Kaderimiz çiziliyse kararlarımızdan niye sorumlu tutuluyoruz
İnsanın hayatında kendi müdahalesinin mümkün olmadığı bazı durumlar vardır. Bir insan rengine, cinsiyetine, diline, ailesine, milliyetine karar veremez. Bunları kendi tercih ve iradesi ile belirlemesi mümkün değildir. Bu aralar onun kaderi olarak Rabbimizin takdir ettiği şeylerdir ne onun için en hayırlı olandır. Bir başka açıdan Kader, İnsan söz konusu olduğunda varlık bulunduğu an ile ölümü arasında geçen hayat serüvenidir. insan için bir dakika sonrasında ne ile karşılaşacağı bilinmez bir konu iken,Onun Bütün ömrünü baştan sona binmesi Elbette ki mümkün değildir. geçmiş ve gelecekteki her şeyi en ince ayrıntısına kadar Bilen tek varlık rabbimizdir. Allah’ın insanın başına ne geleceğini ve Olaylar karşısında nasıl davranacağını biliyor olması yani bunların bilgisinin Allah’ın ilminde var olması, insanın sorumluluğunu ortadan kaldırır mı?
Burada en önemli konu, insanın tercihlerini kendi iradesini kullanarak yapıp yapmadığıdır. insan tüm hayatı boyunca karşısına çıkan durumlarda hangi kararları vereceğini Elbette önceden bilemez. Ancak şu anda ve zamanı geldiğinde o zamanın şu anı olacak olan gelecekte, vereceği elbette önceden bilemez.Ancak şu anda ve zamanı geldiğinde o zamanın şu anı olacak olan gelecekte, vereceği kararları kendi hür iradesiyle, iyi ve kötü arasında bir değerlendirme yaparak alabiliyor ve Bu kararlarını uygulayabiliyorsaki uyguluyabiliyor-Işte sorumluluk burada devreye girer. Sorumlu Tutulma, kendisine irade yani tercih etme hakkı verilmiş bir varlık olarak insanın,İnanç ve amellerinin sahibi olması ve bunlardan sorguya çekilmesidir.
Rabbimizin Emin’in ve gücünün büyüklüğü ile kulun irade ve tercihini hangi yönde kullanacağını önceden biliyor olması kul için zarar verme açısından bir zorunluluk oluşturmaz. Bu konuyu bir örnekle izah edebiliriz. Mesela Üniversiteyi bitirdikten sonra, nerede çalışacağı konusunda doğru kararı vermek durumundaki bir insanın, olası ihtimalleri gözden geçirme aşamalarında sürekli kararsız kalması, verdiği kararı uygulamaya koymadan başka bir karar alması, arkadaş ve ailesinin görüşlerine başvurması, bu mesleği yapanların fikirlerinden etkilenmesi çok doğaldır. işte tüm bu yoğun karar alma sürecinin sonucunda kişi bu seçenekler arasından, hür iradesini kullanarak bir tercihte bulunur. Yaptığı tercihte bir takım dış etkiler bulunmasına rağmen son kararı kendisi vermiştir. Verdiği karar Ve yaptığı tercihin sorumluluğu artık kendisine aittir. karşılaştığı olası olumsuzluklarda “ senin Etkin altında kaldığım için bu yönde karar vermiştim başıma gelenlerden sen sorumlusun” şeklinde başkasını suçlayarak ondan hesap soramaz.
Daha önceden olmuş, şu anda olan ve Gelecekte olacak Her şeyi sınırsız ilmi ile bilen ve sonsuz kudreti ile her şeye gücü yeten Rabbimiz, bu insanın bu şekilde karar vereceğini sadece kendine mahsus olan özel ilmi ile bilmektedir. zamanın yaratıcısı olan Allah için, bizim gibi öncelik sonralık sınırlandırılması söz konusu olmadığına göre onun bu insanın kararını bilmesi ve önceden kayıt altına almış olması, Allah’ın zaman ve mekanla sınırlı olmaması, her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten olması sebebiyledir.Kişi kararında kendi hür iradesiyle kullanmış; Allah sonsuz ilmi ile Onun nasıl karar vereceğini bildiği için de kaderini o şekilde kayıt altına almıştır.
Diyanet
BENZER KONULAR:
Answers ( 3 )
İnsanın hayatında değiştiremeyeceği şeyler vardır. Mesela insan kendi cinsiyetini daha doğmadan seçemez, kendi konuştuğu dili seçemez. Bu gibi şeyler çalışarak, çabalayarak olan şeyler değildir. Fakat bazı durumlar vardır ki insanın kaderi değişmese bile insandan bir icraat, bir fiiliyat beklenmektedir. Rabbimiz (cc) bizlerin cennetlik mi yoksa cehenneme mi gideceğimizi bilmektedir. Fakat şöyle bir durum daha vardır. İnsan dünyada yaptığı işlerle ahiretteki yerini kendisi hazırlamaktadır. Allah ve Rasulü’nün emir ve yasaklarına itaat ederse sonu Allah’ın izni ile cennettir. Fakat Allah ve Rasulü’ne itaat etmez, asi bir kul olur ise sonu cehennemdir Allah muhafaza. Zaten bunun adına da bizler imtihan diyoruz.
Öncelikle tanrı geleceği ve geçmişi kayıtsız şartsız biliyorsa,biz insanların atası adem ve havvayı yaratıp neden onları sınamaya çalıştı? Yani daha doğru bir tabirle tanrı madem Havva ve Adem’in ne yapacağını (Yasaklı elamyı yemeleri) biliyordu neden onlara bu elmayı yemeyin deyip onları sınadı ? Neden insanları yaratıp bu dünyaya koyup bazı kurallar koydu? Bu kuralları kimin yapıp kimin yapmayacağını bildiği halde neden sınadı yoksa tanrı insanlarla alay mı ediyor ? En başa dönelim şeytan,şeytanın Havva ve Ademi kandıracağını bildiği halde neden engel olmadı ? Gelecekte Şeytanın ona(Tanrı) karşı geleceğini bildiği halde neden yarattı ? Yoksa tanrı geleceği bilmiyormuydu ? Herşeye gücü yeten tanrı geleceği nasıl bilmez? O zaman tanrı diye birşey yokmudur? Teşekkürler şimdiden.
İslam dinine göre, Allah her şeyi bilen ve her şeyi kontrol eden bir varlıktır ve kader, Allah’ın önceden belirlediği bir takdiri ifade eder. Ancak, İslam’a göre, insanların özgür iradesi de vardır ve insanlar kendilerini belirli eylemler yapmaya veya yapmamaya karar verebilirler.
Allah’ın önceden belirlediği kader, insanların özgür iradeleriyle yaptıkları seçimler sonucunda gerçekleşir. Yani, insanlar özgür iradeleriyle bir seçim yaparlar ve bu seçimler kaderin gerçekleşmesine etki eder. İnsanlar Allah’ın belirlediği kader doğrultusunda hareket ederler, ancak yaptıkları seçimler sonucunda farklı bir kader ortaya çıkabilir.
Bu nedenle, insanlar yaptıkları seçimlerden sorumludur. Çünkü, seçimlerinin sonucu ne olursa olsun, bu seçimler kendi iradeleri doğrultusunda yapılmıştır. İnsanlar Allah’ın belirlediği kader doğrultusunda hareket ederler, ancak yaptıkları seçimler sonucunda kaderin değişebileceği ve farklı bir sonuca ulaşılabileceği düşünülür.
Kısacası, İslam dinine göre, insanlar özgür iradeleriyle seçim yapabilirler ve yaptıkları seçimlerden sorumludurlar. Allah’ın belirlediği kader doğrultusunda hareket ederler, ancak yaptıkları seçimler sonucunda farklı bir kader ortaya çıkabilir. Bu nedenle, insanlar yaptıkları eylemlerden sorumludur ve ahirette bu eylemlerinin karşılığını alacaklardır.