Paylaş
İslamın fakirlik ölçüsü
Question
İslâm Ve Fakirlik Problemi
SORU: İslâm’ın »fakirliği teşvik ettiği doğru mudur?
CEVAP: İslâm, faziletli ve kuvvetli bir toplum oluşturmaya çalışır. Hayır yollarına, güzelliklere, iyiliklere, barış ve emniyet içinde olmaya teşvik eder. Her şeye karşı hazır olmayı, mal biriktirmeyi, düşmanın silahıyla silahlanmayı da tavsiye eder. Kur’an’da şöyle deniliyor.
Ey Peygamber! Temiz olan şeylerden yeyin, güzel işler yapın… (Mü’minun/51)
Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet…hazırlayın. (Enfal/60)
Bundandır ki İslâm, fakirliği bir ayıp saymış, ondan kurtulmak gerektiğini beyan etmiştir. Hadis-i şerifte “Eğer fakirlik bir adam olsa idi onu öldürürdüm” buyrulmuştur.
Hz. Peygamber (s.a) şöyle dua etmiştir:
Allahım! Küfürden ve fakirlikten sana sığınırım, kabir azabından da sana sığınırım. Senden başka ilah yoktur.
Bir sahabisine şöyle diyor:
Varislerini zengin bırakman, onları fakir ve halka muhtaç bırakmandan daha iyidir.
İslâm, şerefli bir zenginliği ve temiz bir geçimi güzelliklerden saymış, müslümanın onunla müzeyyen olmasını dilemiştir. Bundandır ki Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın fazlını aramak, yeryüzünde güzel kazanç elde etmek teşvik edilmiştir. Rasûlullah (s.a) “Güzel mal, güzel adama ne iyi yakışır” buyuruyor ve yine, “Şüphesiz ki Allah (c.c) takva sahibi, muttaki, zengin ve gösterişsiz kulunu sever” diyor.
Yine Hz. Peygamber’in (s.a) şöyle dua ettiğini görüyoruz: Allahım! senden iffet ve zenginlik istiyorum.
Eğer zenginlik kötü bir şey olsa idi, Allah Rasûlü onu rabbinden istemezdi. Kur’an-ı Kerim’de fakirliğin kaldırılması Allah (c.c) tarafından büyük bir nimet sayılmış, Allah onunla, Peygamberi’ne minnette bulunarak şöyle demiştir:
O, seni yetim bulup barındırmadı mı? Şaşırmış bulup da yol göstermedi mi? Seni fakir bulup zengin etmedi mi? (Duha/6-8)
Rasûlullah insanın malını koruması hususunda şöyle diyor: Kim malının müdafaasını yaparken öldürülürse o şehittir.
İslâm’da fakirliği teşvik eden bazı naslar ve kaidelerin varlığından yine bu naslarla, faziletli zenginliği ve genişliği öven naslar arasında çelişki olduğndan bahsediyorlar. Bunu şöyle değerlendirebiliriz: Görüyoruz ki bazı insanlar işe girmek istiyorlar iş bulamıyorlar, veya işleri bozuluyor veya hasbel kader başlarına bela ve musibetler gelip malları ve servetleri yok olup gidiyor. İşte burada bu naslar imdada yetişir, o kişileri sabretmeye, imkanlar el verince bir an önce fakirlikten kurtulmaya teşvik eder.
İslâm, fakirliği teşvik etmiyor. Ancak mal biriktirip de paylaşmayı bilmeyen stokçulara karşı bir hudut tayin etmiştir. İşte İslâm bu tür insanlara toplamada letafeti ve az mal toplamayı, onun hakkını vermeyi, onun mesuliyetini yerine getirmeyi emrediyor. Bu İslâm’ın fakirliği şiar edindiği, müslümanlara tavsiye ettiği anlamına gelmez. Eğer öyle olsa idi müslümanlar zayıf ve zavallı olurlardı. İslâm, müslümanların kuvvetli ve faziletli olmasını ister:
Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsamz, üstün gelecek olan sizsiniz. (Âl-i İmran/139)
Benzeri konular:
Answer ( 1 )
Hayır, İslam fakirliği teşvik etmez. İslam, insanların maddi ve manevi açıdan dengeli bir hayat sürmesini öğütler ve fakirliği bir yaşam tarzı olarak benimsemez. Ancak İslam, zenginliğin de aşırıya kaçmaması gerektiğini ve zenginliğin bir nimet olarak, insanlara yardım etmek ve toplumda adaletin sağlanması için kullanılmasını öğütler.
Fakirlik Kavramı ve İslam’daki Yeri
İslam, fakirlik ve zenginlik gibi sosyal durumları, insanların hayatlarına bir sınav olarak görür. Fakirlik, İslam’da bir insanın değerini belirleyen bir olgu değildir. İnsan, servetinin veya fakirliğinin ölçüsüne göre değil, imanına, takvasına, ahlâkına ve amellerine göre değerlendirilir. İslam’da zenginlik ve fakirlik, insanların sabrını ve şükürünü test etmek amacıyla birer sınav olarak görülür.
İslam’da Fakirlik ve Zenginlik Arasındaki Denge
İslam’da fakirlik ve zenginlik arasında bir denge sağlanması gerektiği vurgulanır. Fakirlik, bir insanın yaşamını sürdürmesi için yeterli maddi imkânlara sahip olmaması durumu olarak tanımlanabilir. İslam, fakirliği bir “toplumsal problem” olarak kabul eder ve bu durumu çözmek için zekât, sadaka ve diğer yardımlaşma mekanizmalarını teşvik eder. Ayrıca, toplumda herkesin ihtiyaçlarının karşılanması ve herkesin onurlu bir yaşam sürmesi gerektiği öğretilir.
İslam’da Fakirlikte Sabır ve Zenginlikte Şükür
İslam, fakirlik durumunda olanların sabırlı olmalarını, zenginlerin ise sahip oldukları servetle şükretmelerini ve bu serveti ihtiyaç sahipleriyle paylaşmalarını ister. Fakirlik, sabrı ve takvayı artıran bir durum olarak ele alınırken, zenginlik de bir nimet olarak, bu nimetin başkalarına fayda sağlaması için harcanmalıdır.
Örneğin, Kur’an’da şöyle buyrulmaktadır:
“Ve malda, gönül alıcılar için bir hak vardır.” (Zariyat Suresi, 19)
“Sadakalar ancak, fakirlere, yoksullara, sadaka işlerinde çalışanlara, kalbi ısındırılacak kimselere, kölelere, borçlulara, Allah yolunda mücadele edenlere ve yolcuya verilir.” (Tevbe Suresi, 60)
Bu ayetlerde, fakirlerin ve yoksulların desteklenmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Ancak bu, fakirliğin teşvik edilmesi anlamına gelmez; aksine, fakirliğin ortadan kaldırılması ve toplumda adaletin sağlanması için bir çağrıdır.
Sonuç
İslam, fakirliği teşvik etmez, ancak fakirliği ortadan kaldırmak, sosyal adaleti sağlamak ve yoksullara yardım etmek için çeşitli araçlar sunar. Fakirlik, bir kader veya doğal bir durum olarak kabul edilmez, aksine, toplumun zengin üyelerinin sorumluluğu, bu durumu düzeltmek için gereken yardımları yapmaktır.