Kader kuranda hangi ayette geçiyor?

İslâm dininde iman esaslarının altı olduğunu çocukluğu muzdan beri bize büyüklerimiz öğretmiştir. Ancak son zamanlarda bazıları, iman esaslarının Kur’ân’da beş olarak sayıldığını, altıncı esas olan kadere imanın ise Kur’ân’da geçmediğini iddia etmektedirler. Bu açıklamalar ve iddialar insanlarda kafa karışıklığı meydana gelmesine sebebiyet vermektedir. Bu nasıl izah edilebilir?

Kur’ân’da kader bir inanç esası şeklinde açıkça belirtilmemekle birlikte, Allah’ın yeryüzünü düzenlemesi ve biçimlendirmesi ile her nesne ve olayı bir ölçüye göre belirlemesinin kader kelimesi ile ifade edilmiş olması, kader inancının en önemli delilidir. Nitekim kader kelimesi Kur’ân-ı Kerim’de ölçü, miktar ve güç anlamlarında kul lanılmaktadır. Ölçü, bir şeyin boyutlarını ve yerini belirlemek; miktar, içerik ve kütlesini tayin etmek; güç ise, bu ikisinin meydana gelmesi için gerekli olan etken anlamına gelmektedir. Yüce Allah’ın Kâdir sıfatı veya Kadîr ismi, sadece güç yetiren anlamını değil, ev rene ölçü konulması ve miktarının tayin edilmesini de ifade etmek tedir. Allah’ın ölçü koyması ve miktar tayin etmesi ise evrenin bir düzen içinde yaratılması anlamına gelir. Bu düzen bugün için geçerli olduğu gibi geçmiş ve gelecek için de geçerlidir. İşte evrene konu lan bu düzenin adı kaderdir.

Ayetlere bakıldığında kader kelimesinin çeşitli türevlerde Kur’ân’da yüzden fazla yerde geçtiği görülmektedir. Bütün bu ayetlerde Yüce Allah, var etme aşamasından idare etme aşamasına kadar âlemi belli bir ölçü ve düzen içinde yarattığını ve idare ettiğini bildirmektedir. Çünkü “Yaratma da (halk) idare etme de (emir) O’nun yetkisindedir.” (A’râf 7/54) Nitekim, “Biz her şeyi belli bir ölçüde yarattık” (Kamer 54/49) ayeti de yaratma aşamasının tesadüfi değil, belirli bir ölçü ve kurallar çerçevesinde olduğunu göstermektedir. Buradaki ölçü ve kurallardan maksat, Allah’ın her işini hikmetli, dengeli ve adalete uygun yaratmasıdır. Yüce Allah yaratırken bir denge gözetir ve yarattığının yerli yerinde olmasını sağlar. O’nun yarattığını geçersiz kılmak, geriye döndürmek, hiç olmamış hâle getirmek hiç kimsenin gücü dâhilinde değildir.

https://www.dinisite.tr/kategori/kuran-i-kerim/

Aynı şekilde Yüce Allah’ın, insanın ana rahmindeki yaratılış evrelerini gelişmesini bildiğini ifade ettikten sonra “O’nun katında her şeyin bir ölçüsü vardır” (Ra’d 13/8) buyurması, ana rahminde kontrol altında olan insanın, dünya hayatında ve ölümden sonraki hayatta da, Allah’ın bilgisi, takdiri ve kontrolü altında olduğunu bize bildirir. Nitekim ana rahmindeki bir çocuğun ne zaman, nasıl, nerede doğacağını bilmek mümkün olmadığı gibi, dünyaya gelmiş bir insanın ne zaman, nasıl ve nerede öleceğini bilmek de mümkün değildir. Her iki duruma yönelik birtakım tahminler yürütülse bile, tahminlerin dışında birçok sonucun meydana geldiği de bir gerçektir. Öyleyse kader insan için bilinmeyen bir alandır. Bu kader sırrını bilen sadece Allah’tır. Bir insanın bunu bilme iddiasında bulunması Allah’ın koyduğu sınırı aşmak anlamına gelir. Çünkü gelecek Allah’ın kudreti dâhilindedir ve insana kapatılmıştır. Zaten insan, geleceği bilmekle değil, içinde bulunduğu ânı değerlendirmekle, ölçülü ve dengeli yaşamakla yükümlüdür. Bu da kaderin inkâr edilemez bir gerçeklik olduğunun en açık göstergesidir.

Bir başka ayet-i kerimede ise “Allah’ın işi, belirlenmiş bir ölçüye (kader) göredir” (Ahzâb, 33/38) buyurulmaktadır. Buna göre Allah bir olgu veya olay hakkında hüküm verdiğinde, sonucu kesinlikle gerçekleşir. Öyleyse Yüce Allah makro düzeyde kâinat, mikro düzeyde in san dâhil bütün olgu ve olaylar hakkında bir hüküm vermekte, ölçü koymakta ve sünnetullah denilen bir düzen içinde bütün evreni yönetmektedir. Öyleyse evrende her şey O’nun idaresi altındadır. Kader inancı ile ilgili hadislerde gelen bilgiler ise daha net ve açıktır. Sözgelimi Cibril hadisi içinde geçen Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere ve ahirete iman şeklindeki beş iman esasından sonra altıncı esas olarak hayrıyla ve şerriyle birlikte kadere iman gelir. (Müslim “İmân” 1; Tirmizî “İmân”, 4)

Önemli hadis kaynaklarının başında gelen Buhârî, “Kitâbü’l Kader” başlığı ile açtığı bölümde 16 bâb içinde kaderle ilgili birçok hadise yer verir. Bu hadislerde Allah’ın gücünün her şeyi kuşattığı, ana rahminden ölünceye kadar insanın her hâlinin ve tavrının ilâhî bilgi ve irade dâhilinde olduğu belirtilir. Ayrıca insanın başına gelecek bela, musibet ve hayır cinsinden her türlü olgu ve olayın Allah’ın ilmi, iradesi ve kudreti dâhilinde bulunduğu vurgulanır. Örnek olması bakımından “Belaya uğramaktan, küfre düşmekten, kötü kazadan ve düşmanı sevindirmekten Allah’a sığının” (Buhârî, “Kader”, 13) an lamındaki hadisi zikretmek mümkündür. Bu hadisin bâb başlığında ise İmam Buhârî, Felak Sûresi’nde geçen “Yarattıklarının şerrinden aydınlığın Rabbi’ne sığınırım” kısmını getirir. Burada anlatılmak is tenen Yüce Allah’ın, kader çerçevesinde evrene bir düzen koymuş, insanı bu düzen içinde yaratmış ve imtihana tâbi tutmuş olmasıdır. İn san bazen iyi şeylerle karşılaşabileceği gibi, kötülerle ve kötülüklerle de yüz yüze gelebilir. İnsana düşen yaratıcısı olan Allah’a sığınarak karşılaştığı olumsuzluklarla yüzleşmesi ve mücadele etmesidir.

Sonuç olarak her ne kadar Kur’ân’da Bakara Sûresi 177. ve Nisâ Sûresi 136. ayetlerinde Allah’a meleklerine, kitaplarına, peygamberlere ve ahirete iman şeklinde beş esas sayılsa da, yukarıda zikredildiği gibi, yüzden fazla ayette kader kavramı geçmekte ve daha açık bir şekilde Hz. Peygamber’in sözlerinde, bir inanç esası olarak ifade edilmektedir. 88 Soru Cevap

https://www.arapcadua.com/kategori/kuranda-dua/

BENZER KONULAR:

• Izdırari kader ne demek
• kader nedir? Kısaca
• Mutlak kader ve Muallak kader nedir
• kader nedir? İslamda Kader kavramı
• Kaderiye ne demek? Kaderiyye mezhebinin görüşleri
• Tümünü görüntüle.