İslamda Kısırlaştırmanın Hükmü

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Kısırlaştırma

SORU: Dinin kısırlaştırma hakkında görüşü nedir?

CEVAP: Kısırlaştırma; erkek veya kadını ilaçla veya daimi bir engel koymakla veya cerrahi bir müdahele ile doğurganlıktan daimi bir surette alıkoymaktır. Din ve Aile Planlaması adlı bir kitapta şunlar söylenmiştir:

Kur’an ve sünnette, kısırlaştırmayı yasaklayan açık bir hüküm yoktur. Fakat müslümanların çoğunluğu kısırlaştırmanın dinen yasak ve haram olduğuna kanidirler. Bir zaruret olmadığı sürece yapılmaması lazımdır. Çünkü onda soyun kesikliği ve neslin atıl olması vardır. Bir kısım çağdaş fakihler de aşağıdaki ayetten hareketle caiz olduğunu söylüyorlar:

Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Dilediğini yaratır dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder, yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir, dilediğini de kısır kılar. O her şeyi bilendir her şeye gücü yetendir. (Şura/49-50)

Bu fakihler şöyle diyor: Allah bir hikmete binaen bir kısım insanları kısır bırakıyor. Öyle ise bazı maslahatlara binaena bazılarının kısır bırakılmasında bir engel olamaz.

Bazı fakihler insanda şahsi, akli ve cinsi ve tedavisi mümkün olmayan müzmin bir hastalık varsa, bu da irsiyet yoluyla çocuklara intikal edecekse, o zaman kısırlaştırmaya gitmenin caiz olacağını söylüyorlar. Böyle bir insan hastalığı çocuklarına geçmesin diye evlenince kendisini kısırlaştırabilir. Yine fakihlerce bilinmektedir ki bilim buna kaildir. Hastalıkların çoğu irsidir. Bu hastalık soydan soya intikal eder, Geçmiş âlimlerimiz bundan habersiz değillerdi. İmam Şafii bu konuda şöyle söylemektedir:

Baras (alaca hastalığı) ve cüzzam nedeniyle evlilikler feshedilebi-Hr. Bunun da nedeni, bu iki hastalığa sahip olandan meydana gelen çocuğun sağlam olmasının zor olmasıdır. O salim kalsa da çocuğu kal-rnaz. Hastalıkların ana-baba yoluyla geçmesini inkar edebilir miyiz?

Bir kısım fakihler ise bu görüşe karşı çıkmışlardır. Ancak kalbin yatıştığı görüş ise, zaruret anında kısırlaştırmaya gitmektir. Bu kısırlaştırma geçici olmalıdır. Gerektiğinde kaldırılabilir bir kısırlaştırmaya gitmek lazımdır. Şu anda tedavisinde aciz olduğumuz nice hastalıklar vardır ki gelecekte şifası olabilir. Uzak yakın, yarın öbürgün bu hastalıkların tedavisi mümkün olabilir. O zaman geçici kısırlaştırmayı kaldırabiliriz. Kısırlaştırmaya neden olan zaruret devam ettiği sürece, doğurmaya mani olan sebep de devam edebilir. O zaruret kalkınca doğum yapılabilir ki ümit kapıları devamlı kalsın.

Benzeri konular:

Cevapla