgürlüğüne ve bireylerin inançlarını zorlama veya baskı olmaksızın yaşama hakkına saygı duymayı içerir. Müslümanlar, saygı, anlayış ve din özgürlüğü atmosferini teşvik ederek diğer dinlere mensup insanlarla diyalog ve barış içinde bir arada yaşamaya teşvik edilir.
    6. Hz.Muhammed’in Hayatından Örnekler: Hz.Muhammed’in hayatı, hoşgörü ve barış içinde bir arada yaşamanın en önemli örneğidir. Farklı inançlara sahip insanlara hoşgörülü davranır, onlarla saygılı diyaloglar kurar, onlara nezaket ve adaletle davranır. Yahudiler, Hristiyanlar ve çeşitli geçmişlere sahip insanlarla olan etkileşimleri, Müslümanlar için bir model teşkil ediyor.

    Hoşgörü, İslam’da barış içinde bir arada yaşamayı, insan onuruna saygıyı ve uyumlu toplumların inşasını teşvik eden temel bir ilkedir. Çeşitliliğin anlaşılmasını, kabul edilmesini ve takdir edilmesini teşvik eder. Müslümanlar, İslam’ın öğrettiği gibi şefkat, adalet ve saygı değerlerini somutlaştırarak başkalarıyla olan etkileşimlerinde hoşgörüyü benimsemeye teşvik edilir.

    En iyi cevap

Cevapla