İsra ve miraç hadisesi hakkında bilgi

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

İSRA VE MİRAC HADİSESİ

Isra ve Mirac olayi Diyanet

İsra ve Miraç olayı Diyanet

isra ve miraç hadisesinin hz peygamber açısından önemi nedir sorusuna da cevap vermeye çalışacağız

İsra, gece yürüyüşü demektir. Hz. Peygamber (SAV)’in bir gece Burak isimli bir binitle Mekke’den Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürülme olayıdır. Bunu Kur’an-ı Kerim şöyle anlatır:
Kulu Muhammed’i bir gece Mescid-i Haram’dan kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür.” (İsra 1)

Miraç ise kelime olarak yükseğe çıkmak manasına gelen ‘uruc’ kelimesinden alınmıştır ve kendisiyle yükseğe çıkılan alet, merdiven ve asansör anlamlarına gelmektedir. İsra, Mescid-i Aksa’ya getirilen Allah Rasulü’nün göğe çıkartılarak kendisine bir takım ilahi lütuflar bahşedilmesi, peygamberler ile görüşmesi, cenneti ve cehennemi görmesi ve en sonunda da Cenab-ı Hak ile görüşmesini ifade etmektedir. Mirac hadisesini ise başta Buhari ve Müslim olmak üzere bütün hadis kitaplarımız bize nakletmektedir. Bununla beraber Necm Suresi’nde birkaç ayet-i kerime Miraca işaret etmektedir.

Kuran’ın ifadesiyle Allah’ın bazı ayetlerini göstermek amacıyla peygamberine bahşettiği bu mucizevi olayın tarihi tam olarak bilinmemekle beraber Medine’ye hicretten 18 ay önce bir Receb ayında gerçekleştiği kabul edilmektedir. Buna rağmen Müslümanlar bu büyük olayı yad etmek amacıyla her yıl Receb ayının 27. gecesi kutlamaktadırlar. Bu sebeple şunu hemen ifade edelim ki İsra ve Mirac olayını uzun uzadıya anlatan hadis kitaplarımız, bu geceye özgü bir namazı ve bu güne ait bir orucu bize nakletmemişlerdir. Yani Mirac gündüzü orucu veya Mirac gecesi namazı diye bir şey yoktur.

Önemli olan bu hadiseleri doğru anlamak ve onlardan ibretler, öğütler çıkarmaktır. Biz bu iki büyük olayı burada tafsilatlı bir şekilde anlatacak değiliz. Buna ne zamanımız ne yerimiz müsaittir. Fakat bu iki olaydan bazı kesitler naklederek bunlarla ilgili dersler çıkarmaya çalışacağız.
Allah Rasülü, Mekke’de özellikle Hz. Hatice ve koruyucu amca Ebu Talib’in vefatından sonra her türlü işkence ve zulme maruz kalınca müslümanların kalabileceği bir yer aramaya başlamış bu amaçla Mekke’ye yakın bir şehir olan Taif Şehri’ne gitmiştir. Fakat orada reddedilmekle kalmamış aynı zamanda ayak takımı ve çocuklar Allah Rasülü’nün peşine takılmış ve şehir dışına kadar onu ve azatlısı Zeyd b. Harise’yi taşlamışlardır. Allah Rasulü kan revan içinde kalmıştır. O panayırlarda, hac mevsiminde Mekke’ye gelenlere İslam’ı anlatmış ve aynı zamanda bir hicret yurdu, rahatlıkla yaşayabilecek bir yurt aramıştır. Bu hummalı çalışmalar bir sonuç vermemiş üstelik Allah Rasulü hakaretlerle, alaylarla ve hatta Taif’te olduğu gibi taşlanmayla karşılaşmıştır. İşte böyle bir esnada Cenab-ı Hakk, kuluna ve elçisine yardım etmiştir ve ona bu İsra ve Mirac hadisesini hediye etmiştir.

  • Biz de her türlü zorluğa rağmen İslam’ı öğrenmeli, yaşamalı ve anlatmalıyız. Anlattıklarımız bir kişiyi namaza başlatsa bile bu büyük bir kârdır. İlk etapta kimseye faydamız olmuyor gibi görünse de yılmamalı tıpkı İsra ve Mirac’ta olduğu gibi Cenab-ı Hakk’ın yardımının geleceğine inanmalıyız.

Olay her vechesiyle tamamen mucizevidir. Bir gece vakti Cebrail (as)’ın gelmesi, Burak adı verilen bir adımı gözün görebildiği yere kadar gidebilen bir binek, Mescid-i Aksa’dan semaya çıkma ve tek tek 7 kat semayı geçme, en sonunda Cenab-ı Allah ile görüşme, aynı gece tekrar Mekke’ye geri gelme vb. Bu hadiseler tamamen gaybidir ve inanç konularıdır. Biz mümin olarak gayba iman ederiz ve gayba (Beş duyu ile algılanamayana) iman Kuran’da müminlerin özelliği olarak ifade edilmektedir. Bu olay Hz. Ebubekir gibi kimi müminlerin imanının artmasına vesile olurken bazı kişilerin de dinden dönmesine vesile olmuştur.

  • Bugün bazı müslümanlar Yüce Allah bazı mucizevi olayları gözümüzün önünde meydana getirse insanlar daha iyi inanır, müslümanlar daha güzel ibadet eder, diyorlar. Bu insanlar şu iki şeye dikkat etmemektedirler:
  1. Mirac hadisesinde olduğu gibi her mucizevi olay insanı özellikle inatçı insanı imana ve daha çok ibadete götürmemektedir. Allah Rasulü’nün bazı mucizelerini gören herkes iman etmemiş ve bunun bir sihir olduğunu söylemiştir. Hiç gitmediği Mescid-i Aksa’nın özelliklerini Allah Rasulü’nün görmüş gibi anlatması bir çok kişinin sadece küfrünü artırmıştır.
  2. İnsanlar normalden farklı olan hususlar için mucize terimini kullanmaktadırlar. Bu kişilere göre güneşin batıdan doğup doğudan batması mucizedir. Aslında güneş, yıldızlar, bu kainat, bu dünyadaki düzen ve intizam, insanın yaratılışı gibi birçok mucize ile insanoğlu karşı karşıyadır. Ama insanoğlu bu olayları her gün gördüğü ve bunları kanıksadığı için bunları mucize gibi algılamamaktadır. Niçin güneşin doğudan doğup batıdan batması mucize değildir de tersi mucizedir? Kısacası gören göz, işiten kulak, hisseden kalp için Kuran’da zikredilen ve yukarıda saydığımız hususların hepsi birer mucizedir. Kuran’da verilen bir örnek olmak üzere sivrisinekten kainata kadar her şey mucizedir.

Mirac hadisesinde Allah Rasulü her bir kat semada farklı peygamberle görüşüyor ve selamlaşıyor. Bu bize tarihin her döneminde bütün peygamberlerin aynı gerçeği tevhid gerçeğini insanlığa haykırdığını ifade etmektedir. Tek bir din vardır o da İslam’dır. Her peygamberin insanlığa getirdiği mesaj budur. Bu din fıtrat dinidir yani insanın yaratılışına en uygun dindir. Bu dinde zorluk yoktur. Bu dinde güzellik, iyilik vardır. Allah Rasulü’nün mirac esnasında kendisine sunulan şarap ve süt arasından sütü tercih etmesi ve Cebrail’in fıtratı tercih ettin demesi de bu gerçeği ifade etmektedir.
Mirac Hz. Peygamber’in Allah Teala ile buluşmasıdır. Müminin miracı, yaratıcısı ile buluşması da namazdır. Zaten 5 vakit namaz Mirac’da farz kılınmıştır. Müslüman namazda sanki miraca çıkmış Cenab-ı Hak ile görüşüyormuş gibi olmaktadır. Öyleyse biz değil namazsız olmak namazı Cenab-ı Hak ile görüşüp konuşuyor gibi kılmaya çalışacağız. Bizim tam anlamıyla Mirac gecesini kutlamamız ancak bu şekilde mümkün olur. Namazsız mirac olmaz. Çünkü mümin namazda vasıtasız olarak doğrudan Rabbinin huzuruna çıkar, sadece O’na kulluk etme ve sadece O’ndan yardım isteme fırsatı bulur.
Bu gece diğer önemli bir sonucu da Hz. Muhammed’in ümmetine Allah’a şirk koşma dışında her türlü günahlarının bağışlanabileceğinin müjdesinin verilmiş olmasıdır. İnsan bilerek veya bilmeyerek pek çok günah işleyebilir. İşlenen günahlardan dolayı pişmanlık duymak ve Allah’tan af dilemek, bir daha günah işlememeye azmetmek kaydıyla, Allah Teala günahları affedebilir. Nitekim bu konuda Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır:

“Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz, bundan başkasını (günahları) dilediği kimse için bağışlar.” (Nisa 4)
Bu gecede Hz. Peygamber’e dolayısıyla onun ümmeti olan bizlere ‘Amene’r-Rasulü’ diye bildiğimiz Bakara Suresi’nin son iki ayeti hediye edilmiştir. Allah Rasulü’nün “Bu ayetlerin gece yatmadan önce okunması kişiye yeter.” (Buhari, Müslim) buyurduğu bu ayetler bir çok güzel hususu bizlere anlatmaktadır. Cenab-ı Hak bu ayetlerde İslam’ın temel inanç esaslarını ifade etmekte ve bize her zaman yapacağımız güzel bir dua öğretmektedir:
“Peygamber Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de iman ettiler. Her biri Allah’a, Meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. Onun elçilerinden hiçbirini diğerinden ayırmıyız (dediler.) Ve dediler ki: İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz, bizi bağışlamanı dileriz, dönüşümüz sanadır.
Allah her şahsı ancak gücünün yettiği ölçüde yükümlü kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendisine, yaptığı kötülük de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumla tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işleri de yükleme. Bizi affet. Bizi bağışla. Bize acı. Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et.” Amin! (Bakara285-6)

Allah Teala, bu büyük hadiseden bahseden ve aynı adı taşıyan İsra Suresi’nde Hz. Peygamber’in şahsında bütün insanlığa ahlak ve fazilet düsturlarını bildirmiştir ki bu esaslar fert, aile ve toplumun huzuru için son derece lüzumludur. Hatırlamak bakımından bu ayetlerin meallerini burada vermek istiyorum:
“İsra 31-38…

BENZER KONULAR:

Peygamber efendimizin miraç olayı kısaca

İsra suresi hakkında bilgi

 

Answers ( 2 )

    2
    2021-03-05T23:51:49+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    İsra, gece yürüyüşü demektir. Rasulullah (sav) bir gece Burak isimli bir binekle Mekke’den Mescid-i Aksa’ya götürülme olayıdır. Bu olay Kur’an-ı Kerim’in İsra Suresi 1. ayette geçmektedir. Miraç ise kelime anlamı olarak yükseğe çıkmak demektir.

    Biz Müslümanlar olarak İsra ve Miraç olaylarını iyice anlamamız gerekmektedir. Ne yazık ki İsra ve Miraç denildiği zaman, ne mirac orucu vardır ne de mirac namazı. Bizlere düşen görev bu değildir. Bizlere düşen görev, bu olaylar hakkında ibretle düşünmek ve olaylara ibret nazarı ile bakmamız gerekmektedir.

    En iyi cevap
  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    İsra ve Miraç, İslam inancına göre Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Allah’ın izniyle Mekke’den Kudüs’e olan gece yolculuğu ile ardından gerçekleşen göksel yükselişini ifade eder. Bu olay, Kur’an’da “İsra” adıyla anılan 17. surede ve hadislerde detaylı bir şekilde yer almaktadır.

    1. İsra (Gece Yolculuğu):

    Kur’an’da İsra Suresi 1. Ayet:
    إِسْرَاءَ لَيْلَةً مِّنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الْأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ آيَاتِنَا ۚ إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ
    “Kutsal Mescid’den (Mekke’den) alarak çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya gece yolculuğu yapması, gerçekten Bizim ayetlerimizden birini göstermek için yaptık. Şüphesiz ki O, hakkıyla işiten ve hakkıyla görenlerden başkası değildir.” (İsra 17:1)

    Bu ayet, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mekke’den Kudüs’e geceleyin bir yolculuk yaptığını ifade eder. Bu gece yolculuğuna “İsra” denir.

    2. Miraç (Göksel Yükseliş):

    Miraç ise, İsra’nın ardından gerçekleşen ve Hz. Muhammed’in (s.a.v.) gökyüzündeki peygamberlerle görüşerek Allah’ın huzuruna yükseldiği olaydır.

    Hadislerden Birkaç Örnek:

    Hz. Aişe (r.a.) şöyle dedi: “Resulullah (s.a.v.) bir geceyle bana gelmişti, benim yanımda Zeyneb bint Cahş vardı. Resulullah, bana dönüp ‘Ey Aişe! Allah’ın beni gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürdüğünü bilmez misin?’ dedi.” (Sahih Buhari)

    Hz. Aişe (r.a.) anlatıyor: “Resulullah’ın (s.a.v.) misafirliği bir gece gelmişti. Gece yarısı beni uyandırdı ve ‘Bana izin verir misin?’ dedi. Ben de ‘Evim senin evindir, dilediğin gibi kullan’ dedim. Resulullah (s.a.v.) o gece Miraç’a çıkarıldı.” (Sahih Müslim)

    Miraç, peygamberin manevi bir yolculuğunu ve Allah’ın ona özel bir lütuf ve müjdesini temsil eder. İslam inancında, İsra ve Miraç olayları, peygamberin ümmetine getirdiği mesajları ve Allah’ın emirlerini güçlendiren önemli bir dönemeçtir. Müslümanlar, bu olayları her yıl Regaip Kandili’nde anar ve anlamını daha derinlemesine anlamaya çalışırlar.

Cevapla