İslamda nişan bozulursa takılar kime verilir

Question

Bozulan nişan

Islamda nisan bozulursa takilar kime verilir

Selamünaleyküm. Bir buçuk ay önce erkek tarafı haksız olduğu halde nişanı attılar ve bohcalarini istediler (bilezik flan demediler). Nişanı kız tarafı olarak biz yapmıştık mekan flan tutmustuk bunun masrafı , eşya almıştık damadın üzerine bir kısmını ödemistik bunlari düşünerek ve o sinirle yalnızca alınan kıyafet yüzük saat gibi şeyleri gönderdik . Takılan 1bilezik ve 2 çeyreği masrafları ve ugradigimiz manevi hasarı düşünerek göndermedik . Aldığımız eşyaların senedi damadın üzerine olduğundan mağazayla görüştüğünde bize haber vermesini söyledik ama bize haber vermediler bu yüzden bilezik mevzusu hiç konusulmadi . Bende maddi manevi hasara ugratildigimdan benim hakkım olarak biliyordum bu yüzden karşı tarafla hiç iletişime geçme gereksinimi duymadım . Bu durumda ne yapmalıyım? Bileziği geri iade etmeliyim ? Masraflardan kaynaklı iki tarafta helallik mi almalı ? Onlar hiç bilezik istiyoruz demediklerinden üstünde durmadık açıkçası çünkü bizim masrafimizi anca karşılıyor diye düşündük ne yapmalı bu durumda acil yardimci olurmusunuz ?

CEVAP:

Selamünaleyküm.
Nişan bozulması üzücü bir durumdur ve bu durumda ne yapacağınızı bilememeniz normaldir. Size yardımcı olmak için buradayım.

Öncelikle şunu belirtmek isterim:

Nişan bozulmasında kusur erkek tarafındaysa, bohçalarda bulunan eşyalar ve takılar kıza kalır.
Nişan bozulmasında kusur her iki tarafta da ise, bohçalarda bulunan eşyalar ve takılar, iki taraf arasında eşit olarak paylaştırılır.
Sizin durumunuza baktığımızda:

Erkek tarafı haksız yere nişanı atmış ve bohçalarını istemiş.
Siz de nişan masraflarını ve aldığınız eşyaların bir kısmını ödemişsiniz.
Bu durumda, erkek tarafının bohçalarını geri istemesi haklı değildir.
Ayrıca, nişan masraflarını ve aldığınız eşyaların parasını da geri isteyebilirsiniz.
Bilezik ve çeyrekler ile ilgili:

Erkek tarafı bilezik ve çeyrekleri istememiş.
Siz de masraflarınızı ve manevi hasarı göz önünde bulundurarak göndermemişsiniz.
Bu durumda, bilezik ve çeyrekleri geri göndermeniz gerekmez.
Aldığınız eşyaların senedi damadın üzerine:

Aldığınız eşyaların senedi damadın üzerine olduğundan, mağazayla görüştüğünde size haber vermesini söylemişsiniz.
Ancak, size haber vermemiş.
Bu durumda, mağazayla tekrar iletişime geçip durumu açıklayabilirsiniz.
Eşyaların parasını geri alamazsanız, yasal yollara başvurabilirsiniz.
Manevi tazminat:

Nişan bozulmasından dolayı manevi olarak da zarar gördüğünüzü düşünüyorsanız, manevi tazminat talep edebilirsiniz.
Yapmanız gerekenler:

Erkek tarafıyla iletişime geçip, nişan masraflarını ve aldığınız eşyaların parasını geri istediğinizi bildirin.
Bilezik ve çeyrekleri geri göndermeyeceğinizi de açıklayın.
Eğer erkek tarafı kabul etmezse, yasal yollara başvurabilirsiniz.
Helalleşme:

Helalleşme, dini bir kavramdır ve kişinin kendi vicdanıyla alakalıdır.
Eğer siz karşı tarafla helalleşmek istiyorsanız, helalleşebilirsiniz.
Ancak, helalleşmek zorunda değilsiniz.
Sonuç olarak:

Nişan bozulması karmaşık bir durumdur ve her iki taraf için de zorluklar yaratabilir. Bu durumda, haklarınızı bilmeniz ve ona göre hareket etmeniz önemlidir.

Ayrıca, bir avukata danışarak da yasal haklarınızı öğrenebilirsiniz.

Umarım bu bilgiler yardımcı olmuştur.

Başka sorularınız olursa sormaktan çekinmeyin.

Allah yardımcınız olsun.

BENZER KONULAR:

Answers ( 2 )

    0
    2020-10-08T06:48:36+03:00
    This answer was edited.

    YouTube video

    NİŞAN BOZULURSA HEDİYELER İADE EDİLMELİ MİDİR? [ Birfetva – Nureddin YILDIZ ]

     

    Bozulan Nişanda Hediyelerin Durumu

    Nişan sırasında ve nişanlılık sürecinde erkek ve kız tarafının karşılıklı olarak birbirlerine çeşitli hediyeler özellikle de ziynet eşyası vermeleri her toplumda mevcut olan örf ve âdetlerdendir. Mesela Mısır’da “şebeke” denilen ziynet eşyalarından müteşekkil bir takının erkek tarafından kıza verilmesi nişan merasiminin neredeyse olmazsa olmaz formalitelerinden birisidir. Genellikle hediyenin çoğunu
    erkek tarafının vermesine rağmen Hint Yarımadası toplumlarında olduğu gibi kız tarafının erkeğe yüklü hediyeler verme durumları da vakidir. Hediyelerin cinsi, miktarı ve özellikleri içinde yaşanılan topluma, cârî olan örf ve âdete, aynı zamanda şahısların malî durumlarına bağlı olarak değişmektedir.

    Nişanın bozulması durumunda bu hediyelere ne olacağı konusunda birbirinden farklı görüşler ortaya konulmuştur.

    1. Bunlardan ilki, daha çok Hanefîler’e atfedilen görüştür. Buna göre, mehrin dışında hediye olarak verilen giyecek, yiyecek vb. şeylerin hükmü hibe’nin hükmü gibidir. Bunları veren kişinin, hibeden rücû hakkı 26 olduğu gibi, hediyeleri vermekten de rücû etmesi câizdir. Ancak hediyeler tüketilmişse ve ortada yoksa bu hibeden rücûun mânilerinden sayıldığı için hediyenin geri alınmasında da mani sayılmıştır.
    Kuveyt Medenî Kanunu’nun 7. maddesinde Hanefîler’in ileri sürdüğü bu görüşü benimsenerek “Bütün durumlarda şâyet hediyeler mevcut
    değilse geri verilmez” denilerek tüketilmiş, yok olmuş hediyelerin geri talep edilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Bazıları bu tip hediyelerin genellikle değeri az olan şeyler olduğunu, örfte iade edilmelerinin bulunmadığını ve bunları iade etmeyi ilzam etmenin güzel ahlâk ve cömertlikle bağdaşmayacağını da ileri sürmüşlerdir.

    Aynı şekilde Mısır mahkemeleri de 1956 yılına kadar bu prensibi uygulamışlardır.28 Ürdün Medenî Kanunu’nun 3. maddesinde de aynı görüş benimsenerek tarafların birbirlerine hediye yoluyla verdikleri eşyada hibe hükümlerinin geçerli olduğu hükmü konulmuştur. Lübnan Medenî Kanunu’nun 2. maddesi de aynı hükümleri içerir. Bu konuda Caferiler de prensip olarak Hanefiler ile aynı görüşte olmakla birlikte hediye eden tarafından evlilik şartına bağlı olarak verilmesi halinde helâk olmuş olsa da hediyelerin geri istenebileceği noktasında
    onlardan ayrılırlar.

    2. İkincisi, “nişanı hangi taraf bozarsa bozsun erkeğin verdiği şeylerin hepsini almaya hakkı vardır, verdiği şeyler mevcutsa aynen alır, değilse kıymetini alır” şeklindeki görüştür. Daha çok Şafiiler’e nispet edilen bu görüşte hediyenin daima erkek tarafından verildiği varsayımından hareketle hediyeler mehir hükmüne dahil edilmiştir. Burada, hediyelerin verilmesinin arkasındaki sebebin evlilik
    akdinin tamamlanması olduğu, akit de tamamlanmadığı için hediyeyi verenin bunu geri alabileceği düşüncesi yatmaktadır.31 Ama kız tarafı hediye vermişse onların da bu hediyeleri geri alabilecekleri anlaşılmaktadır.

    3. Üçüncü görüş Hanbelîler’e ve bir kısım tabiîn fakihlerine nispet edilen görüştür ki buna göre erkek verdiği hediyelerin hiç birisini geri alamaz. İster bu hediyeler mevcut olsun, isterse olmasın durum böyledir, çünkü bunlar hibe
    hükmündedir ve babanın çocuğuna ettiği hibe hariç, kabzdan sonra hibeden
    dönmek câiz değildir. Hem Hanbelîler hem de Hanefîler hediyeleri hibe hükmüne tabi tutmalarına rağmen, hibeden rücû konusundaki farklı görüşlerinden
    dolayı iki ayrı hükme ulaşmışlardır.

    4. Bu konuda diğer bir görüş ise, Hanefîler’in ve Hanbelîler’in görüşlerini te’lif eder mahiyettedir. Bu görüş teberru hibesi ile ivaz hibesini birbirinden ayırarak, nişanlının teberru hibesi olarak verdiği şeylerde rücû hakkı olmadığını ancak sevabını Allah’tan umacağı, yalnız ivaz hibesi olarak verdiği şeylerde ivaz yani karşılık almamış ise bundan dönülebileceğini ileri sürer.33 Yani nişan için verilen hediyelerde bir “ivaz” mânâsı olduğu, bunun zımnen evlilik şartı taşıdığı ileri sürülerek34 evlilik de gerçekleşmediği için bu tip hediyelerin geri alınabileceği
    ifade edilmiştir. Tabii olarak burada da nişanı kimin bozduğu meselesi gündeme gelmektedir. Nişan bozan erkeğin verdiği hediyeleri geri alamamasına karşılık, nişanı kızın bozması durumunda, erkek verdiği hediyeleri geri alabilmektedir.

    Nişanın bozulmasının her iki tarafın da elinde olmayan sebeplerden kaynaklanması halinde Hanbelîler’e göre hediyeler iade edilmemektedir. Meselâ, nişanlılardan birisinin vefâtı durumunda teslimi gerçekleşmiş hediyelerin geri verilmesi söz konusu değildir.

    5. Hediyelerin durumu konusunda ileri sürülen ve oldukça da benimsenip birçok ülkede tatbik edilen görüş ise, nişanı kimin bozduğunu dikkate alarak hüküm koyan görüştür. Daha çok Malikîler’in savunduğu bu görüşe göre, nişanı erkek bozmuş ise verdiği hediyeler mevcut olsa bile onları geri alamaz. Böylece nişanı bozulan kıza hem bunun üzüntüsü, hem de hediyeleri geri vermenin üzüntüsü ikisi birden yüklenmemiş olur. Nişanı kız bozmuş ise aldığı hediyeleri geri vermesi gerekir. Hediyeler mevcut ise aynını, tüketilmiş veya yok olmuş ise
    kıymetini verir. Tunus ve Fas medenî kanunları bunu esas alarak nişanın kız tarafından bozulması durumunda erkeğin verdiği hediyeleri geri alabileceğini, ancak nişanı kendisinin bozması durumunda alamayacağını belirtirler.

    Yalnız Malikîler’in bu görüşüne bir kayıt konularak, şâyet bu meselede belirleyici bir örf var ise veya bir şart konulmuş ise ona itibar edileceği belirtilmiştir.

    Bunu temel alan Kuveyt Medenî Kanunu’nun 5. maddesinde şöyle denilir:
    “Taraflardan birisi nişanı bozmuş ise ve bir şart veya örf mevcut değilse:
    a. Nişanın bozulması haklı bir sebebe dayanmıyorsa nişanı bozan verdiği hediyelerden bir şey geri alamaz.
    b. Nişanın bozulması haklı bir sebebe dayanıyorsa verdiklerini mevcutsa aynen alır, mevcut değilse kabz tarihindeki değerini alır.”
    Altıncı madde ise şöyle der:
    a. Şâyet nişan taraflardan birisinin sebep olmasıyla, her iki tarafın rızasıyla sona erdirilirse diğer tarafın bozması haklı kabul edilip 5. maddenin 2. fıkrası uygulanır. Değilse her iki taraf verdiklerini geri alır.
    b. Nişan vefât veya evlilik dışındaki arızî bir sebeple sona ererse hediyelerden
    hiçbir şey iâde edilmez.

    Malikîler’in bu konudaki görüşlerini nakleden günümüz araştırmacılarından Muhammed Muhyiddin Abdülhamid “Biz Malikîler’in görüşünü güzel, cömertlik tabiatına daha uygun ve faziletli ahlaka daha muvafık görmekteyiz.” diyerek bunları desteklemiştir.38 Aynı şekilde konuyla ilgili olarak değişik mezheplerin görüşlerini nakleden M. B. İsmail “benim görüşüme göre bu konuda doğruya en yakın olan Malikî mezhebidir.” diyerek benzer bir değerlendirmede bulunmuştur.
    ——————————-
    Yeni Türk Medenî Kanunu’nun ilgili 122. maddesinde ise şöyle denilir:
    “Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine
    veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler verenler tarafından geri istenilebilir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.”
    Bu görüş, yukarıda zikredilen görüşlerden en çok Şafiilerin görüşüne benzemektedir. Burada dikkat edilmesi gereken “alışılmışın dışındaki” ibaresidir. Kanunu’nun metninden “alışılmış” hediyelerin geri verilmeyebileceği anlaşılmaktadır.
    Buna göre, bunların neler olduğunun da mahallî örf ve âdetlere göre tespit
    edilebileceği söylenebilir
    —————————
    Nişanın Bozulmasının Hukukî ve Dinî/Ahlâkî Neticeleri (İslâm Hukuku ve Modern Hukuk Arasında bir Mukayese)
    Yrd. Doç. Dr. Şükrü Selim HAS

    En iyi cevap
    0
    2024-02-07T19:16:59+03:00

    Nişan Bozulduğunda Hediyelerin Durumu

    Nişan bozulması üzücü bir durumdur ve bu durumda hediyelerin kimde kalacağı konusu da kafa karıştırıcı olabilir.

    Farklı Mezheplerin Görüşleri:

    Hanefîler: Hediye olarak verilen giyecek, yiyecek vb. şeylerin geri alınabileceğini, ancak tüketilmişse geri alınamayacağını savunur.
    Şafiîler: Nişanı kim bozarsa bozsun, erkeğin verdiği hediyelerin hepsini geri alabileceğini savunur.
    Hanbelîler: Erkeğin verdiği hediyeleri geri alamayacağını savunur.
    Malikîler: Nişanı erkek bozarsa hediyeleri geri alamaz, kız bozarsa geri verir.
    Türk Medeni Kanunu:

    Türk Medeni Kanunu’nun 122. maddesine göre, nişan evlilik dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler verenler tarafından geri istenilebilir.

    Alışılmışın Dışındaki Hediyeler:

    Alışılmışın dışındaki hediyeler, örf ve âdete göre değerli kabul edilen ve geri istenmesi olağan karşılanan hediyelerdir. Örneğin, altın, takı, ev eşyası gibi. Alışılmış hediyeler ise, örf ve âdete göre geri istenmesi olağan karşılanmayan hediyelerdir. Örneğin, çiçek, çikolata, kitap gibi.

    Sonuç:

    Nişan bozulduğunda hediyelerin kimde kalacağı, nişanı kimin bozduğuna, verilen hediyelerin türüne ve örf ve âdete göre değişir. Hediyelerin geri istenmesi halinde, yasal yollara başvurulabilir.

    Tavsiye:

    Nişan yapmadan önce, nişan bozulması halinde hediyelerin durumuna ilişkin bir yazılı anlaşma yapmak faydalı olabilir.

Cevapla