Paylaş
Kabir ziyareti ve adabı
Question
KABİR ZİYARETİ VE ADABI
Kabir ziyaretinin adabı nasıldır? mezar ziyareti adabı
Herkesin başına gelecek olan bir gerçek var ki o da ölümdür. [1] Ölüm bizim zannettiğimiz gibi her şeyin son bulması değil, bir sonraki ahiret hayatının başlangıcıdır. Bu iki hayat arasında bir durak yeri vardır ki o da kabirle girdiğimiz berzah hayatıdır. Kabirler: bize nasihat eden, ölümü hatırlatan ve daha güzel amel etmemizi telkin eden mekanlardır. Bu nasihatleri almak, ölümü hatırlamak için kabirlerin İslami ölçüler içinde ziyaret edilmesi gerekmektedir.
İslam’ın ilk günlerinde, insanların kabirlere gidip oradakilere dua ve yakarışta bulunup onlardan medet ummaları, oralarda mum yakmaları, kabirdeki kişiye adak adamaları, kabirleri süsleyip oralara kısmetlerinin açılması için bez bağlamaları gibi yanlışlar sebebiyle kabir ziyareti yasaklanmıştı. Daha sonraları, sahabelerin insanı şirke düşüren bu tip yanlış davranışları terk etmesi üzere, kabir ziyaretine izin verilmiştir. Günümüzdeki bazı Müslümanların bilerek veya bilmeyerek ziyaret esnasında kabirlerde adak kurbanı kesmek, bez bağlamak, mum yakmak ve orada yatan kişiyi aracı yaparak bazı istekleri için dua etmek gibi bazı yanlışlara düşmektedir. Kabir ziyaretinde yanlış olan bu tip davranışlardan uzak durulmalıdır. Bu konuda Rasülüllah (sav) “Kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü bu ziyaret ölümü hatırlatır” [2] buyurmuştur. Hadisi şeriften anladığımız kadarıyla Rasülüllah(sav) ’ın kabir ziyaretini teşvik etmesinin sebebini, ölümü hatırlamak için olduğunu görmekteyiz. Çünkü kabirler bizim için en güzel ibret nişanesi, ölümü hatırlamamız için en etkili mekanlardır.
Kabirleri ziyaret için vardığımız ilk anda yapmamız gereken orada yatanlara “Selâm size ey mü’minler diyarı, inşallah biz de size katılacağız” [3] diyerek selam verilmesi ve orada yatan kardeşlerimizin günahlarının bağışlanması için dua edilmesidir.
Ayrıca kabirdekilere zarar vermemek için bastığımız ve oturduğumuz yerlere dikkat etmeliyiz. Konuyla ilgili olarak Rasülüllah (sav) “Birinizin kor üstüne oturup da elbisesini yakıp tenine kadar işlemesi, kabir üstüne oturmasından daha hayırlıdır”[4] buyurarak, kabirler üzerine oturmanın ateşin üzerine oturmaktan daha kötü olduğunu belirtmiştir. Kabirlerde ölüm ve sonraki hayat hatırlandığı için, buralarda ciddi olmak gerekir. Laubali söz ve hareketlerden, gülmekten [5] ve başkasının cenazesinin arkasından kötü konuşmak gibi uygunsuz söz ve davranışlardan uzak durmak gerekmektedir. [6]
Kabirleri ziyaret edenlerin, bir an oradaki yatan kişinin kendisi olduğunu düşünmesi gerekir. Kabir ziyaretinde Herkes yarın için önceden neler gönderdiğine dikkat etsin” [7] “Akıllı kişi kendisini hesaba çeken ve ölüm sonrası için çalışan kimsedir” [8] uyarılarını dikkate alarak nefis muhasebesi yapmalıyız. Allah için yaptıklarımızı, yapmamız gerekirken yapmadıklarımızı ertelediklerimizi gözden geçirmeliyiz. Dostlarımızın bizi kabirde yalnız başımıza bırakıp gittiklerini ve kendi amellerimizle baş başa kalacağımızı düşünmeliyiz… ‘’Amellerimizin kabrimizi ya cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da cehennem çukurlarından bir çukur yapacağını unutmamalıyız.’’ [9] Bizi kabir kapısına kadar bile uğurlamayan dünyalığa da bel bağlamamalıyız.
___________________________
[1] Al-i İmran, 3,185.
[2] Müslim, cenâiz 108; Ebû Dâvud, edeb 128
[3] Müslim, tahâre 39, Nesâî, tahâre 109
[4] Müslim, cenâiz 96; Nesaî, cenâiz 105;
[5] Camiu’s sağir, muhtasarı retc. Şerhi, heyet 1013
[6] Nesâî, cenâiz 100.
[7] Haşr,59, 18
[8] Tirmizî, Kıyâmet 25.
[9] Tirmizî, Kıyamet 26
BENZER KONULAR:
- Mezar Başında Nerede Durulur?
- Mezarlıkta Ölülere Nasıl Selam Verilir?
- Padişahlarının mezarları neden sandukada, neden başında sarık var?
- Mezara neden nohut ekilir?
- Kabirdekiler birbirini görür mü
- Tümünü görüntüle.
Answers ( 2 )
Kabir ziyaretinde bulunan kişi, ahireti hatırlamalı, dünyanın geçici olduğunu ve bir gün kendisinin de öleceğini düşünmelidir. Kabrin başında yüksek sesle ağlayıp gürültü yapmak, kabrin parmaklık ve taşlarını öpmek, onlara sarılıp ağlamak İslam ile bağdaşmaz. Türbe ve kabirlerde yatan kişileri beşer üstü varlıklar olarak görmek, bir kısım ihtiyaç ve dilekleri onlara arz etmek, kendilerinden yardım istemek, kabirlerine bez bağlamak, mum yakmak, kurban kesmek, şeker vb. yiyecek maddeleri dağıtarak onlardan yardım dilemek gibi davranışlarda bulunmak da tevhit dini olan İslam’la bağdaşmaz.
Kabir Ziyaretin Âdabı
Ziyaretçi mezarlığa varınca yüzünü mezarlara döndürerek Peygamberimizin dediği gibi şöyle selâm verir: “Ey müminler ve müslümanlar diyarının ahalisi, sizlere selâm olsun. İnşaallah, biz de sizlere katılacağız. Allah’tan bize ve size âf yet dilerim” (Müslim, Cenâiz, 104; İbn Mâce, Cenâiz, 36).
Hz. Âîşe’nin rivayetinde anlam aynı olduğu halde ifade biraz farklıdır. Tirmizi’nin İbn Abbâs’tan rivayetinde Resulullah bir defasında Medine mezarlığına uğradı ve onlardan tarafa dönerek şöyle dedi:
“Ey kabirler ahâlisi, size selâm olsun! Allah bizi ve sizi mağfiret eylesin. Sizler, bizden önce gittiniz, biz de sizin ardınızdan (geleceğiz)” (Tirmizi, Cenâiz, 58, 59). Kişi, tanıdığı bir kimseye kabrinin başından geçerken selâm verirse, ölü selâmını alır ve onu tanır. Tanımadığı bir kimsenin kabrinin yanından geçerken selam verirse, ölü, selâmını alır (Gazzâli, İhyau Ulûmi’d-din, IV, Ziyâretü’l-Kubur bahsi).
Kabir ziyareti sırasında mezarda namaz kılınmaz. Kabirler asla mescid edinilmez. Kabre karşı da namaz kılmak mekruhtur. Kabirlere mum dikmek ve yakmak caiz değildir (Müslim, Cenâiz, 98; Ebû Dâvud, Salât, 24; Tirmizî, Salât, 236).
Boş yere para harcandığı için, ya da kabirlere tazim için buralarda mum yakılmasını Hz. Peygamber yasaklamıştır. Kabrin üzerine oturmak ve mezarları çiğnemek mekruhtur (Müslim, Cenâiz, 33; Tirmizi, Cenâiz, 56).
Kabirde ziyaretle bağdaşmayan edep dışı ve boş söz söylemekten, kibirlenip çalım satarak yürümekten sakınmak ve mütevâzı bir durumda bulunmak gerekir (Nesâî, Cenaiz, 100; Tirmizî, Cenaiz, 46). Kabirlere, küçük ve büyük abdest bozmaktan sakınmak gerekir. (Nesaî, Cenâiz, 100; ibn Mâce, Cenâiz, 46). Kabristanın yaş ot ve ağaçlarını kesmek mekruhtur. Kabir yanında kurban kesmek Allah için kesilse bile mekruhtur. Hele ölünün rızasını kazanmak ve yardımım elde etmek için kesilmesi kesinlikle haramdır. Bunun şirk olduğunu söyleyenler de vardır. Çünkü kurban kesmek ibadettir; ibadet ise yalnız Allah’a mahsustur. Kabirler Kâbe tavaf edilir gibi dolaşılıp tavaf edilmez. Ölülerden yardım istemek ve bunun için mezar taslarına bez, mendil ve paçavra bağlamak kişiye yarar sağlamaz. Bazı kabir ve türbelerin hastalıklara şifalı geldiğine inanmak ve bunların taş, toprak ve ağaçlarını kutsal saymak İslam’ın tevhit inancı ile bağdaşmaz.
Diri veya ölü olsun salih kimseleri Allah’tan bir şey istemek için aracı kılmaya “tevessül”* denilir. Kabirde kişinin başkasına bizzat bir fayda vermeye veya bir zararı gidermeye gücü yetmez. ibn Teymiyye ve taraftarlarına göre Allah’tan bir şey isterken peygamber bile oka salih kulları aracı kılmak haram, hatta şirktir. Çoğunluk İslâm âlimlerine göre ise Allah’tan bir şey isterken salih zatları aracı ve esile kılmak ve bunun için onların kabirlerini ziyaret etmek caizdir. Meselâ “Hz Muhammed hakkı için, onun hürmetine, ya Rabbi onunla sana dua ediyorum, şu isteğimi yerine getir” demek duaların kabulüne vesile olur. Hanefi ve Malikilere göre kabir ziyaretini cuma ve bunun iki yanındaki perşembe ve cumartesi günleri yapmak daha faziletlidir. Şafiîler, perşembe gününün ikindi vaktinden başlamak üzere cumartesi sabahına kadar ziyaretin daha uygun olacağını söylemişlerdir. Hanbeliler, ziyaret için belli bir gün tahsis etmenin doğru olmadığını belirtmişlerdir. Sonuç olarak cuma günü ziyaret daha faziletli ise de diğer günlerde ziyaret de mümkün ve caizdir (Abdurrahman el-Ceziri, el-Fıkh ale’l-Mezâhibi’l-Erbea, I, 540).