Paylaş
Kan necis midir? İslam’da kan ile ilgili hükümler
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Kan Necis Mi?
Dinimizde KAN hakkındaki hükümler
İslâm dini yiyecekler ve içecekler konusunda genel ilke olarak iyi ve temiz şeylerin helâl, pis şeylerinse haram kılındığını açıklamış, bu konuda ancak belli bir hikmete istinaden ve çok sınırlı sayıda yasaklama getirmiştir. (kan necistir ayeti) Konuyla ilgili âyetler {el-Bakara 2/173; el-Mâide 5/3, 90; el-En’âm 6/145;en-Nahl 16/115) bu yasaklamanın domuz eti, murdar ölmüş hayvan (meyte), şarap, akıtılmış kan, Allah’tan başkası adına kesilmiş hayvanlar şeklinde birkaç maddeye münhasır olduğunu, bunun dışında yeryüzünün bütün güzelliklerinin, nimet ve rızıklarının insanın yararına sunulduğunu haber verir. Bu sayılanların yenmesinin, içilmesinin haram kılınmasının bilinebilen ve bilinemeyen çeşitli hikmet ve yararları vardır. Kan da İslâm dinince haram olduğu bildirilen bu sayılı maddelerden biridir.
Bazı toplumlarda ve İslâm öncesi Hicaz-Arap toplumunda, canlı veya kesilen hayvanlardan akan kanın içilmesi gibi çirkin bir adetin bulunduğu bilinmektedir. Kur’ân’da kanın haram kılındığını bildiren âyetlerin bir kısmında kan yalın (mutlak) olarak geçmekte ise de En’âm sûresinde {6/145) bu yasaklanan kanın akıtılmış kan olduğu bildirilmiştir. Bu sebeple hayvan dinî kurallara uygun şekilde kesilip kanı akıtıldıktan sonra ette, damarlarda, ciğer ve kalpte tabii olarak kalmış kanın etle birlikte dolaylı olarak yenmesi haram olmaz.
İslâm dininin kanın yenmesi ve içilmesini yasaklamış olmasının bugün için anlaşılabilir ve haklı birçok sebebi vardır. Modern tıp ilmi de günümüzde, kanın mikropların gelişmesi, çoğalması ve hastalıkların yayılması için çok uygun bir ortam ve araç teşkil ettiğini, kanın içilmesinin İnsan sağlığına zarardan öte hiçbir faydasının bulunmadığını ifade etmektedir.
İslâm’ın kanın haram olduğunu ifade etmesi, kanın doğrudan yenilip içilmesinin ve bu amaçla alım-satımının haram olması anlamındadır. Kanamalı hastaya başka bir şahıstan kan nakli ise, önemli bir tıbbî tedavi metodu olarak elbette farklı hükümler taşır. Zaruret halinde dinî-hukukî yasakların kalkması ve o zaruret giderilinceye kadar haram ve yasağın mubah ve serbest sayılması, İslâm dininin genel ilkelerindendir. İnsan hayatını kurtarma da en başta gelen ihtiyaç ve zaruretler arasında yer alır. Kan eksikliği veya kaybı sebebiyle ölmek üzere olan bir kimsenin hayatının kurtarılması yönünde çaba sarf edilmesi İslâm dini nazarında, bütün müslümanlara yüklenen dini bir ödev ve bütün insanları diriltme ölçüsünde faziletli bir davranış olarak görülür. Kanın haram olduğunu bildiren yukarıdaki âyetlerde kastedilen, kan nakli veya kan tahlili suretiyle tedavi değildir. Sağlık yönünden herhangi bir sakınca taşımadığı sürece, kanın, kadın, gayrimüslim, fasık, çocuk vs. de dahil, kimden alındığı önemli değildir. Kan nakli ile herhangi bir mahremiyet ilişkisi doğmadığı gibi, kişilik, kötü huy ve alışkanlıkların transferi de söz konusu olmaz. Kan nakli yapılacak kimsenin İnanç ve amel yönünden durumu da kan verecek olanı doğrudan ilgilendirmediği gibi ona bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
İslâm hukukçuları, kanın Kur’ân’da haram kılınmış olmasının uzantısı olarak kanın ticaretinin de yasaklandığı ve kanın hukuken mal sayılmayacağı görüşüne sahiptirler. Ancak bu yasaklama ve tespit, kanın haram kılınış amacıyla kayıtlıdır. Diğer bir ifadeyle Kur’ân’da akıtılmış kanın yenmesi-içilmesi haram kılınmış, İslâm bilginleri de bu harama yol açacak tarzda kanın ticaretini, hukukî işleme konu olmasını engellemek istemişlerdir. Tedavi amacıyla kan nakli, kan aldırma, kan tahlili ve benzeri işlemler ise bu çerçevenin dışında kaldığından gerek Kur’ân’da zikredilen haram, gerekse hukukçuların ifade ettiği yasak kapsamına pek girmez. Tedavi amacıyla kan nakli ihtiyacı içinde olan kimseye kan verecek kimsenin bunun karşılığında ücret alıp alamayacağı meselesine gelince, bu konu, klasik fıkıh literatüründe tartışılan “kanın satışı” kavramının biraz dışında kalmaktadır. Klasik kaynaklarda geçen kanın satışının caiz olmayacağı yönündeki görüş, kanın Kur’ân’da haram kılınış amacı yönünde satışının caiz olmayacağı anlamındadır. Tıbbî bir ihtiyaç hatta zaruret olan kan nakli gündeme geldiğinde, verilen kan için ücret alınıp alınmaması bu açıdan ziyade İnsanlar arası yardımlaşma, acil yardıma ihtiyacı bulunan bir kimseye yardımcı olmanın ve hizmet götürmenin insanî ve ahlâkî boyutu açısından ele alınmalıdır. Tedavi amacıyla verilen kanın, ilaç hükmünde olacağı dolayısıyla mal sayılacağı, ücretinin de karşılıklı anlaşma ile belirleneceği söylenebilirse de, böylesine insani ve sosyal boyutu olan bir konunun serbest ticaret ortamına ve tarafların pazarlık gücüne terk editmesi doğru olmaz. Bu birçok istismarlara ve mağduriyetlere yol açabilir. Bu yüzdendir ki çağımızda hastaların kan ihtiyacını temin, devletin ve toplumun genel sağlık politikasını yakından ilgilendiren bir mesele olarak görülmekte ve bu İhtiyacı sağlıklı bir şekilde gidermeye yardımcı olacak birçok ara sağlık kuruluşları devreye sokulmaktadır.
Hastaya veya yaralıya nakledilmek üzere yahut tahlil için kan alınmasının yanında, tedavi amacı ile kan aldırılabilir. Belirli bir hastalığın tedavisinden ziyade kan fazlalığının vücutta meydana getirdiği rahatsızlığı gidermek üzere vücudun uygun yerlerinden kan aldırılması, eski zamanlardan beri bilinen ve uygulanagelen bir usul olup, buna “hacamat” denir. Bu işlem eskiden birçok ve benzeri aletlerle icra edilirken, günümüzde bunun yerini enjektörle kan alınması yöntemi almıştır. Hz. Peygamber değişik vesilelerle sağlığın ve tedavinin önemini vurgulamış, bu cümleden olmak üzere -işin ehli olan kişilerce yapılmak kaydıyla- kan aldırmayı da tavsiye etmiş, kendisi de bu konuda uzmanlaşmış kişilere (“haccam”) hacamat yaptırmıştır. Hz. Pey-gamber’in ihramlı ve oruçlu iken de hacamat yaptırdığı bilindiğinden, saç kestirmemek şartıyla ihramlı olarak hacamat yaptırmakda, yine oruçlu iken kan aldırmakta dinen bir sakınca görülmemiştir. Kaynak: İslam inanç ibadet ve ahlak kavramları gerçek hayat
BENZER KONULAR:
- Yerden ve Lavabodan sıçrayan su necis midir
- Mezi necis midir nasıl temizlenir?
- Sinek necis midir
- Köpek salyası necis mi, namaza engel mi?
- Yerden sıçrayan yağmur suyu necis midir
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İslam bizlerin her daim temiz ve temiz şeyler ile gıdalanmamızı istemektedir. İslam dinine göre kan haramdır. Normal şartlarda Müslüman’ın kanı ne yemesi ne de içmesi helal değildir. Bu hüküm Kur’an-ı Kerim’de bulunan ayetler ile sabittir. Fakat hayvan dinî kurallara uygun şekilde kesilip kanı akıtıldıktan sonra ette, damarlarda, ciğer ve kalpte tabii olarak kalmış kanın etle birlikte dolaylı olarak yenmesi haram olmaz.