Sözlükte “ibadet veya başka bir gaye için bir yerde kendini tutmak, kalmak; insanlardan tenha bir yerde kalmak, bir şeye bağlanmak” gibi anlamlara gelen itikâf, dinî bir kavram olarak, ibadet niyetiyle ve kurallarına uyarak inzivaya çekilmek demektir.Kur’ân’da, itikâf kelimesi geçmemekle birlikte, aynı kökten türeyen âkif ? âkifîn kavramı, itikaf kavramının sözlük ve ıstılah manalarına uygun olarak, müşriklerin putlara tapmaları (A’râf, 7/138; Tâ-hâ, 20/97; Enbiyâ, 21/52; Şû’arâ, 26/71) için kullanıldığı gibi, Mescid-i Haramda ibadete kapanan (Bakara, 2/125) ve Ramazan’da mescidlerde ibadete çekilmiş olan (Bakara, 2/187) Müslümanları ifade etmek için de kullanılmıştır.
Özellikle Ramazan ayında itikafa girmek sünnettir. Hz. Peygamber, Medine’ye hicret ettikten sonra her yıl Ramazan ayının son on gününde itikafa girmişlerdir (Buhârî, İ’tikâf, 3). Bundan hareketle Hanefîler, Ramazan’ın son on gününde itikafı, kifâî nitelikli müekket sünnet kabul etmişlerdir. Cemaatten biri itikafa girince bu görev diğerlerinden düşer.
Hanefîlere göre itikâfın makbul olması için, itikâfa girenin niyet etmesi, oruçlu olması, itikâfı beş vakit namaz kılınan camide yapması gerekir. Kadınlar, camide değil, evlerinde, namaz kıldıkları odada itikafa girerler; ancak ay halinde ve loğusa olmamaları gerekir.
İtikâfa giren kimse, camide yer içer, uyur. Bunlar için camiden dışarı çıkamaz; çıkarsa itikaf bozulur. Tuvalete gitmek, abdest almak ve gerektiğinde gusletmek için camiden dışarı çıkabilir. İtikâfa giren kimse, bu süre içinde kendisini dünya işlerinden ayırarak Allâh’a yönelir; ibadetle meşgul olur, tefekkür eder, zikir yapar. İtikafta iken cinsî münasebette bulunmak itikafı bozar. Fakat, rüyada ihtilam olmak itikafa mani değildir.
(Diyanet)
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
BENZER KONULAR:
Answers ( 3 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İtikaf: Lügatte bir şeyden ayrılmamak, ister hayır, isterse şer olsun, bir şey üzerine devam etmek manalarına gelir. Şu ayetler bu manayı ifade etmektedir:
“İsrailoğullarını denizden geçirdik, kendilerine mahsus bir takım putlara tapan bir kavme rastladılar: “Ey Musa, dediler, (bak) bunların nasıl tanrıları var, bize de öyle bir tanrı yap! (Musa) dedi: “Siz gerçekten cahil bir toplumsunuz
“Babasına ve kavmine demişti ki: “Sizin şu karşısında durup taptığınız heykeller nedir?
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İtikâf
Hz. Peygamber, İslamiyet gelmeden önce bazı yıllar; İslamiyet geldikten sonra ise vefatına kadar her yıl, ramazan ayında itikâfa girerdi. Arapça bir kelime olan itikâf, a-ke-fe fiilinden türetilmiştir. Kur’an-ı kerim’de bu fiilin çeşitli türevleri kullanılır. İtikâf sözlükte “bir yerde beklemek, durmak ve kendini oraya hapsetmek; iyi olsun, kötü olsun nefsi bir şeye bağlamak” anlamına gelir. Terim olarak ise “Allah’a ibadet ve taat niyetiyle, belirli kurallara uyarak inzivaya çekilmek, bir müddet mescitte kalmak” demektir.
Kur’an-ı kerim’de ramazan ayının gecelerinden bahsedilirken: “ …camilerde itikâfta iken hanımlarınıza yaklaşmayın…”şeklinde bir durumdan bahsedilir.
Başka bir ayette ise itikâf ibadetinin daha önceki ümmetlerde de bulunduğuna işaret vardır: “biz ta o zaman bu beyt’i (kâbe’yi) insanlar için bir sevap kazanma ve bir güven yeri kıldık. Siz de makamı İbrahim’den kendinize bir namazgâh edinin. Ayrıca İbrahim ile İsmail’e şöyle ahid verdik: “beytimi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için, hem de rükû ve secde edenler için tertemiz tutun!” (Bakara 125)
Peygamber (a.s), henüz İslamiyet gelmeden önce müşriklerin putlara tapıp durduklarını gördükçe, onlardan uzaklaşmayı, halvet ve uzlete çekilmeyi özler, hira dağına gider, halvet ederdi. Peygamber (a.s)’ın Hira’daki azığı; süt ile et ya da zeytinyağı ile çörek (kuru ekmek) olup orada, gündüzleri ile birlikte üç gece, yedi gece ve hatta bir ay kalır, “tehannüs” (teberrür ve teabbüd) ile meşgul olurdu. Hira’da itikâfta iken halvet, taabbüd ve beytullah’a nazar gibi ibadetleri bir arada gerçekleştirmiş olurdu.
O (a.s), her yıl ramazan ayında hira dağında bir ay süre ile itikâfa girer, Kureyşîlerin yapa geldikleri gibi, yanına gelen yoksullara yemek de yedirirdi.
İslamiyet’in gelişinden sonra da peygamber (a.s) her sene mutlaka 10 gün itikâfa girerdi. Önceleri ramazanın başlarında itikâfa giren peygamber (a.s), daha sonra vefat edinceye kadar son 10 günde itikâfa girmiştir.
Peygamber (a.s), zaman zaman ve de çoğunlukla ramazan ayının son on gününde mescid-i nebevi’ye çekilir; günün çoğu saatini orada geçirirdi.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Itikaf en kuvvetli sünneti müekkedelerdendir
maalesef unutulmak ile yüz yüzedir Müslümanlar artık pek itikafa girmiyorlar
Elbette Bunun nedeni Dünya sevgisidir