Paylaş
Kabirde İnsanı İlk Hesaba Çeken Melekler
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Sorgu melekleri isimleri ve görevleri
İmam Ahmed b. Hanbel’in Müsnedinde naklettiği uzunca bir hadiste Rasûlullah (a.s), ensardan bir adamın kabri başında, iki veya üç defa “Kabir azabından Allah’a sığının!” dedikten sonra, bir mü’min için ölüm ve sonrasını şöyle anlatır:
“Mü’min kulun dünyadan kopup, ahirete gitme zamanı geldiği zaman, gökten ona, yüzleri sanki güneş gibi beyaz melekler iner. Beraberlerinde cennet kefenlerinden bir kefen ve cennet kokularından birtakım kokular bulunmaktadır. Mü’minin göz mesafesine otururlar. Sonra ölüm meleği yaklaşır ve başucuna oturup “Ey güzel ve hoş can, haydi Allah’dan bir bağış ve hoşnutluğa çık gel!” der. O can, ağızdaki suyun aktığı gibi akıp kolayca çıkar. Azrail de onu alır ve elinde bir an bile bekletmeden, o kefene ve kokuların içine sarar. Bu esnada o candan, yani ruhtan, yeryüzünde bulunan misk kokularının en güzeli gibi bir koku çıkar. Ölüm melekleri onu alıp, birlikte yükselirler. Uğradıkları her melek topluluğu, “Bu güzel ruh kimdir?” diye sordukça, onlar, hayatta iken insanların ona verdiği en güzel ismi ile, “Bu, falan oğlu falandır.” diye cevap verirler. Böylece birinci göğe ulaşırlar ve kapının açılmasını isterler. Onun için göğün kapısı açılır. Her gökte, o göğün en kıymetli melekleri, bu ruhu bir sonraki göğe kadar teşyî ve ona refakat ederler. Neticede yedinci göğe gelinir. Allah Teâlâ, “Bu kulumun kitabını, “illiyyîn”e yazın ve onu yeryüzüne geri götürün! Çünkü ben onları, yerden-topraktan yarattım, oraya geri çeviriyorum, tekrar oradan çıkaracağım.” buyurur. Bunun üzerine onun ruhu kabirdeki bedenine iade edilir, yani yeniden diriltilir ve ona iki melek gelip yanına oturur. “Rabbin kim?” diye sorarlar. O, “Rabbim Allah!” der. “Dinin nedir?” diye sorarlar, o, “Dinim islâm!.” der. Size peygamber olarak gönderilen kim?” diye sorarlar, o, “Rasûlullah!” der. “Bilgin nedir?” derler, o, “Allah’ın kitabını okudum, ona inandım ve onun doğru olduğunu kabul ettim.” der. Bunun üzerine gökten bir ses, “Kulum doğru söyledi. Binâenaleyh onun için cennetten bir döşek serin, ona cennetten bir elbise giydirin ve ona cennetten bir kapı açın!” der. Böylece cennetin esintisi ve güzel kokusu ona gelir, kabri göz alabildiğine genişletilir. Derken yanına güzel yüzlü, güzel elbiseli, güzel kokulu bir adam gelir ve der ki: “Seni sevindirecek şeylerle müjdelen, yani müjdeler olsun, sevineceğin şeylere ulaşacaksın. İşte bu, va’dolunduğun gündür”. Ona, “Sen kimsin? Yüzün, uğur getiren bir yüz..” diye sorar, o, “Ben senin sâlih amelinim.” der. Kul o anda, “Ey Rabbim! Kıyameti hemen kopar, kıyameti hemen kopar ki aileme ve malıma, yani benim için cennette hazırladığın evlere ve yüce makamlara kavuşayım.” der.
“Dünyadan ayrılıp, ahirete gitme zamanı geldiğinde, kâfir kula da gökten, beraberlerinde kalın ve sert kumaşlar bulunan siyah yüzlü melekler gelirler ve gözünün göreceği yere otururlar. Sonra Azrail yaklaşıp başucuna oturur ve, “Ey pis can, haydi Allah’ın kızgınlığına ve gazabına çık gel!” der. Böylece o can, bedeninden ayrılır. Azrail, onu, çok parçalı bir şişi ıslak yünden çekip kopardığı gibi çeker çıkarır. Onu aldığı zaman, elinde bir an bile tutmadan hemen o sert ve kalın kumaşa sarar. O zaman ondan, yeryüzünde bulunan leş kokularının en kötüsüne benzer bir koku çıkar. Melekler onunla beraber yükselirler ve uğradıkları her melek topluluğu, “Bu pis ruh kimdir?” diye sorarlar. Onlar, hayatta iken insanların ona verdiği en çirkin ismini kullanarak derler ki: “Bu, falan oğlu falandır.” Böylece birinci göğe gelinir ve kapının açılmasını isterler, ama ona göğün kapısı açılmaz… Allah Teâlâ, “Onun kitabını en aşağı yer tabakasındaki “siccîn”e yazın!” der. Böylece onun ruhu aşağılara atılır.. Derken cesedine döndürülür ve iki melek gelip yanına oturur ve ona, “Rabbin kim?” diye sorarlar, o, “Haa, haa.. Bilmiyorum.” der. Ona, “Dinin nedir?” derler, o. “Haa, haa.. Bilmiyorum.” der. “Size peygamber olarak gönderilen kimdir?” derler, o, “Haa, haa… Bilmiyorum.” der. Bunun üzerine gökten bir ses, “O kulum yalan söylüyor. Dolayısıyla ona ateşten bir döşek hazırlayın ve cehennemden bir kapı açın!” der. Böylece ona cehennemin sıcaklığı ve zehirli yakıcılığı gelir; kabri de, kaburgalarını birbirine geçirecek kadar daraltılır. Derken çirkin yüzlü, kötü elbiseli ve pis kokulu bir adam gelir ve ona, “Hoşuna gitmeyen şeyleri sana müjdelerim! İşte bu, tehdid olunduğun gündür.” der.,O, “Sen kimsin? Suratından şer akıyor.” diye sorar. O, “Ben senin kötü işlerinim.” der. Bunun üzerine o kul, kabrine açılan kapıdan, cehennemde kendisi için hazırlanmış gördüğü azaptan korkarak “Ey Rabbim, kıyameti koparma!”der….” [1][388]
Bu uzun hadis-i şerif, ayrıca Ebû Davud’un ve İbn Mâce’nin Sünen’lerinde; İbn Kesîr’in Tefsir’inde yeralmakta, “hasen” bir hadis kabul edilmekte, delil kabul edilen güvenilir raviler tarafından rivayet edildiği bildirilmektedir.[2][389] Görüldüğü gibi bu hadiste, ölüm meleği ve yardımcılarının yanısıra, kabirde insanı ilk hesaba çeken iki melekten bahsediftnektedir. Kur’ân’da bu iki melekten özel olarak bahsedilmemiştir. Ama bu hadis dışında sahih birçok hadiste, bu meleklerden bahsedilmiştir. Hem Buhârî, hem de Müslim’in Sahih’lerinde yeralan bir hadiste Rasûlullah (a.s) haber vermiştir ki:
“Kul kabrine konup de ailesi ve arkadaşları onu orada bırakıp gittikleri ve o kul, çekip gidenlerin ayak seslerini duyduğu zaman, iki melek gelip onu oturturlar ve derler ki:
“Sen şu zat, yani Muhammed (a.s) hakkında ne der idin?” O kişi mü’min ise,
“Şahadet ederim ki o, Allah’ın kulu ve peygamberidir.” der. Bunun üzerine ona,
“Cehennemdeki şu yerine bak! İşte onu, cennetten bir yer ile değiştiriyoruz.”, yani “Eğer sen mü’min olup da bu soruya doğru cevap veremeseydin, o cehennemdeki yere girecektin.” denilir. Mü’min bunların her ikisini de görür. Ama kabre konan kişi münafık ve kâfir ise, ona,
“Sen şu zat hakkında ne der idin?” denildiğinde,
“Bilmiyorum, insanlar ne derlerse, ben de onu derdim.” cevabını verir. Bunun üzerine,
“Ne bildin, ne de uydun.” denip, ona demirden bir topuz ile öyle bir vurulur ki, insan ve cinlerden başka bütün varlıkların duyduğu bir çığlık atar.” [3][390] İlgili bir diğer hadiste bu iki melekten birinin adının “münker”; diğerininkininse “nekîr” olduğu bildirilmiştir.[4][391] Anlaşılıyor ki Allah Teâlâ’nın, her işle görevlendirdiği çeşit çeşit melekleri bulunmaktadır ve Kur’ân da bunların sadece bir kısmından bahsetmiştir; bir kısmını peygamberine ayrıca bildirmiş ve dolayısıyla o, hadislerinde bahsetmiştir. Elbette bunların dışında da kim bilir daha nice melekler vardır.
Râzî, Kaf Sûresi 17-18. âyetlerinin, “Onu, yani insanı o iki melek karşıladığında, o kimsenin sağında ve solunda oturan vardır..” manasında da olabileceğini belirttikten sonra şu izahı yapar: Bu manaya göre, karşılayanlar, kulun ruhunu ölüm meleğinden teslim alan iki melek olmuş olur. Bunlardan birisi, iyilerin ruhlarını kabirlerinden alır ve o ruhları diriliş gününe kadar, sevinç ve huzur verecek yerlerde dolaştırır. Diğeri de kötü kimselerin ruhlarını kabirlerinden alır ve diriliş gününe kadar, üzüntü ve sıkıntı veren yerlerde dolaştırır. İşte bu sebeble Cenâb-ı Hak, “O insanın sağında ve solunda oturanlar vardır.” yani, “O iki melek karşılayıp, insanın bu iki sınıftan hangisinden olduğunu sordukları zaman, ölen o insanın yanında, sağında-solunda oturan melekler vardır.” buyurmuştur. Binâenaleyh bu iki melek geldiğinde, ölenin yanında, onun amellerini yazan iki diğer melek bulunmaktadır. Gelenler o katip meleklere, onun hangi gruptan olduğunu sorarlar. Eğer o insan, sâlihlerden ise, sürür meleği onun ruhunu yanma alıp, sevinçli olarak diğer meleğin yanına döner. Eğer bu insan kötülerdense, onun ruhunu da azap meleği yanına alır ve diğer meleğin yanına mahzun olarak döner.[5][392]
İbn Kayyım’ın “er-Rûh” isimli eserinde, İbn Haceri’l-Heytemi’nin “el-Fetvâ’sında, Kazvinî’nin “Acâ’i-bu’l-Mahlûkâf’ında ve daha birçok eserde ölüm meleği ve münker-nekir ile ilgili zayıf-sahih çeşitli bilgiler ve rivayetler bulunmaktadır. Fakat biz bu kadarla yetiniyoruz.[6][393]
[1][388] Müsned, 4/287.
[2][389] Sirâcüddin, s. 212.
[3][390] Buhârî, Cenâiz, 68, 87; Müslim, Cennet, 70 (4/2200).
[4][391] Tirmizî,Cenâiz, 70 (3/383).
[5][392] Râzî, 20/280.
[6][393] İbn Kayyım, s. 46-75; Heytemi, s. 5-25; Kazvinî, s. 56-57, 407.
BENZER KONULAR:
- Kabirde Sorgu melekleri hangi dilde olacak
- Münker Nekir melekleri görevleri
- Meleklerin duyguları var mı ?
- Meleklerin sayısı hakkında bilgi
- Meleklerin Görevleri Nelerdir?
- Tümünü görüntüle.
Cevapla