İslâm’da Ticaret Ahlakı Nasıldır ?

Question

İslam’da Ticaret Ahlakı

Islamda Ticaret Ahlaki Nasildir

Muhterem Müslümanlar! İslâm’da ibadetler yalnızca namaz, oruç ve zekat gibi emirlerle sınırlı değildir. Kazancını helâl dairede elde etmek, İslâmî prensiplere uygun olarak ticaret yapmak da geniş anlamda ibadet sayılır. Müslümanın, helâl, dürüst, faydalı ve güven içerisinde meşrû bir ticaret ve alış veriş yapabilmek için İslamın ticaret ahlâkını öğrenmesi şarttır: Satan kişi, dürüstlüğü ve doğruluğuyla ile müşteriye güven vermelidir. Resûlullah, (s.a.s.) doğru sözlü ve güvenilir tüccarı, “Doğru sözlü ve güvenilir tüccar (ahirette) peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraber bulunacaktır. hadisiyle övmüştür. Nitekim bir gün Peygamberimiz (s.a.s.) pazarı dolaşırken, tahıl satan birisinin yanına gelmiş, elini buğday yığınına daldırmış, altının ıslak olduğunu görünce sormuş: “Nedir bu?” Satıcı: “Yağmur yağmıştı, ondan dolayı ıslandı.” diye cevap verince; Resûlullah: “Niçin o ıslak tarafı halkın görebilmesi için üste getirmedin?” diye sert bir şekilde mukabelede bulunduktan sonra: “Bizi aldatan bizden değildir  ikazını yapmış ve; “Kusurlu bir malı, ayıbını söylemeden satmak, bir Müslüman’a helâl olmaz. buyurmuşlardır.

Değerli  Müslümanlar! Alış-veriş maksadıyla yalan söylemek, yalan yere yemin etmek, Allah’ın yüce isimlerini O’nun haram kıldığı hususlarda kullanmak, menfaat için insanları, “vallahi, billahi ve tallahi… vs.” diyerek, “Allah (ın adı) ile aldatmak”4, daha sonra yaptıkları, “yeminlerini az bir bedele satmak…” büyük günahlardandır. “Kıyâmet gününde Yüce Allah bunlarla konuşmayacak, yüzlerine rahmet nazarıyla bakmayacak, onları temize çıkarmayacaktır. Ve onlar için çok acıklı bir azap olacaktır.” Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.) de bir hadislerinde; “Üç kişi vardır ki, kıyamet gününde Allah onlarla konuşmayacak, onlara (rahmet nazarıyla) bakmayacak, onları tezkiye de etmeyecektir. Onlar için elim bir azap vardır.”  Bunlar: Elbisesini kibirle yerlerde sürüyen, yaptığı iyiliği başa kakan ve yalan yere yemin ederek, ticaret malını fahiş bir fiyatla satmaya çalışanlardır. buyurmuşlardır.

Aziz Müslümanlar! Milletlerin çöküş ve yıkılışlarına sebeb olan ahlâksızlıklardan biri de ölçü ve tartıda haksızlık yapmaktır. Nitekim Kur’an-ı Kerim, Hz. Şuayb’ın peygamber olarak gönderildiği “Medyen-Eyke” halklarını helake götüren sebeplerden biri olarak, ölçü ve tartıda hile yapmalarını göstererek bizleri uyarmıştır. İslâmiyet, karaborsayı yasakladığı gibi, fiyatların sun’î olarak yükselmesine sebep olmayı da yasaklamıştır. Hz. Peygamber (s.a.s.), şehre dışarıdan mal getirenlerin yolda karşılanarak, ellerindekinin ucuza satılmasını menetmiş; böylelikle üretici ve tüketicilerin zarar görmelerini önlemiştir. Peygamberimiz (s.a.s.) “Şehirli, köylü adına satış yapmasın. İnsanları kendi hâllerine bırakın, Allah onları birbirlerinden rızıklandırır. ” buyurmuşlardır. Muhterem Müslümanlar! Müslüman, Kur’an-ı Kerim’de geçmiş milletlerin çöküş ve yıkılış sebebleri sayılan  haksız kazançtan sakınmalı, ticarette  ahlâklı olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, Ticari dengeleri bozmak, ölçü ve tartıda hile yapmak, haksız kazanç ve rant sağlamak, müşteriyi aldatmak, zenginlik gücünü kötüye kullanmak,  hak ettiğinden daha fazlasını kazanmaya çalışmak, işçilerinin haklarını tam ve zamanında ödememek ve müşterilerine de fahiş fiyattan mal satmak, alış-veriş ilişkilerinde dürüst olmamak, yanıltıcı ve aldatıcı reklam kampanyalarını yapmak, sözünden durmamak, ekonomik gücünü bir baskı ve zulüm aracı olarak kullanmak   Yüce Allah’ın rızasından uzaklaştıran yasaklar, toplumu birbirine düşman eden sebeplerdendir. Öyle ise müslüman tüccar, her şeyiyle emniyet ve güven veren kişi olmalıdır.

BENZER KONULAR:

Cevapla