Paylaş
islâm’da insan hakları kısaca
Question
İslam Ve İnsan Hakları Kısaca
İlahî dinlerin sonuncusu ve en mütekâmili olan yüce dinimiz İslâm, insana özel bir değer vererek onun mükerrem olduğunu bildirmiş [3] ve bu değerine münasip haklar, hürriyetler bahşetmiştir. Hem de insan olmayı bu haklara sahip olmak için yeterli görmüş; bu hususta kişinin dinine, diline, ırkına, cinsiyetine, malına ve makamına bakarak bir ayırım gözetmemiştir.
Dinimizin tanıdığı ve himayesine aldığı, daha sonra “Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannâmesi”nde de ifadesini bulan temel insan haklarından birincisi; yaşama hakkıdır. Yaratılan herkesin yaşama hakkı vardır ve hiç kimse diğerini haksız yere öldüremez. Dinimizde böyle bir cinayet yasaklanmakla kalmamış, bütün insanları öldürmek gibi büyük bir günah sayılmış [4] ve ağır bir ceza öngörülmüştür [5]. Bir diğer temel hak da hür olma hakkıdır. İslâm, bazılarının zannettiği gibi köleliliği tasvip ve teşvik etmemiş, aksine İslâm’ın geldiği çağda büyük acılar yaşayan köleleri hürriyete kavuşturmayı özendirmiş, bu hususta fedakârlık gösterenlere büyük sevaplar va’detmiş, bazı suçlara keffâret için öncelikle köle azadını emrederek, onları hürriyete kavuşturmaya yöneltmiştir. Peygamberimiz (s.a.v) bu konuda şöyle buyuruyor; “Kim bir köleyi hürriyetine kavuşturursa, Allah da onun her bir uzvuna karşılık o kişiyi cehennemden azad eder” [6]. Diğer bir hadislerinde de “Hür insanı satıp (köleleştirerek) parasını yiyen” [7] kimsenin kıyamet günü hasmı olduğunu bildirmiştir.
İnsanın en tabîî haklarından bir diğeri ise mal-mülk edinme ve kullanma hakkıdır. Dinimiz meşruiyet çerçevesinde insanlara çalışma, kazanma, mal-mülk sahibi olma hakkı tanımış, bunu teşvik etmiş, hatta bir dereceye kadar emretmiştir.
Bu hususta Kur’ân-ı Kerîm’de: “Ey iman edenler, aranızda mallarınızı ticaret veya gönül rızası olmaksızın batıl yollarla yemeyiniz.”[8] buyrularak haksız kazanç yasaklanırken, Peygamberimiz de: “helal mal, iyi insana ne güzel yakışıyor” [9] hadisiyle helalinden kazanmaya teşvik etmiştir. Din ve vicdan hürriyetine de son derece önem veren dinimize göre kalben kabul edilmeyen inancın geçerliliği yoktur ve bu nifâktır. Kur’ân-ı Kerîm’de “Dinde zorlama yoktur, doğru eğriden (batıldan) ayrılmıştır” [1] buyrularak imân için güzellikle davet ve ikna metodu tavsiye edilmiştir [10].
Dinimiz bunların yanında düşünce ve ifade hürriyeti, sosyal güvenlikten faydalanma hakkı, hukuk karşısında eşitlik hakkı, eğitim ve öğretim hakkı, özel hayatın korunması hakkı gibi haklara da önem vermiştir. Yüce dinimiz bu hakları korumak için dünyevî tedbirler alıp değişik cezalar öngörmekle beraber, hangi çeşit hak olursa olsun, bunları ihlal ederek haksızlık yapanları âhiretteki cezaları ile de uyarmış ve korkutmuştur.
[1] Bakara, 2/256.
[2] Müslim, “Birr”, 56.
[3] İsrâ, 17/7.
[4] Mâide, 5/32.
[5] Bakara, 2/178.
[6] Münzirî, et-Terğîb ve’ t-terhîb, 3, 31.
[7] Buhârî, “Büyû‘” , 106; İbn-i Mâce, “Rehn”, 4. [8] Nisâ ,4/29.
[9] Ahmed b. Hanbel, IV, 197.
[10] Ankebût, 29/46.
[11] Münzirî, a.g.e., 3, 188.
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
İslam, insan haklarına büyük önem veren bir dindir. İslam, insanların doğuştan sahip oldukları hakları vurgular ve bu hakları korumayı amaçlar. İslam, insan haklarına saygı duyulması gerektiğini, insanların can, mal, akıl, namus, din, özgürlük ve eşitlik haklarının korunması gerektiğini öğretir.
İslam’da insan hakları, Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) sünneti temel alınarak şekillenmiştir. İslam, tüm insanların Allah tarafından yaratıldığına inanır ve her insanın değerli ve saygıdeğer olduğunu vurgular. İslam, her insanın yaşam hakkına sahip olduğunu ve bu hakkın korunması gerektiğini öğretir.
İslam, insanların malvarlığına da saygı duymayı öğretir. İnsanların malvarlığına saygı duyulması, onların emeğinin karşılığını alması ve zenginleşmeleri için fırsat verilmesi gerektiğini vurgular. Ayrıca, İslam, insanların namusuna saygı duyulması gerektiğini öğretir. İnsanların namuslarına saygı gösterilmesi, onların onur ve saygınlıklarının korunması gerektiğini ifade eder.
İslam ayrıca, insanların dinlerine özgürce inanma ve uygulama hakkına da saygı duymayı öğretir. İnsanların dinlerine özgürce inanması ve ibadet etmesi, onların inançlarının korunması gerektiğini ifade eder. İslam, insanların düşüncelerine, inançlarına ve fikirlerine saygı duyulması gerektiğini vurgular.
Sonuç olarak, İslam, insan haklarına büyük önem veren bir dindir. İslam, insanların doğuştan sahip oldukları hakları korumayı amaçlar ve insanların can, mal, akıl, namus, din, özgürlük ve eşitlik haklarının korunması gerektiğini öğretir. İslam, insanların saygıdeğer olduğunu vurgular ve her insanın değerli olduğuna inanır.