islamda komşuluk hukuku

Question

islam dininde komşuluk hakları

islamda komsuluk hukuku

KOMŞULUK HUKUKU

Bir kimsenin suyunu bir başkasının arazisinden, onun izni olmadan geçirmesi haramdır. Şüphesiz bu durumda sahibinin rızası olmadan onun malında tasarrufta bulunmuş olmaktadır. Başkasının arazisini, onun haberi olmadan ekip dikmek nasıl haramsa bu da öyle haramdır.

Bir kişi, arazisinde bulunan suyun arazisine ulaşmak için mutlaka komşusunun arazisinden geçmek zorundaysa, ancak geçtiği zaman da onun arazisine zarar veriyorsa, komşunun izni olmadan bu suyu oradan geçiremez. Eğer komşunun arazisine zarar vermiyorsa caizdir.

Şöyle rivayet edilmiştir: “Şüphesiz Dahhak b. Halife, bir kanal yarmak istedi. Bu kanal da Muhammed b. Mesleme’nin arazisin den geçmekteydi, ama o buna razı olmadı. Ömer onunla konuştu. Muhammed’i çağırdı ve ondan bu konuda izin vermesini istedi. O da yemin ederek ‘Hayır’ dedi. Ömer radiyallahu anh, ‘Niçin bu konuda kar deşinin faydalanmasına mani oluyorsun. Onun sana da faydası var, sende arazini sularsın ve sana zarar vermez.’ dedi. Muhammed, ona, Allah’a yemin olsun ki hayır!’ dedi. Ömer, Allah’a yemin ederim ki karnından dahi geçmiş olsa o kanal oradan geçecek. dedi ve emretti de kanal oradan geçti.

Şüphesiz burada bir fayda vardır, zarar da söz konusu değildir. Sanla birisinin duvarı önünde gölgelenmeye benzer

Daha önce zikrettiğimiz delil gereğince bir kimsenin izni olmadan onun çatısından suyu geçirmek sahih olmaz ve haram olur.

Eger o kişi mal sahibiyle çatısından veya arazisinden su geçirmek üzere sulh akdi yaparsa, bu caizdir. Şüphesiz insanların buna ihtiyacı vardır. Mülkü üzerinde olduğu sürece sulh bedeli, kiralama akdi gibidir, aksi halde ise bir nevi alışveriş akdidir. Bu gibi kiralama akidlerinde müddetin belirtilmesi zorunlu değildir, çünkü buna ihtiyaç vardır.

Bir kimsenin, mülkünde bir kapı açıp da suyun geçeceği bir kanal yerini satması veya kuyu kazmak amacıyla bir bölge için alışveriş akdi yapması caizdir. Yine bir kimsenin, arazisinin üzerine nitelikleri belirli olan bir bina yapmak için sulh akdi icra etmesi halinde bunun ebedi yen veya belirli bir süre için yapılması caizdir.

Bir kişinin komşusunun çatısından suyunun geçme imkânı varken komşunun bu hakkı ortadan kaldırıp da suya mani olması caiz değildir. Şüphesiz bu durumda var olan bir hakkın iptali veya komşunun daha fazla zarar görmesine sebep olmak söz konusudur.

Komşunun, mülkünde, komşusuna zarar verecek bir şey yapması haramdır. Hamam, tuvalet, tandır veya değirmen gibi seyler bu kabildendir. Komşunun bunların yapılmasına mani olma hakkı vardır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Zarar vermek de, zarar görmek de yoktur. ”

Ancak yemek veya ekmek pişirme sonucu oluşan dumanın zararı az olduğu ve bundan kaçınma imkanı da olmadığı için bu gibi haller müsamaha gösterilmesi gereken durumlardır.

Eğer bir kişinin evinin damı komşusunun damından daha yüksek se, o dama komşusunun damını görecek şekilde çıkması caiz degildir ancak bir sütre koyarak damına çıkabilir. Şüphesiz bu gibi durumlar komşuya zarar verir ve komşuya zarar vermek de yasaklanmıştır.

Komşunun duvarında veya komşuyla müşterek olan duvarda onun izni olmadan birtakım tasarruflarda bulunmak haramdır. Bu, bir başkasının mülkünde, onun izni olmadan zarar verecek bir tasarrufta bu lunmaktır. Yine bu şekildeki bir duvarın üzerine, ona zarar verecek veya onu

taşirken zayıflayacak sekilde bir yük eklemek de haram olur. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem söyle buyurmuştur: “Zarar vermek de, zarar görmek de yoktur” Bunun gibi ona zarar vermese de ihtiyacı olma dan böyle bir sey yapmak doğru olmaz.

Komşunun duvarına bir şey koymadan yapmanın veya çatı bağlaman mümkün olmadığı hallerde ise zarar söz konusu değilse caiz olur. Eğer komşu buna ran olmazsa zorlanır. Ebu Hureyre radiyallahu anh dan merfu olarak şöyle rivayet edilmiştir:

“Bir kimse, komşusu, duvarına bir tahta uzatacak olursa buna mani olmasın.”

Daha sonra Ebu Hureyre radiyallahu anh şöyle demiştir: “Size ne oluyor da bundan yüzçeviriyorsunuz? Allah Teala’ya yemin olsun ki onu sizin omuzlarınızın ortasına koyarım.”

Komsunun, brandasını duvara dayaması ve bir başkasının duvanrın gölgesine onun izni olmadan oturması caizdir ve hakkıdır. Çünkü bu durum komşusuna zarar vermez. Bundan sakınmak zordur. Yine onun izni olmadan lambasının altında ışığından istifade et mesi hakkıdır.

Kullanılan bir yol üzerinde, yolcuların zarar göreceği şekilde tasarrufta bulunmak haramdır. Dükkânını yola uzatmak veya yol kenar na bir oturak koyarak gelip geçenlerin zarar görmesine sebep olmak caiz değildir. Yetkililer buna izin verseler dahi caiz olmaz. Şüphesiz bu durumda kişi kendi mülkü olmayan bir yerde, asıl sahiplerinin izni olmadan tasarrufta bulunmuş olur ki bu caiz olmaz. Şu an zarar ver mediğini düşünsek bile ileride zarar verebilir.

Yetkililerin toplumun maslahatına uygun olmayan şekilde izin ver me hakları yoktur. Hele zarar verme ihtimali varsa kesinlikle yoktur. Bu gibi tasarrufta bulunanlar, bunlar sebebiyle telef olan şeyleri tazmin etmek zorundadırlar.

Hala ait yola farkh sekillerde balkon uzatmak da haramdır. Bu agaçların yola dogru uzatılarak üzerine kullanım alani saglamak gibidir. Yolda kullanılan iki duvar arasına çöplük koyarak zarar vermek de caiz degildir.

Yetkililerin izni olmadan yola oluk uzatip suyun akmasını sağlamak haramdır. Şüphesiz bu konuda itibar edilmesi gereken yetkililerdir ve onlar devlet başkanının görevlendirdigi kişiler olup onların izinleri bas kanun izni gibi olur,

Eger oluğu yetkililerden izin almadan uzatarak bir şeylerin telef ol masına neden olduysa düşmanlık sebebiyle tazmin etmek zorundadır.

Eger oluğu koyduğu zaman aşağıdan geçenlere zarar vermiyordu da daha sonra yolun genişlediği veya yükseldiği için zarar vermesi söz konusu oluyorsa, hemen izale etmesi gerekir.

Başkalarının mülkünde kendi hevasına uygun tasarrufta bulun mak veya çok kullanılmayan patika bir yolda sahiplerinin izni ol madan tasarrufta bulunmak haramdır. Şüphesiz bu gibi durumlarda mani olmak, hak sahibinindir. Eğer bu hakkının düşmesine razı olur sa caiz olur.

Kişinin bu gibi hallerde sulh akdi yapması caizdir.

Vakıf veya özel mülkiyetlerde müşterek duvarların yıkılması veya üzerine çatı yapılması konusunda ya da yıkılmaya yüz tuttuysa ve zarar verme ihtimali varsa, ortaklardan biri, diğerinden, beraber imar edil mesi talebinde bulunur ve bunu yapmaya zorlanır.

Şüphesiz bu imar, müşterek bir malda oluşacak zaran ortadan kal dırmak için zorunludur.

Eger kişilerin mülkleri arasında duvar yoksa ve komşunun biri ara zileri arasına duvar yapmayı teklif ederse digeri buna zorlanamaz. O komşu da sadece kendi arazisine yapmak durumundadır.

Eger komsuların arazileri arasında bir nehir, kuyu veya su dolabı varsa ve bu da imara ihtiyaç duyuyorsa, arazi sahiplerinden buna da olmayan zorlanır, zira katılmak zorundadır.

Eğer ortak olan kişi, binayı yıkılmasından korktuğu için yakmışsa, onun üzerine bir sorumluluk gerekmez. Şüphesiz o kişi iyi bir iş yap muş olup yapılması vacip olan bir işi yapmıştır.

Eğer durum böyle olmasaydı, ortağının hissesinde ona zarar vereceği için binayı yeniden yapması gerekecekti. Onun sorumluluğu, binayı yeniden inşa etmeden üzerinden kalkmazdı.

Bir ortağın, bahçedeki hissesine düşen bölümün duvarını ihmal edip yapmazsa ve bahçedeki meyveler telef olursa, telefin sebebi de bu ihmalse ortağının hissesine düşen meyveleri tazmin etmesi gerekir.

Kaynak: Hanbeli Fıkhı

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

    1
    2024-07-03T21:28:52+03:00

    İslam’da komşuluk hukuku, insanların birbirlerine karşı olan haklarını düzenleyen önemli bir konudur. Bu hükümler, kişilerin mülklerini ve yaşantılarını nasıl düzenlemeleri gerektiğini belirlerken, komşular arasında huzur ve adaletin korunmasına yardımcı olur. İşte bazı temel prensipler:

    Mülk Sınırları ve Kullanımı: Bir kişinin kendi mülkünden komşusunun mülküne zarar vermeden geçme veya kullanma hakkı vardır. Örneğin, su kanalları veya sulama için gereken geçişler için komşunun izni alınmalı ve zarar verilmemelidir.

    Zarar Verme Yasakları: Komşunun mülkünde zarara neden olabilecek her türlü tasarruftan kaçınılmalıdır. Örneğin, komşunun duvarına zarar verecek bir şey yapmak, onun rızası olmadan duvara eşya koymak veya yapıştırmak haramdır.

    Kullanım Hakları ve İzinler: Komşunun izni olmadan, örneğin su kullanımı veya geçiş gibi hakların kullanılması genellikle haramdır. Ancak, ihtiyaçlar için sulh akdi gibi anlaşmalar yapılarak izin alınabilir.

    Ortak Kullanım Alanları: Ortak duvarlar veya arazi parçalarıyla ilgili yapılacak değişiklikler veya onarımlar için ortak sahiplerin izni alınmalıdır. Bu, tüm ortakların haklarını korumak ve zarar görmelerini önlemek içindir.

    Maslahat (Toplumun Yararı): İzin alınmadan yapılan her türlü tasarruf, toplumun genel yararını göz önünde bulundurmalıdır. Yetkililerin izni olmadan yapılacak değişiklikler veya zarar verici eylemler genellikle caiz değildir.

    Tazminat Sorumluluğu: Komşuya zarar veren veya zarar gören kişi, bu durumdan sorumlu tutulabilir ve zarar görenin tazmin edilmesi gerekebilir.

    İslam’da komşuluk hukuku, adalet, huzur ve insanların birbirlerine karşı sorumluluklarını anlamalarını teşvik eder. Bu prensipler, bireylerin mülkleri üzerinde sahip oldukları hakları korurken, komşular arasında da karşılıklı saygı ve işbirliğini sağlar.

    En iyi cevap

Cevapla