Paylaş
İslamda tevekkül nedir
Question
Çalışmakla Tevekkülün Arasını Bulmak
SORU: Çalışmayıp rızkı beklemek tevekkül müdür?
CEVAP: Rivayetlere göre bir adam devesini başıboş bıraktı ve ‘Ben Allah’a tevekkül ettim” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a) ona dedi ki: “Bağla da öyle tevekkül et.” Yani deveni sağlam bir iple bağla ki bir yerlere gidip kaybolmasın, ondan sonra da Allah’a tevekkül et.
Fakihler, âlimler, bu hadisi tevekkülün son hududunu çizen bir delil olarak görüyorlar. İslâm’da tevekkül bütün sebepleri terketmek demek değildir. Veya tevekkül, kişinin işi ve ihtiyatı ihmal edip, insanı hedefine götüren vesileleri terketmek demek değildir. Aksine tevekkül insanın bütün gayretini ve cehdini kullanması sonra işi Allah’a havale etmesidir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruluyor:
Eğer mü’minler iseniz ancak Allah’a güvenin. (Maide/23) bilmelisiniz ki Allah’ı bırakıp da taptıklarınız, size rızık veremezler. O halde rızkı Allah katında arayın… (Ankebut/17)
Burada Kur’an-ı Kerim imana işaret etmiştir. İman ise bir akide, azim ve yakindir. Bir yol üzerinde sebat etmek demektir. Yine Kur’an rızık aramaktan bahseder. Onu aramak onu talep etmek demektir. Talep de çalışmayı gerektirir. Talepten sonra da Allah’ın inayet ve koruması gelir.
Rasûlullah şöyle buyuruyor:
Siz gerçek manada tevekkül etmiş olsaydınız, Allah kuşların rızkını verdiği gibi sizin de rızkınızı verirdi. Onlar aç olarak yuvalarından çıkarlar, tok olarak yuvalarına dönerler.
Bu hadisten bir ders çıkarmak mü’mine vacibtir. Kuş yuvasında durmuyor; sabah çıkıyor, karnı bomboş, aç olarak, sonra geziyor, dolaşıyor, akşamleyin karnı dolu ve tok olarak dönüyor.
imam Gazâlî Ihya-ı Ulumu’d-Dîn isimli eserinde şöyle söylüyor:
Zannediliyor ki tevekkül çalışmamak demektir. Bu cahillerin anladığı manada bir tevekküldür. Şeriatta böyle bir tevekkül haramdır. Şeriat tevekkül edeni övmüştür. Öyle ise, dinin sakıncalı gördüğü bir şeyle, dinin yüce bir makamına çıkılır mı?
Ve yine şöyle diyor:
Eğer ekmek veya yemeğin dışında Allah’ın seni başka bir şeyle doyurmasını temenni edersen veya ekmeğin sana kendiliğinden gelmesini bekliyorsan, veya bir meleğin ekmeği sana çiğneterek midene vasıl olmasını bekliyorsan, Allah’ın koymuş olduğu sünnetini inkar etmiş olursun. Yine tarlayı sürmeden, tohum atmadan, ekin beklemek beyhudedir. Bunların hepsi birer deliliktir.
Hz. Ömer b. Hattab diyor ki:
Sizden hiç kimse rızık talebinde ihmalkarlık yapmasın. Yine herkes bilsin ki gökten ne altın ne de gümüş yağar.
Kur’an-ı Kerim çalışmak hakkında şöyle buyuruyor:
Deki: “(Yapacağınızı) yapın! Amelinizi Allah da Rasûl’ü de mü’minler de görecektir.” (Tevbe/105)
Kim zerre miktarı şer işlemişse onu görür. (Zilzal/7-8)
Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur. Ve çalışması da ileride görülecektir. Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir. (Necm/39-41)
Answer ( 1 )
İslam’da tevekkül, Allah’a güvenmek, ona teslim olmak ve her şeyin O’nun takdiriyle olduğuna inanmak anlamına gelir. Ancak tevekkül, bir pasiflik veya tembellik anlamına gelmez. Tam tersine, tevekkül, insanın üzerine düşeni yapması ve ardından Allah’a güvenmesidir. Yani bir kişi, Allah’ın yardımı ve takdiri olmadan hiçbir şeyin gerçekleşmeyeceğini bilerek, elinden geleni yapar ve sonuçları Allah’a bırakır.
Tevekkülün Temel Anlamı
İslam’daki tevekkül, bir yandan Allah’ın her şeye güç yetirdiğine inanmayı, diğer yandan insanların sorumluluklarını yerine getirmesini gerektirir. Hadislerde ve Kur’an’da Allah, insanlara çalışmayı ve gayret göstermeyi emrederken, aynı zamanda her şeyin nihai olarak Allah’a ait olduğuna işaret eder.
Kur’an-ı Kerim’de, “Sen yalnızca bir uyarıcısın. Her şeyin sonu Allah’a varır.” (Rad, 11) ayeti buna örnek verilebilir. Bu ayet, insanın bir şeylere ulaşmak için çalışması gerektiğini, ama sonuçların Allah’a bağlı olduğunu vurgular.
Çalışmak ve Tevekkülün Arasındaki İdeal Denge
Çalışmak ve tevekkül arasında bir denge kurmak, İslam’da çok önemli bir prensiptir. Bir tarafta, insanın en iyi şekilde çaba göstermesi, gayret içinde olması gerektiği vurgulanır; diğer tarafta ise tüm bu çabaların sonunun Allah’ın takdirine bağlı olduğu hatırlatılır.
Çalışmanın önemi, İslam’da çok açıktır. Peygamber Efendimiz (sav), “Kim bir işin peşinden koşarken, kazanmak için gayret gösterirse, Allah ona yardım eder.” (Buhari, Rikak) buyurmuştur. Bu hadis, insanın emeğini esirgememesi gerektiğini gösterir.
Ancak aynı zamanda, bir kişi çok çalıştığı halde istediği sonucu alamadığında, bunun Allah’ın takdiri olduğunu kabul etmesi gerekir. Tevekkül, çaba gösterdikten sonra kişinin elde ettiği sonuçları Allah’ın iradesine bırakabilmesidir. Kişi, başarısızlık ya da zorluklar karşısında yılmamalı ve Allah’a güvenmelidir.
Çalışmak ve Tevekkül Arasındaki Yanlış Anlamalar
Bazen insanlar tevekkülü, sadece dua etmek ve hiçbir çaba harcamamak olarak anlayabilirler. Ancak bu, doğru bir yaklaşım değildir. İslam, hem gayret etmeyi hem de Allah’a güvenmeyi aynı anda öğütler.
Mesela, bir kişi iş bulmak istiyorsa, sadece dua etmekle yetinmemeli, iş başvuruları yapmalı, yeteneklerini geliştirmeli, doğru adımları atmalıdır. Ancak sonunda işe girip girmemek Allah’ın iradesine bağlıdır.
Hadislerden İpuçları:
“Kim sabah kalkıp Allah’a tevekkül ederek işe başlarsa, Allah ona yeter.” (Tirmizi)
“Tevekkül, Allah’a güvenmek, sonra gerekli olan tüm sebepleri yerine getirmektir.” (İbn Kayyim)
Sonuç
Tevekkül, sadece bir bekleyiş değil, aynı zamanda aktif bir teslimiyet ve gayretle desteklenen bir güven duygusudur. İslam’da tevekkül, insanın çalışmasını ve çabalarını gösterdikten sonra Allah’a güvenerek sonuçları O’na bırakmasını ifade eder. Bu dengeyi sağlamak, hem iç huzur hem de maddi ve manevi başarı için gereklidir.