Değerli hanım kardeş, ‘Müslüman kadın çalışamaz’ şeklinde bir kural koyamayız. Çalışmayı, rızık temin etmeyi erkeklere tahsis etmenin bir dayanağı yoktur. Kadın da çalışabilir, kazanabilir, servet sahibi olabilir. Sonunda da sadakalar veren, hayırlar yapan bir kadın olarak Rabb’ine gidebilir. Bunun hiçbir dinî engeli yoktur. Tekrar ediyorum: Kadının çalışmasının dinen bir engeli yoktur. Engel, kadının, kadınlığının zarar görmesindedir. Zira Müslüman toplumun, kadınını kaybetmesi ile topraklarını kaybetmesi arasında fark görmeyecek kadar önemli bir yerde görüyoruz kadını. Müslümanlar, kadınlarını iş yerlerine gönderdikten sonra nesil yetiştirme kabiliyetlerini zedelemektedirler. Bireysel şartlar, istisnai durumlar bu genel kuralı aşamaz. Kadının çalışması ile alakalı olarak şu üç tespiti yapabiliriz. Birinci tespit: Kadının fiilen bulunması zorunlu alanlar vardır. Tıp da bunların başında gelmektedir. Doğumu teşvik eden, önünde çocuk doğurmuş bir kadına, cepheden gelmiş bir gaziye dizilen övgüleri dizen, onun doğumuna katkıda bulunmaktan sevaplar uman bir ‘kadın doğumcu’ doktorun ne büyük bir hizmet yaptığını takdir edebiliyor musunuz? Sadece kadın doğumcular da değil. İnsan sıhhati ile alakalı her branş, kadının da o branşta bulunmasını gerektiriyor. Bunun için kadınların, zekâ ve özel şartları izin veriyorsa, Allah’ın Şeriat’ının aşılmadığı zeminlerde tıp öğrenmelerini ve ibadet niyeti ile bu işi icra etmelerini tavsiye etmekte bir sakınca görmüyoruz.
İkinci tespit: Kadının, şu veya bu nedenle çalışması zorunlu olabilir. Rızkını temin etme zorluğu veya kendisinin takdir edeceği bir zorunluluk, kadını çalışmaya mecbur edebilir. Bu da olur diyeceğimiz alanda kalmaktadır. Bu durumda Müslüman hanım, en zararsız, en az yıpratan işi tercih eder ve çalışır. Buna da zaruret dairesi içinde tutabiliriz.
Üçüncü tespit: Kadın çalışınca ne oluyor? Ya da kadının çalışmasını sürekli canlı bir konu olarak önümüze getirenler ne amaçlıyorlar? Bunu düşünmemiz gerekmez mi? Mesele sadece kadının da para kazanması ile sınırlandırılabilecek kadar basit görülebilir mi? Şu çıkmazlar, kadının çalışmasının ürünüdür; biz de bir mü’min olarak konuyu, daha geniş bir pencereden görmek zorundayız:
– Kadının çalışması, erkeğe göre daha narin olan bedeninin yıpranması demektir. İşin sekreterlik veya santralde görevli olması ile bu sonuç değişmiyor. Bedeni yıpranan kadın insanlık için bir kayıptır.
– Kadının çalışması, doğum oranının azalması demektir. Ne kadar doğurma yanlısı olursa olsun, çalışan kadın zor doğurur.
– Kadının çalışması, doğurduğu çocuğu istediği gibi büyütememesi demektir. Ya eksik büyütecek ya da anne olmayan birine çocuğunu büyüttürecek. Kreşe, anaokuluna ve okula annelik yaptıracak. Bu da olduğu gibi zarardır. Kimse, anne gibi anne olamaz.
– Kadının çalışması, eşi açısından yetersiz bir kadınla yaşama sonucunu getirecektir. Bu da, aile içi sorunları ateşleyecek, erkeği kadın düşmanı, kadını erkek düşmanı yapacaktır. Elinde, hesabında parası olan kadınla, eşinin kazancını yiyen kadının psikolojisi aynı değildir. Gencecik kızlar, daha baliğa olmadan boşandığında nasıl yaşayacağını hesaplayarak diploma sahibi olmayı düşünüyorlarsa önümüzde ciddi bir sorun var demektir. Neden ne olursa olsun, çalışan her kadın Ümmet için bir kayıptır. Meselenin bir de ahlâk boyutu vardır ki ona değinmeye gerek görmüyorum. Sıhhat ve afiyet içinde olmanızı dilerim.
Kadının restoranda çalışması
Question
CEVAP:
Answer ( 1 )
Kadının restoranda ya da kafede çalışmasının caiz olup olmadığı, İslam’ın öğretileri çerçevesinde çeşitli faktörlere bağlıdır. İslam’da çalışmak, temel olarak haram değildir; ancak kişinin yaptığı işin içeriği, çalışma ortamı, ahlaki değerler ve İslami prensiplere uygunluk açısından dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır.
Kadınların restoranda veya kafede çalışması ile ilgili genel görüşler şu şekilde özetlenebilir:
İslam’a Uygun Çalışma Koşulları: Kadınların çalışma ortamlarında İslam’a uygun şekilde giyinmesi, iffetini koruması ve başkalarıyla gereksiz yere iletişimde bulunmaması gerektiği ifade edilir. Bu, kadının çalışırken başkalarına karşı hem ahlaki hem de dini kurallara uymasını sağlar.
Yabancı Erkeklerle Etkileşim: Yabancı erkeklere yemek servisi yapmak, sipariş almak gibi işlemler, eğer uygun sınırlar içinde yapılırsa genellikle caiz kabul edilir. Ancak bu durumun, kadın ile erkek arasındaki gereksiz etkileşimleri artırmaması, arada dikkat edilmesi gereken sınırların korunması önemlidir. Örneğin, göz teması, samimi konuşmalar ve gereksiz yakınlık gibi durumlar sakıncalı olabilir.
İşin Türü: Kadının çalıştığı işin içeriği de önemlidir. Restoran veya kafede çalışmanın içeriği, İslam’ın belirlediği helal kurallarına uygun olmalıdır. Örneğin, alkol satan bir yerde çalışmak, bazı İslam alimlerine göre caiz olmayabilir. Aynı şekilde, şüpheli veya haram sayılabilecek diğer işlerin yapılması da sakıncalıdır.
Sonuç olarak, kadının restoranda ya da kafede çalışması, belirli şartlar altında ve İslami kurallara uygun şekilde yapılırsa caiz olabilir. Bununla birlikte, her durumda kişinin dini duyguları, çevresi ve kişisel kararları da göz önünde bulundurulmalıdır.