Paylaş
islamda tevazu ve alçak gönüllülük
Question
TEVAZU VE ALÇAK GÖNÜLLLÜLÜK
Tevazu ve alçak gönüllülük nedir?
Müslümanın hasletlerinden birisi de, tevazu sahibi olmasıdır. Sözlükte “alçak gönüllü olmak” anlamına gelen tevazu, ahlak kavramı olarak “kişinin nefsini Hakk’ın huzurunda kulluk mevkiine koyması, insanlara karşı kibirli ve gururlu olmaması” anlamına gelmektedir.(1)
Sevgili Peygamberimizin hayatı hep tevazu örnekleriyle doludur.O kibirden çok uzak bir hayat yaşadı.Aişe annemizin ifadesiyle Allah Rasülü(as) evinde ailesine yardım ederdi.(2)Kendisine arkadaşlarının “efendim” demelerine karşı “bana efendim demeyiniz” derdi.(3)Cariye bile olsa yardım isteyeni geri çevirmezdi.(4) Mescid yapımında diğer insanlar bir kerpiç taşırken O iki kerpiç taşımıştı. Hendek kazımında açlıktan herkes karnına bir taş bağlarken O iki taş bağlamış , öyle çalışmıştı.(5)Kendisi Peygamber olmasına rağmen Hz Ömer umreye giderken “Ey Ömer duana bizi de ortak et” diyerek tevazudaki çıtayı belirlemişti.
Alçak gönüllülüğün karşıtı da kibirliliktir. Allah (cc) bu davranışı yasaklar ve şöyle buyurur:Kibirlenip insanlardan yüzünü çevirme. Yeryüzünde çalımla yürüme. Çünkü; Allah övünenlerin hiçbirini sevmez.(6)Tevazu, kişiyi Allah’a yaklaştırırken kibir de bir o kadar uzaklaşmasına sebep olur.
Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurur:Size cehennemlikleri haber vereyim mi Onlar katı yürekli , kibirli , hilekar ve büyüklük taslayan kimselerdir.(7)Kişinin kendinden büyüğüne karşı büyüklenmesi , haddini bilmemektir.Kendi emsaline karşı büyüklenmesi , edepsizliktir.Kendinden aşağıdakilere karşı büyüklenmesi de acizlik alametidir.Dolayısıyla kibirlenmenin meşru olduğu hiçbir ortam ve yer yoktur.
Tevazu sahibi olmanın işaretleri vardır.Bunlar:Karşılaştığı kimseye önce selam vermek, insanların gerisinde olmaya razı olmak , riya ve gösterişten hoşlanmamak, başkalarını ziyaret etmekten hoşlanmak, eziyetlere ve hakaretlere sabretmektir.
O halde muhterem müslümanlar, mütavazi olarak hem Allah’ın sevgisine mazhar olalım, hem de insanlar tarafından sevilelim.Çünkü; alçakgönüllü insanları Rabbimiz diğer insanlara sevdirir.
Bu manaya işaret eden bir hadisi şerifle bitiriyorum: Kim tevazu gösterirse Allah onu yüceltir,kim kibirlenirse Allah onu alçaltır.”(8)
————————
1 Diy.İşl.Bşk. Dini Kavramlar Sözlüğü
2 Riyazüssalihin 606.hadis
3 EbuDavud Edeb10
4 İbn Mace Sünen zühd 16 2/1398
5 İbn Mace Etime30
6 Lokman18
7 Buhari Sureti Nun ve l Kalem1
8 Kenzül Ummal 3/113
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Arapça’da “tawadu” veya “hushu” olarak bilinen alçakgönüllülüğe İslam’da çok değer verilir ve teşvik edilir. Kendi sınırlarını tanımayı, Allah’ın büyüklüğünü ve kudretini tanımayı, başkalarına karşı saygılı ve alçakgönüllü davranmayı içeren bir karakter özelliğidir. İslam’da alçakgönüllülüğün bazı temel yönleri şunlardır:
Allah’ın Büyüklüğünün Tanınması: İslam, Allah’ın nihai güç, bilgi ve otorite kaynağı olduğunu öğretir. Müminler, Allah’ın büyüklüğü karşısında derin bir huşu ve tevazu duygusuna sahip olmaya teşvik edilirler. Bu tanıma, bireylerin kendi önemsizliklerini anlamalarına yardımcı olur ve alçakgönüllü bir tavrı teşvik eder.
Allah’ın İradesine Teslimiyet: İslam’da tevazu, Allah’ın iradesine teslim olmayı ve O’nun hükmünü gönül rahatlığıyla kabul etmeyi içerir. Müslümanlar, her şeyin Allah’ın planına göre gerçekleştiğine inanırlar ve tevazu göstermek, hayatımızın her alanında nihai olarak O’na bağımlı olduğumuzu kabul etmeyi gerektirir.
Davranış ve Görünüşte Tevazu: İslam, müminleri davranışlarında, konuşmalarında ve görünüşlerinde tevazu göstermeye teşvik eder. Alçakgönüllülük, başkalarıyla etkileşimlerde kendine hakim olma, edep ve alçakgönüllülük duygusunu yansıttığı için alçakgönüllülüğün bir tezahürüdür.
Kusurlarını Bilmek ve Kendini Geliştirmek: İslam’da alçakgönüllülük aynı zamanda kişinin kendi zayıflıklarını, kusurlarını ve hatalarını kabul etmesini gerektirir. Müslümanlar, kendi üzerinde düşünmeye, eksikliklerini fark etmeye ve kişisel gelişim ve kişisel gelişim için çaba göstermeye teşvik edilir.
Başkalarına Nezaket ve Saygıyla Davranmak: Alçakgönüllülük, başkalarına nezaket, saygı ve şefkatle davranmayı içerir. İslam, sosyal statüleri, servetleri veya konumları ne olursa olsun, diğer insanlarla etkileşimlerde alçakgönüllü olmanın önemini vurgular.
Kibirden ve Kendini Övmekten Kaçınmak: İslam, alçakgönüllülüğe aykırı nitelikler olarak görüldüğü için kibir ve kendini yüceltmeyi caydırır. Müslümanlara övünmekten, başkalarını küçük düşürmekten veya gereksiz takdir ve övgü aramaktan kaçınmaları tavsiye edilir.
Tüm İnsanlığın Eşitliğini Tanımak: İslam, tüm bireylerin Allah katında eşitliğini vurgular. Sosyal, ekonomik, eğitim durumu ne olursa olsun tüm müminler Allah ile olan ilişkilerinde eşittirler. Alçakgönüllülük, sosyal konumları ne olursa olsun başkalarına adalet, haysiyet ve empati ile davranmayı gerektirir.
Alçakgönüllülük, İslam’da manevi büyümeyi destekleyen, ilişkileri güçlendiren ve şükran ve memnuniyet duygusunu besleyen bir erdem olarak görülür. Müslümanlar tevazu göstererek Allah’a yakınlaşmaya, insanlarla uyumlu ilişkiler kurmaya, dengeli ve erdemli bir yaşam sürmeye çalışırlar.