Paylaş
İslamda Mizah Ve Şakalaşma Adabı
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
ŞAKALAŞMADA ÖLÇÜ VE EDEP
Efendimizin Şakalaşma ve Mizah Anlayışında Ölçü
Mizah: Latife ve şaka demektir. Açılıp ferahlamak maksadıyla söylenen ve kimsenin kırılıp gücenmesine yol açmayan sözlerdir. Söylenen söz ölçülü olmayıp, bir kimsenin kırılıp gücenmesine sebebiyet verirse buna Suhriyet denir.
İnsan her zaman ciddi olamaz. Bazı zamanlar şaka da yapmalıdır. Çünkü Yüce Allah, insanların fıtratına gülmeyi, eğlenmeyi de koymuştur.
Latife ve şaka yapmak manasına gelen mizah, doğru ve edebe uygun olduğu takdirde, insanlar arasında samimiyetin ve yakınlaşmanın kurulmasına sebep olur.
İslam alimleri Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Eğitim-Öğretim metotlarından bahsederken “şaka ve latifeyle öğretmesi” konusunu ele almışlar ve şöyle demişlerdir: Hz. Peygamber (s.a.v.) bazı zamanlar ashabıyla şakalaşıp latife yaparlardı. Ancak o bu şakalarda doğru sözden başka Bir şey söylemezdi. Bilinmesi gereken pek çok şeyi şaka ve mizah vesilesiyle öğretirdi.
Hoş latifeler insanı rahatlatır, yorgunluğun verdiği ağırlıktan uzaklaştırır. Çünkü hayat sıkıntı ve acılardan uzak kalmaz. Latife bunların insana verdiği ağırlık ve bezginliği hafifletir. Ayrıca insan güleryüzlü ve mütebessim iken asık suratlı ve somurtkan olduğu zamandan daha çok kolay öğrenir. Bir şeyler öğreten “latife” ve aydınlatıp yol gösteren “takılma” ne kadar da tatlıdır. Çünkü sürekli ciddi durmak zihni yorar, fikri durgunlaştırır. Zaman zaman yapılan hoş ve yararlı mizah insanı tekrardan dinçleştirir ve dikkatini toplar. Hikmet sahibi, vakur, şefkatli ve merhametli Büyük Muallim Efendimiz (s.a.v.) bunu ne de iyi biliyordu.
Allame ibniKuteybe şöyle demektedir: “Hz. Peygamber (s.a.v.) şakalaşırdı. İnsanlar da O’nun gibi davranmak ve O’nu örnek almakla emrolunmuşlardır. Hz. Peygamber (s.a.v.), güler yüz ve mütebessimliği bırakıp asık suratlı ve somurtkan olsaydı, insanlar da O’na tabi olacaklardı. Bu ise insanın tabiatına aykırıdır ve böyle olmak zordur. Bu yüzden Hz. Peygamber (s.a.v.)’in kendisi şaka yapmış, ümmeti de aynı yolu takip etmişlerdir.
Bilginler Peygamberimiz (s.a.v.)’in şakalarında başlıca iki incelik buluyorlar:
1- Varlığı âleme rahmet olup en güzel ahlakla nitelenmiş olduklarından kişisel heybetlerinden, kendilerine hayran olan muhataplar konuşmaya ruhsat bulsunlar!
2- Halk her şeyde kendilerine uymakla memur bulunduklarından eğer yumuşak ve güler yüzlülüğü terketseler ümmeti de ona uyarak sert yüzlü olması gerekirdi. Bunun için Peygamberimiz (s.a.v.) arasıra şaka yapmışlardır.
Her hususta olduğu gibi, şakada da ölçü ve itidal esastır. Şakayı makul ve meşru bir çizgide tutabilmek için söylenecek sözün doğru olması, karşısındaki insanla alay edilmemesi ve yapılacak latifenin “latif olması gerekir. Zira yalan haram, istihza (küçümseme, alay) yasak ve kaba şakalar yasaklanmıştır.
Şakada ifrat (aşırılık), fazla gülmeyi gerektirir. Fazla gülmek de kalbi öldürür. Bazı hallerde de kin tutmaya sebep olur. Heybeti kaybeder. Bu bakımdan mezmumdur (ayıplanmıştır). Bu derecelere varmayan şaka ise ayıp değildir.” Günah olmamak ve cemaati güldürmek maksadıyla, şaka söylemekte bir beis yoktur.”‘ “Ölçüsüz şaka yapan hafife alınır.”‘
İster akıllı, ister ahmak olsun insanlarla fazla şakalaşma. Çünkü akıllılar sana kızar, ahmaklar da şaka esnasında lüzumsuz ve çirkin sözler söyleyip, izzeti nefsini rencide ederler.”
Zira aşırı şaka; ünsiyeti giderici ve kardeşliği de yok edicidir.
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) şakalarına güzel bir örnek sunalım: (Peygamber efendimizin yaptığı şakalar)
Peygamber (s.a.v.) seferlerinden birinde idi. Hanımların yanına geldi. Ümmü Süleym de Peygamber (s.a.v.)’in hanımları ile birlikte idi. Enceşe denilen bir hizmetçi de develeri sürüyordu. Rasülullah ona: “Ya Enceşe! Sırçalar (cam şişeler)’in hayvanlarını yavaş sür!” buyurdu. Ravi Ebu Kilabe diyor ki: Peygamber (s.a.v.) öyle bir söz söyledi ki, onu sizden biriniz söylese kendini ayıplardınız. (O’nun bu sözü: “Şişeleri incitmekten sakın. dır)” Kadınların nazik olan gönüllerini almak için onlarla şaka yapmıştır. Peygamberimiz (s.a.v.) kadınlara karşı çok hassas ve şefkatlidir.
Hz.Enes’in anlattığı gibi, develerin sürücüsü olan Enceşe adlı hizmetçi, hoş sesinden dolayı nağmeleriyle develeri neşata getirip (zevk ve şevk verip) yolculuğa ahenk vermekteydi. Bu durum iki şeye sebep olabilirdi: Biri devenin süratle yürümelerine ve sert hareketlerinden doğacak çalkantı ile binici hanımların incinmiş olabileceklerine, veyahut hizmetçinin güzel sesini dinlemekten kalplere rikkat gelerek hüzün doğması ve böylece kalplerinin kırılmış olabileceğine.
Her iki ihtimale binaen, Peygamber Efendimiz (s.a.v.), develerin sürücüsü hizmetçiye: “Ey Enceşe! Yavaş sür, şişeleri incitip kırmayasın.” buyurmuşlardır.
Hanımlar nazik bünyeleri ve rakik kalpleri bakımından kolay kırıldıklarından camdan imal edilmiş (sırçalara) şişelere benzetilerek bir latife ve şaka yapılmıştır.
Ölçülere uygun latif latifeler faydalıdır.
Şaka ince bir sanattın ancak hakkından gelebilenler yapmalıdır. Aksi halde fayda yerine zarar getirir. Şakalar, latifeler ifrat ve tefritten uzak olmalıdır.
Şaka bir gönül alma ve karşısındaki insanın dilinin bağını çözme vasıtasıdır.
Şaka; küçüğü büyütmek için, büyüğün bir anlık küçülmesi halidir. Şaka; insanın kendisini bilmesinin, kendisine güvenmesinin bir tezahürüdür. Şaka; makam-ı mevki, şöhret; para, mal-mülk; ilim, ibadet, hayrat sahibi kimselerin putlaştırılmadığını gösteren bir istiğna halidir ve şaka; kaldırana yapılır, ondan anlamaya değil!
Şaka yaparken de doğru hak ve doğru söylenmelidir. Peygamberimiz (s.a.v.): “Şüphesiz ben de şaka yaparım. Fakat şaka yaparken de ancak gerçek olanı söylerim.” buyurmuştu.”
“Allah, şaka yaparken doğru söyleyen şakacıyı bundan dolayı sorumlu tutmaz.”
Latifeden güzel sonuç alınabilmesi için latifenin Latif olması gerekir. Şaka niçin yapılır? Hoş bir hava essin, eğlensin diye değil mi? Ama o sanatı yapama-yan insanın elinde şaka incitici, kalp kırıcı, darıltıcı olabilir. Fazla şaka, şaka yapılanın kalbini kurmakla kalmaz, şaka yapanında vakarını zedeler. Şakada ölçüyü kaçırmamak gerekir. Bazen ölçüsüzlük gayedeki hikmeti yok eder. Aşırı ve kırıcı şakalar hem hatırı kırar hem de gönül kırdırır.
“Kul şaka ile de olsa yalanı, doğru bile olsa mücadele ve münakaşayı terk etmedikçe tam inanmış bir mümin olmaz.”” Her hususta Hz. Peygamberi örnek alan ashab-ı kiram, kendi aralarında sevgi, saygı, ülfet ve ünsiyeti artırmak için şakalaşmışlardır. Tabiinden Muhammed İbniSirin’e sormuşlar: “-Hz. Peygamber’in ashabı da şaka yapar mıydı?” !bn-i Sirin: “Onlarda insandı” diye cevaplamıştır.
Hz. Peygamber (s.a.v.) hem çocuklarla hem de büyüklerle şakalaşırdı. Latife ve nüktelerin içinde hikmet düsturu olan cümleler, zarif manaları ifade eden konuşmalarda bulunur. Bunlardan ders çıkarılmalı, ibret alınmalı ve gerekli mesajlar çıkarılmalıdır. H. Atalay Görgü kuralları
Answers ( 3 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Yapmış olduğumuz şakalarda ölçülü davranmalıyız. O sınırı aşmamalıyız. Ne olursa olsun karşımızdaki insanın yaptığımız şaka ile sınırlarını zorlamamak gerekir. Aksi takdirde küskünlük, dargınlık meydana gelmektedir. Her konuda şaka yapmaktan sakınmalıyız. Özellikle karşımızdaki insanın hassas olduğu meselelerde şaka yapmaktan kaçınmamız gerekir.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Dini şakaya gülmek dinden çıkarır mı
Hocam kuzenimle oyun oynuyodum oyunda biri bize laf atmıştı kuzenim de haşa kes lan kes Allahını demisti bende gülmüstum sonra dediği şeyden dolayı rahatsız oldum bide ben de vesvese var o yüzden bunu kafama taktım ve dinden çıktım diye korkuyorum gülerken amacım haşa Allah la dalga geçmek değildi dinden çıkar mıyım
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Yukarıda da söylemiş olduğumuz gibi yapılan şakalara ve söylenen sözlerde ölçülü olmak gerekmektedir. Allah’ına deyip sonun da küfür ediyor ise bu kişinin tevbe etmesi gerekmektedir. Sizler de gülerken hâşâ Allah ile alay eder gibi gülmüş iseniz tevbe etmelisiniz. Fakat dediğim gibi kimsenin kimseye küfür etme hakkı yoktur. Hele Allah adını anıp o şekilde küfür etme hakkı hiç yoktur.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Haram vesilesiyle yapılan işler
Selamun aleykum hocam birkaç sorum olacaktı
1.sorum daha önceden haram para ile alınan kıyafeti giyip helal parayla alışveriş yaptığımızda aldığımız eşyada haram olur mu ?
2.sorum haram para harcadıktan sonra öğrenilen bilgiler yada kullanılan ücretsiz hizmetler haram olur mu? Yani haram para ile yemek yediğim için bunun sonrasındaki normalde haram olmayan şeyler haram olur mu ,Bu ücretsizler hizmetlerden yararlanabilir miyim ?
3.sorum Haram para ile dolmuşa binip bir yere gittiğimizde, orada yaptığımız işlere de(Örnek olarak işe gidip para kazanmak ) haram karışır mı ? Yoksa sadece bu parayı harcadığımız için mi günaha gireriz.