İtikaf Ne demektir?
İtikaf nasıl yapılmalıdır
Cevap:
Değerli kardeşimiz. İtikaf, bir yerde bekleme, durma ve kendini orada hapsetme. Akıl bâliğ veya temyiz kudretine sahip bir müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte ibadet niyetiyle bir süre durması anlamında bir fıkıh terimi.
İtikâf, Kur’an ve sünnetle sabittir. Kur’an’da Ramazan ayının gecelerinden söz edilirken; “… Camilerde itikâfta iken de hanımlarınıza yaklaşmayın…” (el-Bakara, 2/ 187) buyurulur. Başka bir ayette itikâf ibadetinin daha önceki ümmetlerde de yapıldığına işaret edilir (bk. el-Bakara, 2/125). Hz. Peygamber’in özellikle Ramazan içinde ve Ramazanın son on gününde itikâf yaptığını bildiren çeşitli hadis-i şerifler vardır. Hz. Âîşe’nin şöyle dediği nakledilmiştir: “Resulullah (s.a.s) Ramazan’ın son on gününde itikâf yaparlardı. Bu durum vefat zamanına kadar bu şekilde devam etmiştir. Daha sonra Hz. Peygamber’in zevceleri itikâfı sürdürmüşlerdir” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 67, 129; bk. Buhârî, İ’tikâf, 1-18; Ezân, 12, 135; Hayz 10; Müslim, İ’tikâf, 1-6; Ebû Dâvud, Ramazân, 3; Savm, 77).
Ebu Hanife’ye göre içinde beş vakit namaz kılman her mescidde itikâfta bulunmak caizdir. Ebu Hanife ve İmam Mâlik’e göre itikâfın nâfile olarak en azı bir gündür. Ebû Yusuf en az süreyi, bir günün yarıdan çoğu olarak belirlerken İmam Muhammed itikâf için bir saati de yeterli bulur.
Mesciddeki itikâf erkeklere mahsustur. Kadınlar evde mescit edindikleri bir yerde itikâfta bulunabilir (ez-Zebîdî, Tecrîd-i«Sarîh, Terc. Kamil Miras, Ankara 1984, VI, 323-326).
İtikaf üçe ayrılır:
a. Vacip olan itikâf: Adak olan itikâf vaciptir. Bu, en az bir gün olur ve gündüz oruçla geçirilir. Hz. Ömer, Resulullah (s.a.s)’den, “Cahiliyye devrinde Mescid-i Haram’da bir gece itikâfta bulunmayı adamıştım; ne yapayım” diye sormuş Resulullah (s.a.s); “Adağını yerine getir” buyurmuştur (Buhârı, i’tikâf, 16; Ahmed b. Hanbel, ll, 10).
b- Sünnet olan itikâf: Ramazan’ın son on gününde itikâfa girmek sünnettir. Hz. Âîşe’nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s) orucun farz kılınmasından ömrünün sonuna kadar Ramazan aylarının son on gününde itikâfa girmiştir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 67, 129). Bir yerleşim merkezinde bulunan müslümanlardan birisi bu sünneti yerine getirirse, diğerleri üzerinden bu görev düşer. Bu duruma göre, her yerleşim birimi için itikâf sünnet-i kifâye hükmündedir. Bir kişinin bunu yapması o beldedeki diğer müslümanları sorumluluktan kurtardığı gibi Cenâb-ı Hakk’ın, itikâf yapanın ecrini diğer belde müslümanlarına da vereceği umulur.
c- Müstehab (mendub) olan itikâf: Vacip ve sünnet olan itikâfların dışında itikâfa girmek müstehabdır. Bunun belirli bir vakti yoktur. Hatta mescide giren kimse çıkıncaya kadar itikâfa niyet ederse orada kaldığı sürece itikâfta sayılır. Bu itikâfda oruç şart değildir. Bazı müctehidlerin, itikâf süresinin bir saat bile olabileceği görüsünde bulunduklarını yukarıda zikretmiştik.
İtikâfın Şartları
1- Niyet; Niyetsiz itikâf olmaz. Nezredilen itikâfda niyetin ayrıca dil ile ifade edilmesi gerekir.
2- Mescid: Erkeğin, itikafı cemaatle beş vakit namaz kılman mescidde olmalıdır. İtikâfın en faziletlisi Mescid-i Haram’da, sonra Mescid-i Nebevî’de ve sonra da Mescid-i Aksa’da olandır. Diğer mescidlerdeki fazilet cemaatin çokluğuna göre değişir.
3- Oruç: Daha önce de belirttiğimiz gibi vacip olan itikâf için oruç şarttır. Sünnet itikâf Ramazan ayında olduğu için zaten oruçlu bulunma şart vardır.
4- Temizlik: Kadınların hayız ve nifastan temiz olmaları gerekir. Cünüplük oruca mani olmadığı gibi, itikafı da bozmaz. itikâfa giren cami içinde iken ihtilâm olursa, dışarı çıkarak gusül abdesti alır ve yeniden itikâfa devam eder.
tikâfta erginlik çağına gelmiş olmak şart değildir. Bu nedenle mümeyyiz bir çocuğun itikâfı da geçerlidir.
Kadının itikâfa girebilmesi için kocasının iznini alması şarttır.
İtikâf sırasında kötü ve çirkin söz söylememek, Ramazanın son on gününü ve cemaatı kalabalık olan mescidi tercih etmek, itikâf günlerinde Kur’an, hadis, Allah’ı zikir ve ibadetle meşgul olmak ve temiz elbise giyip güzel kokular sürünmek itikâfın adabındandır.
İtikâfı bozan şeyler
a- Cinsi ilişkide bulunmak. Kur’an-ı Kerimde; “Mescidlerde itikafa çekildiğinizde kadınlarınıza yaklaşmayın ” (el-Bakara, 2/187) buyurulur. Öpmek ve kucaklamak gibi şeylerden dolay inzal vaki olursa yine itikâf bozulur.
b- Herhangi bir ihtiyaç yokken mescidden dışarı çıkmak.
c- Bayılmak.
İtikâfa giren kimse mescidden ancak şer’î, zaruri ve tabiî ihtiyaçları için çıkabilir.
İtikâfa giren kimsenin bulunduğu mescidde cuma namazı kılınmıyorsa, cuma namazını kılmak üzere başka bir mescide gitmesi, küçük ve büyük abdest bozmak için mescidden dışarı çıkması tabiî bir ihtiyaçtır.
İçerisinde bulunduğu mescidden zorla çıkarılması ya da şahsı ve eşyası hakkında korkusu sebebiyle başka bir mescide taşınmak için çıkması ise zarûrî ihtiyaç sebebiyle çıkıştır.
Bunların dışında mescidden çıkmak itikâfı bozar. İtikâfda olan kimsenin yemesi, içmesi, uyuması ve ihtiyacı olan şeyleri satın alması mescidde olur (bk. İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, İstanbul 1984, II, 440 vd.; ez-Zebîdî, a.g.e., VI, 323 vd.; Mehmed Zihnî, Ni’met-i İslâm, İstanbul 1328, s. 98 vd.).
Abdullah YÜCEL
Benzer konular:
Answers ( 3 )
İslam dininin temel taşları incelendiğinde, öncelikle inanç esaslarının İslam’ın temelini oluşturduğu, bu temelin üzerine ibadet gövdesinin bina edildiği görülmektedir. Müslümanın hayatıyla ilgili pek çok ibadet çeşidi kitap ve sünnette açıklanmakta ve Rasulullah (s.a.v.) bizzat kendi hayatında uygulayarak Müslümanlara örnek olmaktadır. Allah Rasulünün (s.a.v.) hayatında önemli bir yere sahip olan ibadetlerden biri de her Ramazan ayının son on gününde, hiç ihmal etmeden yerine getirdiği i’tikaf ibadetidir. İslam dininin temel taşları incelendiğinde, öncelikle inanç esaslarının İslam’ın temelini oluşturduğu, bu temelin üzerine ibadet gövdesinin bina edildiği görülmektedir. Müslümanın hayatıyla ilgili pek çok ibadet çeşidi kitap ve sünnette açıklanmakta ve Rasulullah (s.a.v.) bizzat kendi hayatında uygulayarak Müslümanlara örnek olmaktadır. Allah Rasulünün (s.a.v.) hayatında önemli bir yere sahip olan ibadetlerden biri de her Ramazan ayının son on gününde, hiç ihmal etmeden yerine getirdiği i’tikaf ibadetidir.
İ’tikaf içerisinde; Allah Teala’ya gönülden yönelerek murakabe etmek ve kalbi temizlemek, vaktin tümünü ibadete hasrederek iç âlemine dönmek suretiyle, dünyevi arzu ve endişelerden sıyrılmak, yalnızca Allah rızasını gözeterek O’na teslim olmak, bütün işleri O’nun yüce iradesine havale ederek varlığını O’nun yoluna
adamak, keremine dayanmak, O’nun evinde taat ve ibadet içinde misafiri olmak gibi hedefleri barındıran büyük bir ibadettir.
İ’tikaf içerisinde; Allah Teala’ya gönülden yönelerek murakabe etmek ve kalbi temizlemek, vaktin tümünü ibadete hasrederek iç âlemine dönmek suretiyle, dünyevi arzu ve endişelerden sıyrılmak, yalnızca Allah rızasını gözeterek O’na teslim olmak, bütün işleri O’nun yüce iradesine havale ederek varlığını O’nun yoluna
adamak, keremine dayanmak, O’nun evinde taat ve ibadet içinde misafiri olmak gibi hedefleri barındıran büyük bir ibadettir.
MEZHEPLERE GÖRE İTİKAF
Mezheplere göre i’tikafın birbirine yakın tarifleri vardır. Bu tarifler kısaca şöyle ifade edilmektedir;
Hanefi mezhebine göre i’tikaf:
Cemaatle namaz kılınan bir mescitte, oruçlu olarak ve i’tikafa niyet ederek beklemektir. Mescitte beklemek i’tikafın rüknüdür. Adak olarak adanan i’tikafta oruçlu olmak ve niyet etmiş olmak şarttır. Erkeğin i’tikafı, cemaatle namaz kılınan bir mescitte olur. Cemaatle namaz kılınan mescitten kasıt, imam ve müezzini bulunup beş vakit namazın cemaatle kılındığı yerdir. Kadınlar için i’tikaf ise evinde kendisi için namaz kılma yeri tayin ettiği, mescid edindiği yerde yapılır. Kadınların evleri dışındaki mescitte i’tikafa girmeleri mekruhtur.
Maliki mezhebine göre i’tikaf:
Temyiz yaşındaki müslüman bir kimsenin, herkese açık olan mescitte oruçlu olarak, cinsi ilişki ve bu ilişki öncesi davranışlardan uzak kalarak ibadet kastıyla ve niyetli olarak, bir gün bir gece veya daha fazla bir zaman kalmasıdır. Oruçlu olmayanın i’tikafı sahih değildir. İ’tikafın en kısa müddeti bir gün bir gecedir.
Şafi mezhebine göre i’tikaf;
Bir kimsenin niyet ederek mescitte kalmasıdır.
Hanbeli mezhebine göre i’tikaf:
Müslüman, akıllı, mümeyyiz, guslü gerektirecek şeylerden temizlenmiş kişilerin Allah’a itaat etmek için mescitte kalması demektir. En azı kısa bir müddet mescitte oturmakla da olur. Kâfirin ve İslam dininden dönen mürtedin (dinden dönmeden önce niyet ettiği) i’tikafı sahih değildir. Delinin ve çocuğun i’tikafları da geçerli değildir. Çünkü bu durumda olan kişilerin niyet etmeleri mümkün değildir. Cünüp ve bunun gibi (hayız ve nifas) kimsenin abdestli olsa da i’tikafı sahih değildir. Mescitten geçmek i’tikaf için yeterli değildir.
İ’tikafın Zamanı ve Süresi
Ramazanda ve Ramazan dışında her vakitte müstehaptır.
Mezheplerin bu konudaki görüşlerine kısaca yer verecek olursak:
Hanefi mezhebine göre; vacip olan i’tikafın en az süresi bir gündür. Nafile i’tikafın en az sınırı ise yoktur, az bir zamanda olsa i’tikafa girilebilir. Niyetli olarak kısa bir müddet mescitte beklemekle de i’tikaf sahih olur. Hatta mescitte yürürken de i’tikafa niyet edilse olur. Nafile i’tikafta oruç şart değildir. Başlanmış bir nafile i’tikaf yarım kalırsa Hanefide tercih edilen görüşe göre kaza etmek gerekmez. Çünkü nafile i’tikafta oruç şart değildir. Sünnet olan i’tikafın süresi ise ramazan ayının son on günüdür.
Maliki mezhebi bu konuda şöyle düşünmektedir; i’tikafın en az müddeti bir gün bir gecedir. Tercih edilen görüşe göre oruç, her çeşit i’tikafta şarttır ve oruca gücü yetmeyenin i’tikafa girmesi sahih değildir.
Şafi mezhebine göre ise; rükû ve bunun gibi namaza ait rükünlerde, tadil-i erkân denebilecek bir zamandan az olmamak kaydıyla az bir sürede i’tikaf için yeterlidir. Yani ikamet denebilecek bir vakit mescitte bulunmaktır.
Hanbeli mezhebinde ise; i’tikafın en az miktarını, mescitte durdu eğleşti denilecek kadar bir zaman olarak belirlemişlerdir.6
Vacip i’tikafın en az süresi bir gündür. Müstehap için belli bir süre olmayıp, bir müddet camide kalmak yeterlidir ancak Maliki mezhebine göre bir gün bir gece kalmak gerekir. Sünnet i’tikafın süresi ise ramazan ayının son on günüdür.