Paylaş
İsra suresi hakkında bilgi
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
İsra suresi ile ilgili kısa bilgi
Kuranda 17. sure olan İsra suresi ile ilgili bilgiler kısaca
İsra suresi, ismini içinde geçen ilk ayetteki “isra” kelimesinden almıştır. isra kelimesinin türkçe anlamı ise geceleyin yürümektir. Bu surenin bir diğer ismi ise “ beni israil suresi”. İsra suresi 111 tane ayetten oluşmuştur. Bu surenin içinde geçen başlıca konular; isra olayı, israiloğllarının yaptıkları kötülükler sebebiyle iki tane büyük yıkım ile karşılaşmaları, kuran-i kerimden önce gelen kutsal kitaplar hakkında başlıca bilgiler, ilk insanın yaratılışı, ibadet, namaz, şeytanın isyanı, Allah’ın kuşatıcı ilmi gibi konular yer alır.
İsra Suresi
İsra suresi konusu ve içerdiği mesajlar maddeler halinde
Kur’ân-ı Kerîm’in 17. sûresi
Adını “gece yürütmek, gece yolculuğu” anlamına gelen ve birinci âyetinde fiil şekliyle (esrâ) geçen “İsrâ” kelimesinden alır. Bu sûreye “Sübhân” ve “Benû İsrâîl” sûresi de denir. Mekke’de nazil olmuştur. 111 âyettir. Âyet sonlarına ahenk veren fasılaları elif ve râ harfleridir. 107. âyetinde tilâvet secdesi vardır.
Hz. Âişe’den rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz İsrâ ve Zümer sûrelerini okumadan uyumazdı (et-Tirmizî, Daavât, 22). Abdullah b. Mes’ûd da, İsrâ, Kehf ve Meryem sûreleri için: “Bunlar ilk gelen sûrelerdendir ve benim İlk servetimden (ilk öğrendiğim sûrelerdendir” demiştir (Buhârî, Tefsîr, 17/1).
Bu sûrede, değinilen başlıca konular şunlardır: İsrâ mucizesi, Kur’ân’ın eşsizliği ve özellikleri, Peygamberimizin gerçek Allah Elçisi olduğu, Hz. Mûsâ kıssası ve mucizeleri, mucizelerin hikmeti, Hz. Âdem kıssası, amellerin tespit edilmesi, bazı emir ve yasaklar, âhiretin gerçekliği, inananların ve inkarcıların dünya ve âhiretteki durumları, İnkarcı müşriklerin Peygamberimize karşı tutumları, insanın bazı psikolojik özellikleri, namaz kılmanın ve Yüce Allah’a hamd ve dua etmenin önemi.
İsra suresinde söz edilen/bahsedilen konular ve bazı sonuçlar özetle şunlardır:
* Yüce Allah’ın, Peygamberimize ihsan ettiği İsrâ mucizesi haktır. Derin hikmetler taşıyan bu seyahat sırasında Cenab-ı Allah, ona olağanüstü birçok şeyler göstermiştir. {âyet: 1).
* Sadece Allah’a ibadet edilmeli, kibir-lenmemeli, O’na şükretmelidir. İyilik eden kendi lehine, kötülük eden de aleyhine iş yapmış olur. Allah Teâlâ, geçmişte İsrail oğullarına yaptığı gibi, taşkınlık edenleri cezalandırır {2-8).
* Kur’ân-ı Kerîm, en doğru yola İletir. 0, müminler için şifâ ve rahmet, zalimler için de hüsrandır; Çünkü Kur’ân’a karşı çıkan zâlimler, dünya ve âhirette hüsrana uğrarlar. Kur’ân, Allah sözüdür; bütün insanlar ve cinler bir araya gelip, onun bir benzerini meydana getirmeye çalışsalar, yine de başaramazlar. Kur’ân, inananların imanını ve Allah’a olan saygılarını artırır (9, 82, 88, 105-109).
* İnsan acelecidir, hayrı istediği kadar (öfkeye, heyecana kapılıp, yahut nefsine uyup) şerri de ister (n).
* İnsanın her yaptığı iş, tespit edilmektedır; âhirette bunları karşısında bulacaktır. Ve kimse kimsenin günahını çekmeyecektir (13-15).
* Yüce Allah, hiçbir toplumu suçsuz yere cezalandırmaz. Ama kendisine başkaldıran toplumları mutlaka cezalandırır (16-17,58).
* Âhirete inanmayanlar, azaba çarptırılır. Âhireti umursamayıp sadece dünyayı isteyene, Allah’ın dilediği kadar, ona istediği verilir; ama âhirette onun yeri cehennemdir. Âhireti isteyip, bu yolda gereken gayret ve çabayı gösterene de, bunun karşılığı verilir. Allah’ın vergisi, lütfü engellenemez, İnsanların hem dünyada ve hem de âhirette dereceleri birbirinden farklı kılınmıştır (10,18-21).
* Şunlar, Yüce Allah’ın kesin buyruklarıdır: Allah’tan başka tanrı edinme, sadece Allah’a ibadet et. Ana babaya iyi davran, onları azarlama, Öf bile deme, güzel söz söyle, dua et. Akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. İsrafçı (savurgan, müsrif) olma. Cimri de olma, orta bir yol tut. Fakirlik (geçim sıkıntısı) korkusuyla çocuğunu Öldürme. Zinaya yaklaşma. Kimseyi haksız yere öldürme. Yetim malı yeme. Verdiğin sözde dur. Ölçü ve tartıyı tam yap. Bilmediğin bir şeyin ardına düşme. Böbürlenme, kabara kabara yürüme (22-39).
* Meleklerde erkeklik dişilik olmaz. Allah, evlat edinmez. Her şey O’nundur. O’nun ortakları yoktur. Göklerde ve yerde bulunan her şey O’nu teşbih eder, fakat insanlar bunu anlayamazlar (40-44,56-57).
* Âhirete inanmayan inkarcıların Kur’ân dinlemeleri, kendilerine bir fayda sağlamaz; onlar peşin fikirlidirler. Allah’ın adının anılmasından hoşlanmazlar, kendi aralarında da Allah’ın Elçisine iftira ederler;
bunlar yolunu kaybetmiş şaşkınlardır (45.48).
* Gökleri ve yeri yaratan Allah, ölüleri de mutlaka diriltecektir. O gün insanlara dünya hayatı çok kısa gelecektir. İnkarcılar da yaptıklarının karşılığı olarak, yüzükoyun, dilsiz ve sağır bir halde cehenneme sürükleneceklerdir (49-52, 97-99).
* Konuşurken yumuşak olmalı, güzel söz söylemelidir. Kırıcı sözler söyleyerek şeytanın ara bozuculuğuna imkân verilmemelidir (53).
* Peygamberin görevi sadece tebliğdir; o müjdecidir, uyarıcıdır; Ötesi Allah’a kalmıştır: Allah dilerse merhamet eder, dilerse azap eder. O, göklerde ve yerde olan her şeyi çok iyi bilmektedir (54-55,105).
* Mucize, Peygamberin arzusuyla değil, Allah’ın istemesiyle olur, Allah dilerse mucize yaratır. Mucizeyi gördükten sonra inanmayanları ise helak eder (59,90-93).
* Yüce Allah’ın buyruğuna karşı çıkıp lanetlenen şeytana uyulmamalıdır (61-65).
* İnsan, başı sıkışıp hayati bir tehlikeye uğrayınca Allah’a yalvarmaya başlar; tehlike geçince yine nankörlüğe döner. Keza nimet içindeyken Allah’ı unutur, bir zarar dokununca da hemen ümitsizliğe düşer ki, bu tutum yanlıştır; böyle davrananlar, ansızın gelecek başka bir belaya uğrayabileceklerini unutmamalıdırlar (66-69,83)-
* Allah Teâlâ, insana pek çok ikram ve ihsanda bulunmuş, onu, yarattıklarının birçoğundan üstün kılmıştır. İnsan bunun değerini bilmeli, Allah’a şükretmelidir (66, 70).
* Âhirette herkes, tabi olduğu liderinin peşinde, Allah’ın huzuruna getirilir. Orada görülecek hesapta kimseye haksızlık edilmez. Bu dünyada hakka karşı kör olanlar, âhirette de kördür, şaşkındır (71-72).
* İnkarcılara uyup Allah’a yalan isnat eden ve O’nun yolundan ayrılana dünya ve ölümün sıkıntıları kat kat artırılır (73-75).
* Her peygamber, kendi toplumu tarafından öz yurdundan çıkarılmaya çalışılmış, fakat böyle yapan toplumlar da, kısa bir süre sonra yok olup gitmişlerdir (76-77).
* Namazlar vaktinde kılınmalıdır. Gece kılınacak namazlar ve yapılacak dualar, insanın manevî derecesini yükseltir (78-80).
* Hak karşısında bâtıl tutunamaz; bâtıl her zaman yok olmaya mahkûmdur (8ı).
* İnsan, bir nimete kavuşunca Allah’a şükretmeyi unutur, olumsuz bir durumla karşılaşınca da karamsarlığa kapılır. Allah, kimin ne yaptığını çok İyi bilmektedir (83-84).
* Ruh, Allah’ın emrindendir; insanlar ruhun mahiyetini bilemezler (85).
* Kur’ân, Allah kelâmıdır. Bütün insanlar ve cinler bir araya gelse, yine de onun benzerini ortaya koyamazlar (86-89).
* Yüce Allah insanlara, yine bir insan olan Hz. Muhammed (s.a.)’i elçi olarak göndermiştir, inkarcılar, inanmamak için Hz. Peygambere çeşitli bahaneler ileri sürmüşlerdir. Eğer yeryüzünde insanlar değil de melekler olsaydı, o zaman onlara bir melek elçi olarak gönderilirdi. Allah, her şeyi görüp bilmektedir. Doğru yola gelmeyenler cehennemliktir (90-97).
* İnsan genelde cimridir; engin servetlere de sahip olsa, Allah yolunda harcamaktan çekinir (100).
* Yüce Allah, Hz. Musa’ya dokuz mucize (âyet) vermiş; fakat Firavun bunları büyü olarak niteleyip Hz. Musa’yı ve inananları ülkeden sürüp çıkarmak istemiştir. Ama Allah Teâlâ buna fırsat vermemiş, onu ve yandaşlarını suda boğmuştur (İşte güç ve ordular sahibi Firavun, Hz. Musa’ya nasıl engel olamamışsa, inkarcı müşrikler de Hz. Peygamber’e engel olamayacaktır, olamamışlardır) (101-104).
* Namazda Kur’ân okurken, ne çok ba-ğırmalı, ne de sesi tamamen kısmalıdır, orta bir yol takip etmelidir (no).
* En güzel İsimler, Yüce Allah’ındır. Hiçbir ortağı ve çocuğu olmayan, hiçbir şeye ihtiyacı bulunmayan Allah’a hamd edilmeli, O’nun yüceliği dile getirilmelidir.
Cevapla