İslamda kadının toplumdaki yeri nedir?

Question

İslâm’da Kadının Yeri

islamda kadinin yeri

SORU: İslâm’a göre kadının toplumdaki yeri nedir?

CEVAP: Kadın toplumun yarısıdır. Bunu bütün akıllar anlar, bu gerçek bir vakıadır. Kur’an’a göz attığımızda, kadına mümtaz bir şahsiyet verdiğini görürüz.

Hz. Peygamber (s.a) “Kadınlar erkeklerin öz kardeşleridirler” buyurmuştur. Bu hadis de Kur’an’dan kaynaklanmaktadır. Zira birçok ayet erkek ve kadınların hukukta eşit olduklarım bildiriyorlar. İnsanlığın babası olan Adem hakkında şöyle buyuruyor:

Ey Adem! Sen ve eşin beraberce cennete yerleşin. Orda kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yeyin, sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz. (Bakara/35)

Yine Kur’an kadın ve erkek hakkında şöyle buyurmaktadır:

Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli haklan vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azizdir, hakimdir. (Bakara/228)

Bu üstünlük ise erkeğin reisliğinden ibarettir. Yine Kur’an şöyle buyuruyor:

Ana-babanın ve yakınların bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır. Ana-babanın ve yakınların bıraktıklarından kadınlara bir pay vardır. (Nisa/7)

Bunun üzerine rableri, onların dualarını kabul etti. (Dedi ki) “Ben erkek olsun kadın olsun -ki hep birbirinizdensiniz içinizden, çalışan hiç bir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım.” (Âl-i İmran/195)

Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkekler ve Allah’ı çok zikreden kadınlar varya: İşte Allah bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükafat hazırlamıştır. (Ahzab/35)

Kur’an’ın kadına verdiği değer en uzun suresinin birisine Nisa (yani kadın) suresi adının verilmesinden de anlaşılıyor, ki surede kadın bahse konu olmuştur. Yine Kur’an’ın bir suresinin adı da Mücadele ismini almıştır, ki bir kadının Peygamberle olan diyalogundan bahsediyor:

Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikayette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah sizin konuşmanızı işitir, çünkü Allah işitendir, bilendir? (Mücadele/l)

Hikmetli Kur’an bize haber veriyor ki kadın dini ve içtimai ahlâkla ahlâklandığı zaman yücelir ve yükselir. Tahrim suresinde Peygamber efendimizin hanımlarına şöyle bir hitap tevcih ediliyor:

Eğer o sizi boşarsa rabbi ona, sizden daha iyi, kendini Allah’a veren, inanan, sebatla itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir. (Tahrim/5)

Kur’an bize numunelik kadınları arzederek onlar için yüksek bir şeref ve devamlı bir anış meydana getirerek şöyle buyuruyor;

Allah inananlara da Firavun’un kansını misal gösterdi. O, ‘Rab-bim! Bana katında, cennette bir ev yap; beni Firavun’dan ve onun (kötü) işinden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!’ demişti. İffetini korumuş olan îmran kızı Meryem’i de (Allah örnek gösterdi.) Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi. (Tahrim/11-12)

Kur’an birçok yerde namuslu, bakire Meryem’in temizliğinden bahsetmektedir:

Rabbi Meryem’e hüsnü kabul gösterdi; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriyya’yı da onun bakımı ile görevlendirdi. Zekeriyya, onun yanına, mabede her girişinde orada bir rızık bulur ve “Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?” der o da: “Bu, Allah tarafın-dandır. Allah, dilediğine sayısız rızık verir” derdi.” (Âl-i İmran/37)

Yine Kur’an anneliğin zirvesine çıkmış, biricik çocuğunu çok seven fakat rabbinin emrini dinleyerek denize bırakan Hz. Musa’nın anasından bahsederek şöyle buyuruyor:

Musa’nın anasının yüreğinde yalnızca çocuğunun tasası kaldı. Eğer biz, (vaadimize) inananlardan olması için onun kalbini pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse işi meydana çıkaracaktı. (Kasas/188)

Bundan da anlıyoruz ki, kadının şahsiyeti, Allah’a iman etmekle, O’ndan yardım dilemekle yükselir ve pekişir ve böylelikle hadiselere karşı mukavemet kazanır.

Lakin o çocuğunu Nil nehrine salıverince, onu düşünmeğe başladı. Annelik şefkati gereği tasalandı. Ancak o rabbine dayandı. Allah’da onun kalbini pekiştirdi. Allah onun hakkında şöyle buyurmaktadır:

Musa’nın anasının yüreğinde yalnızca çocuğunun tasası kaldı. Eğer biz, (vaadimize) inananlardan olması için onun kalbini pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse işi meydana çıkaracaktı. (Kasas/10)

Yine Kur’aln, geçmiş asırlarda kadının yüksek mevkilere geldiğine işaret ediyor. İşte Sebe melikesi (kraliçesi): O, zeka ve ileri görüşlülüğüne rağrrien danışma ve nasihata önem veren biri olarak Kur’an’da geçrnektedir. Allah onun Hz. Süleyman ile olan hallerinden şöyle bahsetmektedir:

Sonra Meilike (kraliçe) dedi ki: “Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir verip! (Bilirsiniz) siz yanımda olmadan (size danışmadan hiç bir işi kestirip atmam.” Onlar şu cevabı verdiler: “Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız, buyruk ise senindir. Artık ne buyuracağını sen düşün.” (Neml/32-33)

Kur’an onun (Mraliçenin) sonunda Hz. Süleyman’a uyarak müslü-man olduğunu bild; irerek şöyle buyurmaktadır:

Ben gerçekter kendime yazık etmişim. Süleyman’la beraber alemlerin rabbi ol kn Allah’a teslim oldum. (Neml/44)

Şüphesiz kattın, asil şahsiyetiyle, güzel ahlakıyla, yüce işleriyle toplumun yarışırdı teşkil eder ki bu hiç bir zarnsjın ihmale gelmeyecek bir konudur.

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

  1. komutan
    0
    2023-06-12T21:54:21+03:00

    İslam dini, kadınların toplumda ve ailede önemli bir yere sahip olduğunu belirtir. İslam’ın kadının yeri konusunda bazı önemli prensipleri şunlardır:

    1. Eşitlik ve adalet: İslam, kadın ve erkeklerin Allah nezdinde eşit değere sahip olduklarını ve her ikisinin de insanlık onuruna saygı gösterilmesi gerektiğini vurgular. Kur’an-ı Kerim’de, kadınların erkeklerle eşitlik ve adalet temelinde değerlendirilmesi gerektiği ifade edilir.
    2. Evlilik ve aile hayatı: İslam, evliliği önemser ve sağlıklı bir aile hayatının toplumun temeli olduğunu öğretir. İslam’a göre, eşler arasında sevgi, saygı, sadakat ve işbirliği temelinde bir ilişki kurulmalıdır. Evlilikte karı-koca arasında eşitlik ve ortak karar alma prensipleri önemlidir.
    3. İbadet ve spiritüel hayat: İslam, kadınların da ibadet etme hakkına sahip olduklarını ve Allah’a yönelik ruhani hayatta erkeklerle eşit bir şekilde yer alabileceklerini öğretir. Kadınlar da camiye gidebilir, namaz kılabilir, Kur’an-ı Kerim’i okuyabilir ve dini bilgi edinebilirler.
    4. Eğitim ve bilgi: İslam, kadınların eğitim alma hakkına sahip olduklarını vurgular. İslam’ın ilk dönemlerinde pek çok kadın bilgi edinmek, öğrenmek ve öğretmek konusunda aktif rol oynamıştır. İslam’a göre, kadınlar da ilim ve bilim alanında kendilerini geliştirebilirler.

    Bununla birlikte, İslam’ın kadına verdiği değer ve kadının yerine ilişkin anlayış, zaman içinde kültürel ve toplumsal faktörlerin etkisiyle farklı yorumlanabilir ve uygulanabilir. Kadın hakları ve cinsiyet eşitliği konularında İslam toplumlarında da farklı yorumlar ve uygulamalar bulunmaktadır. Önemli olan İslam’ın temel prensiplerine dayalı olarak kadınların insan haklarına saygı duyulması ve eşitlik ilkesinin yaşama geçirilmesidir.

    En iyi cevap

Cevapla