Paylaş
İslamiyette yardımlaşma
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
- Yardımlaşma nedir? Dinimizin yardımlaşmaya verdiği önemBirisine yardim edeceksek başbaşayken mi vermeliyiz?Yoksa çantasına mı koymalıyız.(haberi olmadan)
Yardımlaşma nasıl yapılır?
Sadaka gizli de açık da verilebilir. En faziletlisi başbaşa vermektir, milletin içinde vermek fakiri mahcup edebilir ama hep gizli verin anlamında değildir, bazen açıktan verip millete örnek olmak lazım.
YARDIMLAŞMA HAKKINDA BİLGİ
DÜŞKÜNLERE NASIL YARDIM EDİLİR
İslam Dini fertler arasında yardımlaşma ve dayanışmayı emretmiştir. Yüce Allah’a teslim olan ve onun bütün emirlerini yerine getirmekle yükümlü olan Müslüman, Cenabı Hakkın yardımlaşma ile alakalı emirlerini, kendi gücü nispetinde yerine getirmek durumundadır. Çünkü bizler, kelime manası emniyet, esenlik, barış, selamet ve huzur olan bir dinin mensuplarıyız. Yine “komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.” diyen bir peygamberin ümmetiyiz.
Müslüman sadece kendi nefsini düşünen değil, daima çevresini, akrabalarını, komşularını görüp gözeten, varsa ihtiyaçlarını araştırıp tespit eden ve karşılayan bir zihniyete sahip olmalıdır. Büyük geçim sıkıntısı çeken, yoksulluk sebebiyle mutluluk ve huzuru yitirmiş yahut yaşlılık ve özürlülük gibi nedenlerle çalışma gücü bulunmayan düşkünler, toplumda yardım edilmesi ve ilgi gösterilmesi gereken kişilerdir.İslam’ın özelliklerinden biri de toplumsal hayata önem veren bir din olmasıdır. Peygamberimizin ifadesiyle İslam toplumunda Mü’minin mü’mine bağlılığı, taşları birbirine kenetli sağlam bir bina gibidir. Böyle bir toplumda, hiçbir kimse aç ve açıkta kalmaz, düşkünler de güvence altındadır. Düşkünlere yardım etmek, İslam kardeşliğinin bir gereği ve gerçek mü’minin özelliklerindendir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır; “Müslüman müslüman’ın kardeşidir. Ona zulm etmez, onu yalnız bırakmaz. Bir kimse müslüman kardeşinin ihtiyacını karşılarsa, Allah da ona yardım eder. Bir kimse bir müslüman’ın sıkıntısını giderirse, Allah da kıyamet günü onun sıkıntılarından birisini giderir. Bir kimse din kardeşinin ayıbını örterse. Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter,”
Diğer bir hadis-i şerifte Rasulullah Efendimiz:”Fukarayı arayın, görüp gözetin. Siz ancak fakirlerinize yardım sayesinde yardım görür ve rızıklanırsınız.” buyurmaktadır.
Şanlı tarihimiz kahramanlıklarla dolu olduğu kadar, düşkünlere kol kanat geren ecdadımızın eşsiz örnekleriyle doludur. Bu ülkenin evlatları olarak bizler bu hususta kendini sorumlu addeden bütün kurum, kuruluş ve şahsiyetler, topyekün birlik olup el ele vererek sıkıntılarımızı tespit edip, bunları mükemmel bir din kardeşliğinin bilinciyle çözmeliyiz. Bu konuda bize en güzel örnek asr-ı saadet döneminde Mekkeli Müslümanlarla Medineli Müslümanlar arasında gerçekleştirilen Ensar-Muhacir kardeşliğidir. Bizlerde de onlardaki gibi paylaşma, destek olma ve kaynaşma şuuru hasıl olduğu an, bütün sorunlarımız son bulacaktır.
Unutmamalıyız ki, maddi çıkarlar üzerine kurulmayıp yalnız Allah rızası için tesis edilen dostluk, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma, fertlerin dünya ve ahirette mutlu olmalarına vesile olacaktır. Bunu da bizlere en güzel şekilde sağlayacak olan aziz dinimiz İslamiyet’in eşsiz düsturlarıdır.Yüce Allah şöyle buyuruyor; “Onlar bollukta ve darlıkta (acize, yetime, fakire ve darda olana) yardım ederler. Öfkelerini yenerler ve insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever”
Answers ( 2 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Yardımla yoksullar korunmuş olur. Yardım yapanla yapılan arasında sevgi ve kaynaşma meydana gelir. Kinler, hasetler, düşmanlıklar yok olur. Yardımlaşmanın yaygın olduğu toplumlarda dostluk duyguları güçlenir. Kardeşlikler daha da sağlamlaşır. Yardımlaşmaya en iyi örnek hicret esnasında Medineli müslümanlardır. Bu yüzden “ensar” ismini almışlardır. Yardım eden manasında. Bizler yardıma muhtaç olan müslümanlara elimizden geldiğince yardım etmekle görevliyiz. Tabi bunu yaparken de adeta insanlar gözüne sokarak, minnet ve rencide ederek değil. Elimizden geldiğince gizliden yardım etmeliyiz. Düsturumuz şu olmalıdır: “Allah bilsin yeter.”
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İnsan fıtratında mevcut olan yardımlaşma hissi, şüphesiz ki insanlık tarihi kadar eskidir. “Yardımda bulunma, cömertlik, iyilik etme” gibi davranışlar insani bir olgudur.
Yardımlaşmada dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan birisi de yardımın gizlice yapılmasıdır. Kuranı Kerimde “Sadakaları açıkta verirseniz o ne iyi; fakat gizleyip de fakirlere verirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. O, günahlarınızdan bir kısmını bağışlar.” (Bakara 271) buyrulmaktadır.
İslam alimleri bu ayetten hareketle farz ve nafile sadakaların gizli ve açık olarak verilmesi ile ilgili farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Müfessirlerin çoğunluğuna göre zekat gibi farz olan sadakaların aleni olarak verilmesi, nafile olan sadakaların ise gizli verilmesi daha hayırlıdır. Bazı alimler de farz veya nafile olsun bütün sadakalarda gizliliğin daha hayırlı olduğunu söylemişlerdir.
“Sadakaların gizliliğinin faziletine binaen, İslam büyüklerinde sadakalarını verecekleri fakire bile bildirmemeğe çalışan bir çok zatlar gelip geçmiştir. Kimi, sessiz sedasız bir âmânın eline bırakır. Kimi, fakirin geçeceği veya oturacağı yere, göreceği biçimde kor ve fakat kendini göstermez. Kimi, fakir uyurken elbisesine bağlar. Kimisi de başkasının aracılığı ile fakire ulaştırırdı ki hepsinden maksat riyadan, süm’adan ve minnetten sakınmaktır.”
Yine sadakaların gizliliği ile ilgili Hz. Peygamber’in meşhur bir hadisinde de bu konu şu şekilde geçmektedir: “Kıyamet gününde Allah’ın gölgesinden başka hiç bir gölgenin bulunmayacağı o günde Allah şu yedi kişiyi kendi gölgesinde gölgelendirecektir ki bunlardan birisi de: Bir sadaka verip de sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyen adamdır. ”