İtikâfın Mekruhları

Itikafa giren kişinin yukanda zikredilen adabdan bazılarını terketmesi mek ruhtur. Bunun gibi aşağıda zikredilen hususları yapmak da mekruhtur. Mezheplere göre bu hususlar şunlardan ibarettir:

Hanefilere göre:  Satılan bir malı mescide getirmek, orada bulundurmak tahrimen mekruhtur. Çünkü mescit kul haklarından arındırılmıştır. Kişi mescidi bir dükkân gibi kullanmamalıdır.

Mescitte itikâfta iken ticari bir sözleşme yapmak mekruhtur. Çünkü itikâfa gi- ren kişi kendini Allah’a ayıran kişidir. Dünya işleri ile meşgul olmamalıdır.

İbadet kastı ile mescitte susup durmak da mekruhtur. Çünkü böyle davranmak yasaklanmıştır. Susup durmak Ehl-i kitab’ın orucudur. Bunların dininin hükmü ise neshedilmiştir.

Malikilere göre: Aşağıdaki hususlar yapmak mekruhtur:

a) On günden az yahut bir aydan çok itikâfa gimek.

b) Mescidin çevresinde yahut çevresinde genişletilen kısmında yemek yemek mekruhtur. Itikâflı kişi mescidin içinde ölçülü olarak yemek yemelidir.

c) Itikafa giren kişi dışan çıkmamak için, gücü yeterse yemeden içmeden yahut elbise değiştirmeden itikaf yapmalıdır. Eğer yiyecekleri ve giyecekleri kafi gel miyorsa ihtiyacı olan şeyleri satın almak için en yakın yere kadar çıkabilir. Eğer uzak yere çıkarsa, itikaf bozulur. Yanında kendisine yetecek kadar yiyecek içecek ve giyecek bulunmayan kimsenin itikâfa girmesi mekruhtur.

d) Bir ihtiyacını karşılamak için çıktığında hanımının da bulunduğu bir eve girmek. Böyle yapılırsa itikâfını bozacak olan hususlar ortaya çıkabilir.

e) Şerî ilim de olsa çokça ilim ile meşgul olmak. İster öğrenme ister öğretme olsun fark etmez. Mushaf da olsa yazı yazmakla meşgul olmak mekruhtur. Çünkü itikâfın maksadı riyazet, kalbi temizlemek, Allah’ı düşünmektir. Bu da ancak na maz kılmak ve zikir ile olur. Allâme Halil, itikâfa giren kimsenin başkasına Kur’an okutmasını yahut başkasının okuduğu Kur’an’ı dinlemesini caiz görmüştür. Ancak bunun öğrenme ve öğretme maksadına dayalı olmaması gerekir.

f) Zikir, Kur’an okuma ve namaz kılma dışında hasta ziyareti, cenaze namazı gibi işlerle meşgul olmak. Hatta cenaze namazı mescide bitişik bir yerde de olsa ona katılmak mekruhtur. Mescidin çatısına yahut minareye ezan okumak için çıkmak. Namaz kılmak için dışarı çıkmak da mekruhtur. Ancak imamlık yapmakta bir beis yoktur. Belki bunu yapmak müstehaptır. Çünkü Hz. Peygamber (a.s.) itikâfta iken namaz kıldırırdı.

g) Uzakta olan kimseye selam vermek mekruh olup yakınında bulunana selam verilmesi caizdir.

Şafiilere göre Mescit içinde alışveriş için bir yer edinmesi yahut mesleğiyle ilgili işler yapmak yahut mescidi kirletmekten emin olmak şartıyla, hacamat veya damardan kan aldırmak için. Eğer mescidi kirletmekten emin olmazsa bunu yapmak haramdır.

Hanbelilere göre: (2) Itikafta iken Kur’an okutmak, ilim öğretmek, ilim öğrenmek, fakihlerle münazarada bulunmak, onların meclisinde bulunmak, hadis yaz mak ve benzeri kişiye fayda sağlayan işlerle uğraşmak mekruhtur. Yine gereksiz münakaşalarla tartışmalara girmek, çok konuşmak, suskun durmak da mekruhtur. Çünkü suskun durmak İslâm şeriatinda yoktur. Dayandığı delil Hz. Ali hadisidir. “Bir gün gece vaktine kadar suskunluk yoktur.”  “Hz. Ebu Bekir Ahmesilerden Zeynep isimli bir kadının yanına girdi ve hiç konuşmadığını gördü. “Neden konuş- muyor?” diye sordu. “Susarak hac etmiştir” dediler. Bunun üzerine: “Konuş, çün kü susmak helal olmayıp cahiliye insanlarının yaptıkları işlerdendir”. Bunun üze rine kadın konuşmaya başlamıştır.”

Şafi mezhebine göre itikaf